Görmemek üzerine

Metin Şentürk, bütün konsepti ‘gördüm-görmedim’ üzerine kurdu, yıllardır bu yolda değişmeden ilerliyor.

Çıktığı her programda, her canlı yayında üç aşağı beş yukarı Şentürk’ün esprileri aynı. Keza, son oynadığı terlik reklamında yine ‘gönül gözüyle’ Seda Sayan’ın kahve falına bakıyor.

Bugüne kadar görmemek ve körlük üzerine bütün esprileri yaptı, bitirdi. Son olarak Zaga’ya konuktu ve Okan Bayülgen’le sohbeti yine ‘gördüm-görmedim’ üzerineydi.

Bu ‘tekrara’ rağmen neden her seferinde Metin Şentürk’e kahkahalarla gülüyoruz? Çünkü adam çok doğal ve eğlenceli. Zaga’yı izlerken yine benzer espriler vardı ama yine kahkahalar attım. Tekrar tekrar izleyip güldüğümüz Kemal Sunal filmleri gibi...

Şimdi Birol Güven’in senaryosuyla sahneye çıkıyor Metin Şentürk. Henüz izlemedim ama muhtemelen yine ana konusu ‘gördüm-görmedim’dir ve muhtemelen yine eğlencelidir. Hani insanın, ‘iyi ki böyle bir malzemesi var’ diyesi geliyor...

Şükür ve Lucescu

Pazar gecesi Telegol’ün farkı Hakan Şükür röportajıydı. ‘Galatasaray’da futbolcular arasında gruplaşma var mı?’, ‘Hakan Şükür istenmeyen adam mı?’ sorularına yanıt verdi golcü futbolcu.

Ekrandaki iyi röportajlar serisine dün gece de CNN Türk’te İhsan Topaloğlu devam etti. Bu satırlar yazıldığında henüz Taraftaria yayınlanmamıştı ama lig bu kadar kızışmışken Lucescu’yu programa çıkarmak bile büyük başarıdır.

Yürü be Serdar!

Bu ara programları kapı kapı gezen iki sanatçı var: Biri Alişan, diğeri Serdar Ortaç... Ama Serdar Ortaç burun farkıyla Alişan’ı geride bıraktı. Hele cumartesi gecesi atağı var ki, aynı anda prime-time’da, ikisi canlı biri bant olmak üzere üç kanaldaydı.

Hülya Avşar Show’da banttandı, canlı yayınlarda ise önce Akademi Türkiye’ye çıktı, sonra Arto Show’a. Üç program içinde en rahat olduğu, belki de yakın arkadaşı olduğu için Arto Show’du.

Çakra albümünü anlatırken, bundan sonra hayatını da vücudundaki yedi çakraya göre düzenleyeceğini söyledi. Ya katılacağı programları nasıl düzenleyecek acaba? Aynı gece bu kadar program ‘over dose’ oluyor da...

Mutlu’nun önerisi bizi kurtarmaz

Vatan
’da Mustafa Mutlu, televizyonların sürekli değişiklik yapmasından ve ilan ettikleri yayın akışlarına uymamasından bıkmış, gazetelere öneride bulunuyor; ‘Gelin, bu köşeleri reklam tarifesi üzerinden paralı hale getirin.’

Yani kanallar, yayın akışları gazetelerde ne kadar yer işgal ediyorsa o kadar reklam parası ödeyecek.

Dünyada örneği yok ama bizim saat değiştiren televizyonların da dünyada örneği olmadığı için bu tür bize has öneriler çıkıyor.

Mutlu’nun da söylediği gibi bu yayın akışları bir ‘kamu hizmeti’ ve okuru bilgilendirmek için tüm gazetelerde yer alıyor. Gazeteler televizyonların yayın akışından para alacaksa, ekonomi, spor, magazin diye başlayın, orada da para alınacak haberlere illa ki rastlarsınız... Sonu yok!

Ayrıca Mustafa Mutlu’yu temin ederim ki, kanallar para verseler bile, bu çözüm olmaz.

Milyon dolarlık reklam ve reyting kavgasına girmiş, rakibini geçmek uğruna yüzbinlerce dolar yatırım yaptıkları programları gözden çıkarabilen kanallar için gazetelere verecekleri 3-5 bin dolar caydırıcı olmaz.

Özel televizyonlar kurulduğundan bu yana bu işten şikayetçiyiz.

Ne yazık ki tek çözüm beklemek. Türk televizyonculuğunun rekabeti daha kaliteli yaşayacağı günleri beklemek.

TV bombaları

Kafiyede zirve

Cem Can Cem Cem Can!!! Golleri atıyor dan dan!!

Lig TV’de haftanın karmasına seçilen Cem Can’a uygun görülen metin.

Diyaloglar

İbo: Duyamadığım zaman kontrpiyede kalıyorum. Do you understand?

Yarışmacı: ?!??!?

İbo: ‘Yes’ de, kurtul la...
Yazarın Tüm Yazıları