Güncelleme Tarihi:
Ankara'daki Gençlerbirliği yenilgisi, Fenerbahçe taraftarının üzerinde olağanın çok üstünde etki yaptı.
Bunun nedeni, yenilgin ‘‘Futbol bu, olur böyle şeyler...’’ diye karşılanabilecek nitelikte olmamasıydı. İnatla görülmek istenmeyen köy, son dönemeçte karşımıza çıkmış ve de biz kafamızı çarpmıştık.
Fenerbahçe uzun süreden beri iyi oynamıyor, orta saha ve bilhassa defansındaki birkaç olağanüstü oyuncunun sayesinde maçlarını tek farklarla kazanıyordu.
Rakipler de kötüden daha kötü oldukları için de aradaki fark açılıyordu.
Art arda gelen sakatlıklar ve form düşüklükleri, ünlü savunma baklavamızı etkiledi ama Antalya, Beşiktaş ve Şekerspor maçlarındaki şansımız ve de kaleci Rüştü'nün inanılması güç performansı, olabilecekleri görmemizi engelledi.
Ancak Ankara'da takke düştü, kel göründü. Uche'nin sakatlanıp çıkması, perişanlığı ortaya koydu.
Şimdi dönüp geriye bakalım ve taşları yerine oturtalım.
Gençlerbirliği maçı bir hezimet olmadıysa ve Fenerbahçe tarihi bir yenilgiden kurtulduysa, bunu kaptanı Rüştü'ye borçludur.
Artık hiçbir gerçeğin üzerine şal çekemeyiz.
Kesin bir gerçek var: ‘‘Eğer şampiyon olmak istiyorsak, bu takımın takviyeye gereksinimi var.’’
Önümüzde yine görünen bir köy var. Bu kez gözümüzü açıp bakmalıyız. Görmeliyiz ki, dört oyuncuya gerek var. Orta sahaya ve forvete takviye kesin koşul.
Dört olmadı, o zaman çok iyi iki...
Kim bunlar? Onu ben bilmem. Kim alınabilir, nasıl alınır, o iş yönetimin ve de mangalda kül bırakmayan yönetim taliplilerinindir.
HODRİ MEYDAN
Ali Şen, çok doğru birşey söyledi: ‘‘Ben aday değilim, kongrede aday olacaklar, buyrun şimdiden ortaya çıkın ve gerekli gördüğünüz transferleri yapın.’’
Açık seçik ortadaki bu takımın şampiyon olma olasılığı çok yüksek. Ancak el atılması gerekli.
Gelecekler ya da kalacaklar, önümüzde çok kısa bir süre var. Ne olur cak cak laf etmeyi bırakın, gelin ortaya çıkın ve gereğini yapın. En az bir orta sahaya, bir de forvete Fener'e yakışır iki transfer yapın, ondan sonra puronuzu yakıp keyfe bakın.
Bu takım şampiyon olacaktır. Tek koşul yönetimin ya da yönetime talip olanların en az taraftar kadar gerçekleri görmesi ve en az onlar kadar Fenerbahçe'yi sevmesi gerek.
Gerisi laf. Önümüzde sadece yirmi küsur gün var. Yapmazsanız vebali altında ezilirsiniz...
NOT: Ankara sefaleti karşısında basketçilerimiz tesellimiz oldu. Sağ olsunlar, onlara yürekten teşekkür borçluyuz.