Genç bir ekonomistin analizi Türkiye neden garip bir ülkedir?

Gezi Parkı’yla birlikte Türkiye hakkında daha çok kafa yorar olduk.

Haberin Devamı

Sosyolojik, politik analizlerin ardı arkası kesilmezken, gençlerin son günlerde facebook  üzerinden paylaştıkları ilginç bir yazı var.
TEPAV’ın genç, parlak ekonomistlerinden Esen Çağlar, blogundaki “Türkiye neden garip bir ülkedir” yazısını Gezi Parkı’ndan birkaç ay önce kaleme almış.
Bundan bir kaç yıl önce Çağlar’ın, inovasyona dayalı ekonomilerin nasıl büyüdüklerine ilişkin bir analizine yer vermiştim.
Şimdi yine sözü ona bırakıyorum zira “nasıl bir ülke olduğumuza” ilişkin kafamızdaki birçok sorunun cevabı –kısaltarak- aktardığım yazısında.
Türkiye’nin nerede durduğunu, BM’nin 220 ülkeyi kapsayan İnsani Kalkınma Endeksi’nden aldığı verilerle ortaya koyduğu tablolarla çok güzel anlatıyor.
Tablolar kişi başı gelir ve eğitim düzeyiyle ilgili.
Üçünçüsü ise kentleşme düzeyini gösteriyor.
TEPAV’ın ekonomisti “ Türkiye’nin garipliği bu tablolardan çıkan sonuçlarda saklı” diyor.
İlk tabloda, ülkeler kişi başı milli gelirin yüksekliğine göre sıralanıyor.

Genç bir ekonomistin analizi Türkiye neden garip bir ülkedir

Hemen yanında ise her ülkenin ortalama vatandaşının eğitim düzeyi var.
Kişi başı geliri (satın alma gücüne göre) 13 bin ile 14 bin dolar arasında olan ülkelerde insanların eğitim süresi ortalama 9,7 yıl.
Türkiye’de ise eğitim süresi ortalama 6,5 yıl.
Birinci sonuç:  Benzer zenginlik-teki ülkelere kıyasla çok daha az eğitimliyiz.
İkinci tabloda,  ülkeler kişi başı gelirlerine göre değil, eğitim düzeylerine göre sıralanmış.
Türkiye dünyada eğitim düzeyi açısından 137. sırada.
Çağlar bu tablodaki ülkelerin çoğunun Afrika ülkeleri olmalarına dikkat çekiyor.
Petrol zengini Kuveyt dışında eğitimde bize benzeyen ülkelerin kişi başı gelirleri, bin 500ile  8 bin 500 dolar arasında değişiyor.
Bu ülkelerin ortalaması 4 bin 600 dolar.
Türkiye’nin kişi başı geliri ise 13 bin 400 dolar.
İkinci sonuç: Bizle aynı eğitim düzeyindeki ülkelere kıyasla neredeyse üç kat daha zenginiz.
Çağlar
’ın ilk iki tabloyla ilgili tespiti şöyle:
BM verilerine göre, eğitim düzeyimize göre fazla zengin, zenginlik düzeyimize göre ise fazla cahiliz. Yani eğitim sahibi olmadan para sahibi olmayı başarabilmiş dünyadaki az sayıdaki ülkeden biriyiz.
“Peki bunu nasıl başardık? İnsanla-rımızı eğitmeden nasıl zenginleştire-bildik?”
sorusunu soruyor haklı olarak.
Yanıtını kentleşme oranını gösteren bilgilerde veriyor:
 Türkiye, 1960 ile 2012 arasında kentleşme oranları arasındaki farkı ortaya koyan tabloda dünyada 6. sırada.
Kentlerimizde 1960’da 9 milyon kişi yaşarken, bugün 53 milyon kişi yaşıyor.
Kentleşme oranımız 1960’daki yüzde 31,5’ten, 2012’de yüzde 71,4’e yükselmiş.
Bizden daha hızlı kentleşen ülkelerden 2.sıradaki Suudi Arabistan’ın, 3. sıradakı Angola’nın ve 5. sıradaki Cezayir’in ekonomileri büyük ölçüde petrol ve doğal gaz gelirlerine dayanıyor.  
Bu doğal kaynak zengini ülkeler dışında, bizden daha hızlı kentleşen sadece iki ülke var: Güney Kore ve Malezya.
Kore’nin eğitim düzeyi 11,6 yıl ve ihracatı içinde ileri teknoloji ürünlerin payı yüzde 29.
Malezya’nın eğitim düzeyi 9,5 yıl  ve ileri teknolojinin payı yüzde 45. Bizde ise eğitim orta ikiden terk ve ileri teknolojinin payı sadece yüzde 2.
Sonuç?
Çağlar “Evet, biz garip bir ülkeyiz. Garipliğimizin kaynağı da, insanımıza yatırım yapmak yerine şehirlerimizin taşı toprağına yatırım yapmayı seçmiş olmamız. Eğer insanımıza yatırım yapmış olmayı seçseydik, bugün ne şehirlerimizin kaldırımları Zambiya gibi, ne de ülke gündemini tartışma biçimimiz böyle olurdu” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları