Gümrük oyunu

MEHMET Şahin, bir yıl kadar önce Samsun'dan İzmit Gümrükler Başmüdürlüğü'ne atandı.

İzmit Gümrük binasını ve lojmanlarını görenler ‘‘Aferin Mehmet Bey'e... Akıllı adam, müdürlüğün binalarıyla lojmanların onarımını, badanasını-boyasını yaptırdı’’ diyor.

Bir komisyoncu bunları anlatırken şunları söyledi:

‘‘Biz de payımıza düşeni verdik. Mehmet Şahin, kurumda çalışan memurlara rüşvete karşı olduğunu her fırsatta duyurur ama kendisi bizden para toplamaya devam etti.’’

Gümrük Müsteşarlığı'nın, normalde iş sahipleri ve firmalardan devlet dairelerinin onarımı, boyanması ve donanımı gibi durumlarda herhangi bir bağış ve yardım alınamayacağı konusunda talimatı bulunduğunu Mehmet Şahin'in bilmesi gerekmiyor mu?

Bu gibi durumlarda bütçe imkánlarının kullanılması gerekiyor ama... Gerçek ortada...

Geçen yılki onarım için yaklaşık 100 milyar dolayında harcama yapılmış... Bu eyleminden ötürü müsteşarlığa ihbar edilmiş ama soruşturma için herhangi bir görevlendirme yapılmamış. ‘‘İmam Hatip kökenli olduğu için bakan kendisini korur ve kollar’’ dedi komisyoncu okurumuz. Mehmet Bey, gümrüklerdeki yeni yapılanmaya göre 12'ye inecek gümrük bölge müdürlüklerinen birine atamasını bekliyormuş.

ÇEVREYE İHANET

Gümrük Başmüdürü Mehmet Şahin'le ilgili en önemli iddiası da şu... Gümrüklerde çeşitli nedenlerle yakalanan veya terk edilen malların satışını ihale yolu ile Maliye Bakanlığı'na bağlı tasfiye ve döner sermaye işlerini yapan TASİS adlı kurum yapar.

1990 yılında ULUYOL firması tarafından 2 bin ton 'reziduel fuel' adıyla bilinen zehirli yanıcı madde, herhangi bir şekilde yurda sokulmuş... Aslında kurşun oranı yüksek bir atıkmış bu... İthali mümkün olmadığı için getirenler gümrüğe terk etmişler; buradan da Transtürk Holding'in AKTAŞ adlı antreposunun tanklarında muhafaza edilmeye başlamış. Avrupa'dan zehirli atığı getirenler, Türkiye'yi atık depolama yeri gibi gördüklerinden ucuz fiyatla Türkiye'ye göndermişler. Ancak malın zehirli atık olduğunu öğrenen ve o günden beri de depolama kirası alamayan AKTAŞ malın alınması için şikáyette bulunmuş.

KATI ATIK SATILDI

Çeşitli yazışmalar sırasında gümrük kayıtlarında, 1994-95'lerde 600 ton malın Edirne Lalapaşa'daki çimento fabrikasına gönderildiği gözüküyormüş. Lalapaşa'yı, Özelleştirme'den alanlar ise fabrika kayıtlarında böyle bir yakacak maddesinin yer almadığını söylüyorlarmış.

Anlaşıldığına göre, antrepodaki mal çeşitli yollardan piyasaya 'sallanmış...' Geriye kalan 600 bin ton ise, 54 milyar lira bedelle Gümrük Başmüdürü Mehmet Şahin tarafından, REMAR adlı şirkete satılmış... Gerekçe; malı ekonomiye kazandırmak! Peki bırakın bunu TASİS nasıl devre dışı bırakılıyor?

REMAR'ın kimyasal atık ve benzeri maddeleri yakabilme ya da işleyebilme tesisi bulunuyormuş. Satış işinin içinde bazı ANAP'lıların yer aldığı da ileri sürülmüş...

Türkiye'nin tek resmi katı atık işleme-yakma tesisi olan Kocaeli Belediyesi'nin İzaydaş firması nedense devreye sokulmamış...

İthali mümkün olmayan ve Avrupa'nın başından attığı katı bir atık nasıl satılabilir Mehmet Bey? Bu bir yetki gaspı ve çevreye ihanet değil midir?

Çevre Bakanlığı'ndan bu malın satılamayacağı ve geldiği ülkeye iade edilebileceği konusunda uyarı yazısı ne oldu acaba?

Gebze'de antrepoda olması gereken Torba Pak firmasına ait 2 bin ton kömürün nasıl hiç olduğu da ayrı bir öykü...

Gökçek doyuruyor!

ANKARA
Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, bu devletin ve milletin parasını sırf kendi görüşünde olanlara dağıtıyor. Bunlara sözde sosyal yardım diye koli-koli gıda yardımı yapılıyor.

Milyonlarca asgari ücretle geçinmeye çalışan varken niye Gökçek yanlılarına...

Örneğin bir aile -Keçiören Şenlik Mahallesi'nde- doğalgazlı dairede kirada oturuyor, altında arabası var, çalışıyor. Kendisine koli koli yardım geliyor.

Birkaç kere belediyeye bildirdim, netice çıkmadı.

Sayın Gökçek yardım yapabilir ama bunda siyasi görüş ayrımı yapmamalıdır.

Bu dünya belediye başkanlarına miras kalmadı.

Atatürk bu ülkeyi sizlerin yandaşlarınız yesin diye kurmadı.

Ahmet ÇAĞATAY-ANKARA

'İkinci el' açıklaması

‘SAĞLIKTA ikinci el cihaz oyunu’ (29.5.2002) başlıklı yazımız üzerine çeşitli hastanelerden açıklamalar geliyor. Ancak ilk önce şunu belirtelim; yazımızda yer alan hastane ve firma isimleri, Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdür Vekili Dr. Yaşar Naci Uz'un, bakan adına İstanbul Valiliği'ne gönderdiği resmi yazıda yer alıyor. Ve ‘‘İthalat rejimi kararının 7. maddesi çerçevesinde gelen ihbar mektubunun incelenmesini ve bu firmalara ithal izninin verilip verilmediği’’ soruluyor.

Bu konuda gelen yanıtları yarın yayınlayacağız.

İşsiz ve sabıkalı aç insan ne yapar?

AF
için çok şey söylendi ama artık ok yaydan çıktı, bu tartışmaları bir tarafa bırakalım ve bundan sonra ne yapabiliriz bunu düşünelim!

Hapisten çıkanların eğer bir aile tesanüdü varsa mesele yok, aksi halde tövbekár olanlar öncelikle 'namusuyla' yapacak bir iş arayacaklardır. Ama böyle bir zamanda üstelik sabıkalı birine kim iş verir? Parasız bir insan nasıl yaşar, ne kadar iyi niyetle olsa bile 'aç köpek fırın duvarını deler' misali hırsızlık, kapkaç vs. gibi bir suç işlemeye mecbur kalır. İşte benim teklifim de şu:

İşsiz bir sabıkalının kimsenin canını yakmasına meydan vermeden onun kendi arzusuyla hapishaneye dönmesi için bir kanun teklifi... Bana katılmayanlara soruyorum: İşsiz, sabıkalı ve aç bir insan ne yapar?

Toplum olarak da bize düşen hapishanedekilerin bir sanat öğrenip hapisten çıkınca başını kurtarmasına yardımcı olmaktır.

Müzdat YEMİŞÇİ-İSTANBUL

Eziyet

10
yaşındaki kızımla Darıca'daki Boğaziçi Hayvanat Bahçesi'nde üzücü bir olayla karşılaştık. Hayvanat bahçeleri genellikle yabancı hayvanların bulunduğu yerlerdir. 3-4 m2'lik kafeslerde Collie (Lassie) Husky, Saint-Bernard, Alman kurdu gibi cins köpekler kapatılmıştı. 25 derecede pislik ve bakımsızlıktan kavuruluyordu. Kuşlara son derece uygun alanlar yapılmasına rağmen zebralar, zürafalar, yabani domuzu küçücük alanlara doğalarına aykırı şekilde sıkıştırılmışlardı. Hayvanseverin dikkatine...

F.E.G.-İSTANBUL

Hava parası

İSKİ
bir ilki gerçekleştiriyor ve su yerine hava basıyor. Büyükada'da günün belli saatlerinde sistematik olarak günde üç defa sular kesiliyor. Akşam 60 m3 olan su saati sabah 62 m3 yazıyor. Bizler ne zamana kadar bu musluk havalarına para ödeyeceğiz.

Müstakime Nuran SINAV

Psikolog-ADALAR


MESAJ PANOSU

AKATLAR Kültür Merkezi'nden 3 Haziran pazartesi 15.00'de Şair B.Kemal Çağlar İlköğretim Okulu 5/B öğrencileri, masallar diyarına yelken açıyor. Don Cristobita ile Dona Rosita'nın 'Acıklı Güldürüsü' ve 'Öz Büyücüsü' oyunlarına İstanbulluları davet ediyorlar.

KONYA Belediyesi halkını mağdur ediyor. Şehirlerarası otobüs terminalinden şehir merkezine yolcu taşıyan servis araçlarını yasakladı. Neymiş; vatandaş taksi ve dolmuşlarla otogara taşınacakmış.
Yazarın Tüm Yazıları