Gerets'e ihanet

Erik Gerets yaptığı veda toplantısında sarf ettiği sözlerle ne kadar beyfendi olduğunu bir kez daha ispatladı. G.Saray'ın suyundan mıdır nedir, yönetim tarafından hiç hoş olmayan şekillerde ayrılmak zorunda bırakılan teknik adamlar gıklarını bile çıkarmadan gidiyorlar. Sonra da " Kör ölür badem gözlü olur" muamelesi görüyorlar. Hep aynı senaryo, aynı krişe sözler " Bir gün yollarımız mulaka kesişecek"...

Peki Gerets başarısız diye gönderildi. Sezon içerisinde bazı futbolcu, yönetici ve basın mensuplarıyla sorunlar yaşadığı gerekçesiyle yönetim tarafından sık sık uyarıldı. Böylesine beyfendi bir insanın kişiliğine yakışmayacak polemiklere girmesinin ardında yatan gerçek nedir? Bu sorunun cevabı gerçekten çok ilginç ve birazdan vereceğim. Ama öncelikle yeni teknik direktör arayışları konusunda bir kaç kelime etmek istiyorum.

G.Saray'ın eski efsanevi teknik direktörü Feldkamp (Kalli) bugünlerde çok revaçta. Eli kulağında geldi gelecek Florya'ya. Hem de öyle bir ekiple gelecek ki sormayın gitsin. Senoryo süper. Kalli teknik danışman. Yani takımı çalıştırmayacak sadece taktik verecek. Sanki Premier Lig. Yardımcıları Hikmet Karaman ve Ahmet Akçam. Onlar takımı çalıştıracak, futbolcuları motive edecek ve rapor hazırlayıp Kalli'ye sunacak.Ve G.Saray yönetim kurulu bir kaç gün içerisinde böylesine garip bir oluşumu onaylayıp onaylamamak için toplanacak. Türkiye'de belli meslek guruplarında (değişgenlik gösteriyor) 65 ya da 70 yaşın üzerindeki bireylerin şahitlikleri ya da imzaları geçerli sayılmıyor. Durum böyle olunca bence bırakın da Kalli efsane olarak kalsın, arada bir ziyaretine gidin ve yaşattığı o eski güzel günlerin anısına sohbet edip iç geçirin.

Çünkü başkan Canaydın'dan bile 10 yaş büyük olan Kalli'ye yapılacak en ufak bir yanlışın dönüşü ağır olur. Teknik açıdan G.Saray'a ne kazandırır ya da ne kaybettirir orasını tartışmaya bile açılmasını doğru bulmuyorum ama 73 yaşındaki bir adamı kızdırırsanız ağzından çıkacak kelimelerin karşısında ezilebilirsiniz. Hani "Geleceğin yıldızı" diye alınan bir çok oyuncuyu yiyoruz ya, bari kalitesiyle, duruşuyla, dinamikliği ve çağımıza ayak uydurabilecek fikirleriyle genç bir teknik direktörle anlaşın ki sizin cesaretinizi herkes alkışlasın. En azından " Kendimi iyi hissediyorum, çalışabilirim" diyerek gelmek istediğini ima eden bir efsaneyi de yok etmeyin.

Şimdi gelelim Gerets'i resmen arkadan vuran, ona ihanet ederek bir çok kişiyle karşı karşıya gelmesini sağlayan isme. Herkes tahmin ediyordur zaten. Kötü haber zaten çabuk yayılır ama çabuk yazılmaz. G.Saray'da yıllarca futbol oynamış, bir çok başarıya imza atmış olan Erdal Keser, Gerets'in ipinin çekilmesinde çok önemli rol oynamıştır. Antrenmanlarda futbolcularla yapılan özel görüşmelerde, basın toplantılarında, özel röportajlarda, yabancı dil bilmeyen yöneticilerle yapılan konuşmalarda Gerets'in sözlerini çarpıtarak aktaran Erdal Keser bir çok tatsız olayın yaşanmasına da sebep olmuştur.

Hareketleri, konuşma tarzı, üslubu ve yaptıklarıyla futbolcular arasında hiç sevilmeyen Keser, yönetim tarafından da bir kaç kez gönderilmek istenmiş, ancak o arkasından hançerlediği Gerets " Ekibimden birisi giderse ben de bırakırım" diye onurlu davranışlar sergileyerek buna izin vermemişti. Futbolcularla sık sık tartışan, hatta kavga eden, yine futbolcular arasında laf taşıyan, yöneticilere takımdaki sorunları yansıtan, şikayet eden Erdal Keser'in arkasında duran bir adamın, takımda kalmasının da ne kadar zor olacağını tahmin edersiniz.

Gerets'in düzenlediği veda toplantısında " Hakan Ünsal'dan herkesin içerisinde özür diliyorum" demesinin nedeni bile Erdal Keser'dir. Küçük Hakan'ın Gerets'e övgüler yağdırdığı sözlerini bile çarpıtarak aktaran Keser'in, herhalde Gerets'in özüründen sonra aklı başına biraz olsun gelmiştir. Ama maalesef sebepler değil sonuçlar önemli. Gerets gitti. Hem de gözyaşlarıyla. Öyle kelimeler çıktı ki ağzından giderken herkesin gönlünü feth etti. O kelimeler bazı  insanlara ders olur mu bilemem ama böyle insanların Türk Futbolunda mumla aranacağı kesin.