Giderek İtalya'ya benziyoruz

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Çok partili koalisyonlara, hatta çok partili azınlık hükümetlerine bile alışıyoruz. Peş peşe gelen küçük siyasi depremlere rağmen, ağır aksak bile olsa gemi yürüyor. Demokrasimiz ayakta kalmasını öğreniyor.

Önemli olan parlamentonun çökmemesi. O çatı göçmeyince küçük sarsıntılar atlatılıyor. Gerekirse yenisi kuruluyor, olmadı başkası aranıyor. Yeter ki, TBMM açık kalsın. ANAP Grup Başkanvekili Uğur Aksöz, dünkü sohbetimizde bu iyimserliği veriyor:

‘‘Biz Deniz Baykal'ı anlıyoruz. O bir siyaset bilimcisi ve bir partinin lideri. Önünde Kurultay var; sıkıntıları görülüyor. Üçleri var, dörtleri var.. Tabandan gelen bazı istekler yüzünden sıkıntıları olabilir. Ama yarın Başbakanımız'la konuşurken, bu çerçeve içindeki doğruda uzlaşacaktır...’’

Kaygı ve endişelerin giderilmesi, koşulların getirdiği engellerin derli toplu ele alınıp aşılmasına bağlı. Uğur Aksöz'le NTV'de konuşurken gördüm ki, bu yöntemle yaklaşınca olaylara daha sağlıklı bakabiliyoruz:

‘‘Ben hukukçuyum. Yüksek Seçim Kurulu, seçimin sağlıklı ve adil olmasını sağlamakla görevli tek yetkili kurumdur. YSK kararları kesindir, itirazı yoktur. YSK ile temasımızda ortaya çıkan gerçek şu; ‘Adil ve sağlıklı bir seçimi Mayıs'ta yapabiliriz' diyorlar. İki seçim bir arada olunca 730 bin sandık gerekiyor. Bunları varoşlarda koyacak resmi bina yok.’’

Bu çok önemli. Çünkü, her dört sandıkta bir kurul; her kurulda bir başkan ile 6 görevli ve 17 parti müşahidi bulunacak. 730 bin sandık olsa, her sandık çevresine verecek polis yetersiz. Tercihli seçim olursa, seçime girecek 17 partinin iki-üç katı aday yazılacak. Bir metre uzunluğundaki sandık tutanağına bunları sığdırmak da mesele olacak.

Peki ne yapmalı? Yapılacak şey liderlerin, YSK Başkanı ve uzmanları ile bir araya gelip bu verileri masaya yatırmaları... Erken seçim tamam da, işin bir önü bir de arkası var. Aksöz, CHP lideri Baykal’a Yılmaz'ın yapacağı muhtemel önerilerin mesajını da verdi:

‘‘Seçim, karar alındıktan sonra iki, en çok üç ay sonra yapılmalıdır. Bu yüzden CHP üç, dört veya beş bakanla bu kabineye girebilir. Endişelerini de giderir, elini taşın altına koyarak adil ve tarafsız seçimi de sağlar.’’

* * *

Bağımsız başbakan işi yatmış görünüyor. Buna Cumhurbaşkanı da kapalıydı. Seçim, 1999 martında değil, mayısında olabilir. Mayıs hem genel, hem de genel ve yerel seçimlerin birlikte olmasına uygun. Aksöz'e, ‘‘Buna benzer duyumlarımız oldu. Mesut Bey yakın çevresine -Mayıs 99 öncesi seçim olamaz- demiş, diye duyduk. Demek ki, doğruymuş?’’ diye sordum. Gülümsedi:

‘‘Şimdi Mesut Bey'in yanına gidiyorum. Seninle konuşacağımı biliyordu. Seçime biz karşı değiliz. Ama, durum ortada. YSK'nın tarihi bu. Yeniden sen mertsin, o namert diyerek seçime gidersek sonuç bugünden bin beter olur.’’

CHP liderinin de YSK Başkanı'na arkadaşlarını gönderdiğini duydum. Aksöz, ‘‘Çok muhtemeldir ki, YSK Başkanı Tufan Algan, Mayıs'ı onlara da telaffuz etmiştir’’ dedi. Ve ekledi:

‘‘Halkımız seçim istemiyor. Tüccar, esnaf ve sanayici seçim istemiyor. İşler iyiye gidiyor. Enflasyon düşüyor. Halkın yüzü gülüyor. YSK hazırlığı bitince seçime gidilmesi görüşmede masaya yatacak, uzlaşma sağlanacaktır.’’

Eksik var, ama gemi yürüyor. Bakın, bu engebeli yolda Yalım Erez bile yürüyüşe çıktı. Arri ve derci, amigo Erez. Dedim ya, İtalya'ya benziyoruz.

Dedim ama... Yine de, Attanzione ee!













Yazarın Tüm Yazıları