Gücü yeten yetene

Anadolu Üniversitesi’nde öğrenim gören ve okul harçlığını çıkarmak için ara sıra taksicilik yapan Erdi Hüner, Tunalı Hilmi’de caddenin en kalabalık olduğu bir zamanda saat 19.30 civarında herkesin gözü önünde 10 otoparkçının saldırısına uğradı.

*

Feci bir şekilde dövülen ve kafasına çivili sopayla vurulduğu için bir gece yoğun bakımda kalan Hüner, iki sıra otopark yapan ve trafiği tıkayan görevlileri uyarmıştı. Tek suçu buydu...
Hüner’in standart gereği, güler yüzlü olması, stresli durumlarda soğukkanlı ve sakin davranacak olması, sonucu değiştirmeyecekti.
Çünkü, karşısındaki kişiler belediyenin ihaleyle sokakları teslim ettiği firmanın, eli silahlı ‘karanlık’ temsilcileriydi.
Onların standardı yoktu...

*

Bugüne kadar, boyacıdan kaportacıya, inşaatçıdan figürana, marangozdan çobana her mesleğin standardının belirlendiği bu ülkede, henüz otoparkçılığın standardı belirlenemedi.
Belirlenemez de...

*

Önce sokak ve caddelerin bir bir mafyanın eline geçmesine göz yuman, sonra da vatandaşa “Öyle de para veriyorsunuz böyle de. En iyisi siz parayı devlete verin” diyerek sokakları paralı otoparka çeviren, en sonunda da ihaleyle bu sokak ve caddeleri yine aynı kişilere teslim eden devlet, bu konudaki standart tercihini yapmış zaten...

*

Gücü yeten yetene...

Uysa da uymasa da

Bu arada TESK’in belirlediği standartlara göre, artık her önüne gelen taksicilik yapamayacak. Özel bir eğitimden geçirilecek taksiciler, bu işi kayıt altında yapacak. Tunalı’da saldırıya uğrayan Erdi Hüner de üniversite öğrencisiydi ve tatil günlerinde bu işi yapıyordu. Belki uymadığı tek standart buydu ama, bu durum, yolu kapatanları uyarma hakkını elinden almıyordu ve kafasına çivili sopayla vurulmasını gerektirmiyordu.