Yüzde 47 oy almazdık

Güncelleme Tarihi:

Yüzde 47 oy almazdık
Oluşturulma Tarihi: Nisan 04, 2010 00:00

Gazetelerin Ankara Temsilcileri ile biraraya gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Eğer 2007 Nisan’ında Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasa’daki gibi yapılabilseydi, böyle süreci engellemek için ellerinden geleni yapmasalardı, Türkiye ne Cumhurbaşkanını halkın seçmesini düşünür ne de AK Parti yüzde 47 oy alırdı” dedi.

BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, Anayasa değişikliği için yapılması yapılması muhtemel referandum ile ilgili tahminini ilk kez açıkladı: ‘En az yüzde 60.’ Gazetelerin Ankara Temsilcileri ile Kamu Diplomasi Koordinatörlüğü faaliyetlerini tanıtmak üzere biraraya gelen Arınç, muhalefetin Anayasa değişikliğini engelleme çabalarına sert çıktı ve “Attıkları taş başlarını yaracak’ dedi. Arınç özetle şunları söyledi:

Normal mecrasında yürümeli

Eğer 2007 Nisan’ında Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasa’daki gibi yapılabilseydi, böyle süreci engellemek için ellerinden geleni yapmasalardı, Türkiye ne Cumhurbaşkanını halkın seçmesini düşünür, ne milletvekillerinin süresi 5 yıldan 4 yıla iner, ne Türkiye’de gelişmeler hiç arzu etmediğimiz şekilde cereyan ederdi ne de AK Parti yüzde 47 oy alırdı. Her şey normal mecraında devam etmeli. Bunlar çılgınlıktır.

Referanduma giderken yürütmeyi durdurma kararı alacağız diyorlar. Sanki anlaşmışlar mahkeme ile. 9’a iki. Sezer’in atadıkları, Özal’ın atadıkları. Fotoğrafları ile bu insanlar meşhur ediliyor. İnsanlara saygısızlık. Herkesin kanaatinin statik hale geldiği bir Anayasa Mahkemesi’ni kim arzu edebilir? Filanca parti kapatılacak mı? Sonuç belli, 7’ye 4, 9’a iki. Bütün bunları artık saf dışı etmek lazım. İnancıma göre, ne yürütmeyi durdurmayla referanduma giden süreci engellemek, ne de yüzde 60 veya daha fazla ile millet buna evet dediğinde biz bunu Anayasa Mahkemesi’nde 11 kişi ile çözeriz diye düşünmek doğru. Bunun sonucu yüzde 47 falanda da kalmaz. Attıkları taş başlarını yarabilir. Bana göre, referandum en az yüzde 60 ile anayasa değişikliğini onaylar.

Aralarında anlaşamazlar

Anayasa değişikliği yeni dünyaya inmiş bir olay değil. Yüksek yargı ile ilgili olarak geçmişten bu yana Sayın Mustafa Bumin’in bize getirdiği teklifleri de, Eraslan Özkaya’nın yaklaşımını, Danıştay’dan gelenleri biliyoruz. Bir defa bunlar kendi aralarında anlaşamazlar. Bu kurumlar; birisi Anayasa Mahkemesi’ne karşı çıkar, kimisi başkasına karşı çıkar. Ama ortak paydaları dikkate aldığımızı söyleyebiliriz. Kendileri de ne yapmak istediğimizi, bunlara niçin ihtiyaç duyduğumuzu bizden çok daha iyi biliyorlar. Onlara da sırtımızı dönmüş değiliz.

Diğer partiler de fire verecek

Samimiyetle söylüyorum; gizli oylamanın olduğu her yerde fire bir ihtimaldir. Eğer tüm partiler katılırsa bu ihtimal sadece biz değil, CHP, MHP ve BDP için de geçerlidir. İçeriye girip de kendi vicdanının sesi dinleyerek oy kullanacak çok sayıda milletvekilimiz vardır. Fire dendiği zaman başlar sadece AK Parti’ye dönüyor. İddia ediyorum; eğer CHP milletvekillerine ambargo koymayarak Genel Kurul’a gelmelerini temin edecekse onların içinde de ‘evet’ oyu kullanacakların 20-25’ten az olmadığına inanıyorum. MHP için de böyledir. Ama neticede, en azında 330’un üzerinde bir oyla bunun referanduma götürüleceğine yüzde yüze yakın inanıyorum.

Seçim 2011’de ama...

Biz seçimin 2011 Temmuz’unda yapabilecek şekilde yapılmasını öngörüyoruz. Ama önümüzde yaşayacağımız siyasi olaylar belki bazı konuları yeniden tartışmayı gündeme getirebilir. Ama şu anda değişikliklerin TBMM’den çıkmasından sonra referandum sonuçlarını bile Anayasa Mahkemesi’ne götürme anlayışı hukukun dışına çıkma çabasıdır.

Demirci hatırası güldürdü

BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç sohbetinde masadakileri kahkahaya boğan bir anısı da şöyle aktardı: ”Yıllar önce Manisa’nın Demirci ilçesine gittim. Düşman işgalinden kurtuluşlarının yıldönümü törenlerine katılmam için beni ısrarla çağırıyorlardı. 3,5 saat süren uzun bir yolculuktan sonra yorgun argın kaymakamın odasına geçtim. Belediye Başkanı da oradaydı. Ancak, ilçede hiçbir tören falan yoktu. Bekledim. Hiçbir hareketlilik de gelişmedi. Sadece birkaç öğrenci geldi. Şiir falan okudu. Sonunda dayanamayıp, hem kaymakam hem de belediye başkanına, ‘Kardeşim ne oluyor, bu nasıl kurtuluş töreni? Hiç hareket yok’ diye sordum. Sonunda biraz mahçup bir ifade ile ne deseler beğenirsiniz; ‘Efendim, aslında buraya düşman uğramamış. Bir işgal falan da olmamış. E tabii düşmandan kurtuluş da yaşanmamış. Baktık çevre ilçeler yıllardır güzel güzel törenlerle gündeme geliyor. Ziyaretçileri oluyor. Biz de bir kurtuluş günü icat edelim dedik. Yoksa kötü bir niyetimiz yok.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!