1980'lerden mektup var

Güncelleme Tarihi:

1980lerden mektup var
Oluşturulma Tarihi: Ocak 05, 2000 00:00

Haberin Devamı

Posta İşletmesi'nin ‘‘2000 Yılına Mektup’’ kampanyası mektupları, merhum Turgut Özal dışındaki alıcılara törenle teslim edildi. Özal'ın torununa yazdığı mektubun ise kaybolduğu öğrenildi.

BAŞBAKAN Bülent Ecevit, ‘‘2000 Yılına Mektup’’ kampanyası çerçevesinde, kendisine gönderilen 23 mektubu teslim aldı. Ecevit, kendisine gönderilen mektupları Anayasa'nın ‘‘haberleşmede gizlilik’’ maddesini gerekçe göstererek, kamuoyu önünde açmadı.

Mektuplar, Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz ve Posta İşletmesi Genel Müdürü Dursun Dağaşan'ın da katıldığı törenle, Başbakanlık'ta Başbakan Ecevit'e, imza karşılığında sunuldu.

ECEVİT MEKTUBU AÇMADI

Dağaşan, Başbakan'dan, kendisine gönderilen mektuplardan bazılarının, yayın organlarında yayınlanmasını istedi. Ancak, Ecevit ‘‘Anayasanın 22. maddesine göre haberleşmede gizlilik kuralı var’’ diyerek, isteği geri çevirdi, kampanya dolayısıyla teşekkür etmekle yetindi.

Kampanyanın amacının, vatandaşların özellikle devleti yönetenlere mektup göndererek, isteklerini, beklentilerini belirtme alışkanlığı edinmelerinin sağlanması olduğunu kaydeden Ecevit, ‘‘Devleti yönetenlere mektup yazma alışkanlığı son yıllarda çok genişledi. Vatandaşlarımız artık isteklerini, şikayetlerini, beklentilerini mektupla ve faksla ilgili kuruluşlara ve devlet adamlarına gönderme alışkanlığını edindiler’’ dedi.

KURTULUŞ SAVAŞI ARAŞTIRMASI

Ecevit, PTT görevlilerinin Kurtuluş Savaşı'na da büyük katkıları olduğunu belirterek, bu katkıları inceleyecek bir araştırma yapılmasının faydalı olacağını ifade etti. Atatürk'ün de haberleşmenin önemini çok iyi bildiğini savunan Ecevit, özellikle Kurtuluş Savaşı'nda bunun çok yararlarının görüldüğünü hatırlattı.

Turgut Özal'ın kaybolan mektubu için soruşturma

POSTA İşletmesi Genel Müdürü Dursun Dağaşan, ‘‘2000 Yılına Mektup’’ kampanyası çerçevesinde 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın, torunu Turgut Özal'a gönderdiği ifade edilen mektuba tasnif sırasında rastlanmadığını belirterek soruşturma başlattığını söyledi.

Dağaşan, müfettişlerden oluşan bir heyet kurdurduğunu ve konuyla ilgili soruşturma açtırdığını belirterek, şöyle konuştu:

ÖZAL’A YAZILANLAR AİLESİNE

‘‘Mektubun teslim edildiği 1986 yılından bugüne kadar bütün süreci incelettireceğim. Eğer böyle bir mektup varsa mutlaka bulanacaktır inancındayım. Sayın Turgut Özal'a yazılmış 4 adet mektup var. Bunlar şu anda İstanbul Bölge Başmüdürlüğümüz'de bekletilmektedir. Biz mektubun alıcısı rahmete kavuştuğu için mirasçılarına teslim etmek gibi zaruretle karşı karşıyayız. Ancak Semra Özal ve çocukları biraraya geldiği zaman dağıtıcılarım ve ben veya genel müdürlükten bir yetkili götürüp 4 mektubu Özal Ailesi’ne teslim edeceğiz.’’

SÜHA TANIK: BEN ŞAHİDİM

ANAP İzmir Milletvekili Süha Tanık da ‘‘Özal'ın, başbakanlığı döneminde bu mektupları yazıp gönderdiğine şahidim’’ dedi. Turgut Özal'ın, o tarihte kendisini, ailesini ve partilileri, 2000 mektupları yazıp göndermek konusunda teşvik ettiğini anlatan Tanık, şöyle konuştu:

‘‘TBMM postanesine yazdığım mektupları götürdüğümde, benden önce sayın Özal'ın, eşi, çocukları ve ANAP Genel Merkezi'ne hitaben yazdığı mektuplar olduğunu orada öğrendim. Özal'ın mektupları, bugün bir vasiyet niteliğindedir. Mektupların bulunabilmesi için ailesinin de teslimat kartlarını bulmaları gerekiyor.’’

12 Eylül'ün PTT Paşası öldü

12 EYLÜL askeri darbesi sırasında, TV ve radyoların kontrolünü elinde tutan emekli Tümgeneral, PTT eski Genel Müdürü Servet Bilgi, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi' nde vefat etti.

Darbenin hemen ardından sorumlu bulunduğu devlet radyosunda bir generalin kendisine Hasan Mut-lucan'ın söylediği tür-küyü, ‘‘Radyoda, Ruhi Su türkü söylüyor’’ diye şikayet etmesi üzerine hışımla TRT'yi basarak adından söz ettiren Bilgi, 1985 yılına kadar beş yıl PTT Genel Müdürlüğü yapmıştı.

Genel müdürlüğü sırasında, dönemin Başbakan'ı Turgut Özal'ın da büyük desteği ile Türkiye'nin haberleşme sisteminin modernize edilmesi için büyük atılımlar gerçekleştiren Bilgi, PTT'nin TV reklamı yapmasını da sağlayan ilk genel müdürü olmuştu.

1925 yılında Adapazarı'nda doğan Bilgi, 1936 yılında Konya Askeri Ortaokulu'na girdi ve 1943 yılında Muhabere Asteğmeni olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'ne katıldı.

30 Ağustos 1981 tarihinde emekliye ayrılan Bilgi, 12 Eylül askeri müdahalesinin ardından 29 Eylül 1981 tarihinde PTT Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine getirildi. Bilgi, evli ve iki çocuk babasıydı.

Servet Bilgi'nin cenazesi, 6 Ocak Perşembe günü öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazının ardından, Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

Ecevit'ten PTT hikayesi

Ecevit, tören sırasında, halk arasında dolaşan, Posta İşletmesi'nin iyi çalıştığına ilişkin bir hikayeyi anlattı.

Buna göre, bir delikanlı, oturduğu semtteki PTT merkezinde müdürün yanına giderek, ‘‘Bana babamdan mektup var mı?’’ diye sorar. Müdür de çekmecesinden bir zarf çıkararak delikanlıya uzatır. Zarfın üzerinde ‘‘Oğluma’’ yazılıdır.

Ecevit sözlerini, ‘‘Bu da PTT'nin ne kadar önemli işlevler yapabileceğini gösteren tarihi bir olay. Bundan sonra da PTT'nin haberleşmede gerekli titizlik ve özeni göstereceğine inanıyorum’’ diyerek noktaladı.

Akbulut'un şansına türban çıktı

TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut, ‘‘2000 yılına mektup’’ kampanyası çerçevesinde kendisine gönderilen mektubu okuyunca şaşırdı. TBMM Başkanı'na gönderilen 34 mektuptan birini seçerek okuyan Akbulut'un şansına ‘türban sorunu’ çıktı. 13 yıl önce 22 Mayıs 1987 tarihinde Fatma Temiz adlı üniversite öğrencisi tarafından gönderilen ve Akbulut'un okuduğu mektupta şu görüşlere yer verildi:

‘‘Bugün yeni bir zaman dilimine başlıyoruz. 1 Ocak 2000 yılının milletimize hayırlı gelmesini diliyorum. Bu mektubu 22 Mayıs 1987 yılında yazıyorum. Bugün 40 kadar üniversite öğrencisi inançlarına uygun giyindikları için okuldan atıldı. Bir grup arkadaşımız açlık grevine başladı. Türkiye'nin dört bir tarafından bize destek için başlatılan imza kampanyası 100 binlere ulaştı. Açlık grevi 26'ncı gününü doldurdu. Biz başörtüsü yasağını yalnızca insan hakları ve özgürlüklere aykırı olduğu için protesto ediyoruz. Ümit ediyorum ki, eylemimiz başarıya ulaşacaktır. 2000'li yılların toplumumuza refah getirmesini diliyorum. İnsanların inançları nedeniyle horlanmadıkları bir yıl diliyorum. 13 yıl öncesinden size seslenerek, saygı ve selamlarımı sunuyorum.’’

AKBULUT'TAN DEĞERLENDİRME

Sorular üzerine sorunun türbanın simgeleştirilmesinden kaynaklandığını ifade eden Akbulut, şunları söyledi:

‘‘Bu konunun uzlaşma ile kısa sürece çözüme kavuşturulacağına inanıyurum. Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlettir. Laiklik dinsizlik demek değildir. Ancak dinin siyasete alet edilmemesi gerekir. Bu yapılmadığı zaman, başörtüsü simge olarak kullanılmadığı zaman, rahatlıkla kullanacağı zaman da gelecektir.’’

Akbulut, sorular üzerine ‘‘İnşallah 13 yıl sonra da bu sorunları konuşuyor olmayız’’ dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!