Obama-Putin farkı

Güncelleme Tarihi:

Obama-Putin farkı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 14, 2010 00:00

Özetle, ABD’de önceden planlanan ve Obama’ya uygun düşen samimiyet ön plandaydı. Moskova’da otoriter Putin’e yakışan tören ve ihtişam havası hakimdi.Washington ziyaretinin Kürt, Ermeni ve Irak içerikli gündemi, Moskova heyetinin ticaret ağırlıklı seçimi rastlantı değildi.

Haberin Devamı

Moskova'da Erdoğan ile Putin görüşmesi / Foto Galeri

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte bir ay içinde dünyaya yön veren iki başkenti ziyaret ettik. Washington ve Moskova ortamını, Obama ile Putin üslup zıtlığını gözledik. İşte, mekan, kadro ve söylem açısından iki gezinin farkları.

Ev havası-Roma dekoru

Liderlerin kapalı kapılar ardında pazarlık ettiği günler geride kaldı. Artık kapılar sonuna kadar açılıyor, görüşme mekânı, ayakta veya oturarak verilen pozlar içerik kadar önemseniyor, yorumlanıyor.

Obama, Türk Başbakanı’nı Beyaz Saray’da, ev hali görünümüyle karşıladı. Görüşmeler çok da geniş olmayan Oval Ofis’te geçti. Kalabalık heyet yemeği hemen bitişik odada ikram edildi.

Moskova’da ise Putin Tayyip Erdoğan’ı Başbakanlık Konutu’nda karşıladı. Ortak basın toplantısı Altın Salon’da, gerçek altın varaklar altında düzenlendi. İki liderin arkasındaki duvardaki Roma lejyoneri figürü Rusya’nın beş yüz yıllık Bizans iddiasını hatırlattı bana. Özetle, ABD’de önceden planlanan ve Obama’ya uygun düşen samimiyet ön plandaydı. Moskova’da otoriter Putin’e yakışan tören ve ihtişam havası hakimdi.

Kadroda sabit iki isim

Türk Başbakanı, Obama ve Putin ziyaretleri için farklı siyasi kadrolar oluşturdu. Obama ile görüşmeye giderken yanına Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Mustafa Demir, Egemen Bağış ve Kürşat Tüzmen’i aldı. Putin ziyaretinde Davutoğlu ve Tüzmen yine kadrodaydı. Bu ikilinin yanı sıra Mehdi Eker, Zafer Çağlayan ve Taner Yıldız ve Salih Kapusuz da görüşme heyetindeydi. Kadro analizinden yola çıkarsak; Washington ziyaretinin Kürt, Ermeni ve Irak içerikli gündemi, Moskova heyetinin ticaret ağırlıklı seçimi rastlantı değildi.

Ne aldık-Ne verdik?

/images/100/0x0/55eaf66df018fbb8f8a1fd13


Çok kestirme söylersek, Türkiye nükleer santralı Ruslara verip karşılığında Samsun-Ceyhan ve ortak rafineri projesinde ilerleme sağladı. Rusya ile doğalgazın yanı sıra nükleer ve petrolde işbirliği arayışına, enerji çeşitlemesine gitti. Tek sorun; şu anda yüzde 52 düzeyinde olan Rusya’ya enerji bağımlılığı bu projelerle muhtemelen daha da artacak. Ayrıca Türk tarım ürünlerinin Rus pazarına girişi kolaylaştı, yerel para birimiyle dış ticaret umut verdi. Vize için haziranı beklemek gerek. Siyasi alanda ise, Putin Türkiye-Ermenistan yakınlaşması ile Azeri-Ermeni sorununda çözümün eşanlı olabileceği beklentilerine son derece açık dille itiraz etti. Rusya’nın sorunların paket çözümüne karşı çıkması bizim tarafta biraz hayal kırıklığı yarattı gibi geldi bana, ama yanılmış olabilirim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!