GeliÅŸimi etkileyen besinler

Çocuğunuzun ruhsal ve bedensel gelişimi için beslenme çok önemli bir etken...

Bu yüzden ona neyi, ne kadar yedirdiÄŸinize dikkat etmeli ve doÄŸru besinleri seçmelisiniz.Â

Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda "doğru ve sağlıklı beslenme" büyük önem taşıyor. Diyetisyen Gizem Şeber, "Çocuğunuzun büyüme ve gelişmesini olumsuz etkileyebilecek en temel durum, yetersiz beslenmesi olur. Eğer çocuğunuz, yaşına göre ihtiyaç duyduğu enerjiyi ve besin öğelerini tam anlamı ile karşılayamıyorsa, beslenme yetersizliği oluşur. Buna paralel olarak da çocuğunuzun zihinsel ve bedensel gelişimi olumsuz etkilenir" diyor.

Çocuğunuzun zihinsel ve bedensel gelişiminin yaşına uygun olmasını istiyorsanız, bazı besinlere ve kurallara özellikle dikkat göstermeniz şart...

n Kepekli ekmek, pirinç, makarna: Kepekli ekmeğin çocuğunuz için uygun olduğunu düşünebilirsiniz, fakat bu ürünler çocuğunuzun gelişimini olumsuz etkiliyor. Fazla alınan kepek; demir ve kalsiyum gibi çocuk gelişiminde önemli olan minerallerin atımını artırabiliyor. Bu nedenle de 5 yaşına kadar kepekli ürünleri kullanmayı tercih etmeyin.

n Light süt ürünleri: Yetişkin beslenmesi için oldukça sağlıklı olan light süt ürünleri, çocuğunuzun gelişimi için uygun değil. Çünkü çocuğunuz, beyin gelişimi için doymuş yağ asitlerine ihtiyaç duyuyor ve bu yağ asitleri, light süt ürünlerinde bulunmuyor.

n Kızartma ve kavurma yöntemi ile pişirilen besinler: Kızartma ve kavurma yöntemi ile pişirilen besinler, yanmış yağ ve yüksek enerji içeriyor.Bu nedenle, çocuklara önerilmeyen besinler arasında yer alıyor. Kızartma türü besinlerde vitamin ve mineral kayıpları yoğun olduğundan, çocuğunuzun beslenme gereksinimini karşılamakta yetersiz kalıyor.

n Bol suda pişirilmiş sebzeler: Sebzeler, herkes için son derece değerli olan besin kaynakları... Fakat bol suda pişirilmesi ve bu suyun dökülmesi, sebzeleri değersiz kılıyor. Sebzelerin bol suda pişirilmesi, çocuğunuzun büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkiliyor.

n Soyulduktan sonra açıkta bekleyen meyveler, salatalar: Çocuğunuzun bol bol sebze ve meyve tüketmesini isteyebilirsiniz. Ama sebze ve meyveleri doğradıktan sonra açık ortamda bekletmeyin, çünkü ürünün bir besin değeri kalmıyor.

n Gereğinden fazla süt ürünü: 1 yaş üstü çocukların beslenmesinde yapılan bir hata da gereğinden fazla süt ürünü tüketimi... Bu yaş grubu çocuğa, günde 500 ml. süt ve yoğurt tüketmesi yetiyor. Çocuğunuzun gereğinden fazla süt tüketmesi, diğer besinleri yetersiz almasına neden olabileceği gibi demir anemisi riskini de artırıyor.

n Kızarmış balık: Omega3 yağ asitlerinin en zengin kaynağı olan balık, çocuğunuzun beyin gelişimi için önemli bir besin kaynağı. Fakat kızarmış balıkta omega3 içeriği azalıyor, bu nedenle çocuğunuz için yararlı olmaktan çıkıyor.

n Şekerli besinler: Yüksek şeker içeren besinler ve beyaz şeker, boş enerji kaynaklarıdır ve büyüme-gelişme açısından bir fayda sağlamaz.

Çocuklarda protein gereksinimi

Büyüme ve gelişme çağındaki çocukların gelişimlerini sağlayabilmeleri için yeterli miktarda besin almaları gerekir. Çocuk ve gençlerin yeterince beslenmemeleri, onların sağlıklarını olumsuz etkilemektedir. Vitamin ve mineral gereksinimlerinin karşılanamaması halinde çeşitli hastalıklar ortaya çıkmaktadır.

Çocuklarda protein gereksinimi, erişkinlerdeki gibi sadece dokuların tamiri ve yeniden yapılanması için değil, vücudun büyümesi ve gelişmesi için de gereklidir. Fındığın protein miktarı yumurta ve tahıllardan yüksek, et ve kuru baklagillerin içerdiği miktara hemen hemen eşittir.

Kırmızı Başlıklı Kız

Annesinin iş hayatına atılmasıyla kendini yalnız hisseden küçük bir kızın, büyükannesini ziyaret ederken hayatın içinden geçişine tanık olacağınız bu oyunda, oyunculara sevimli kuklalar eşlik ediyor. Ulviye Karaca’nın yazıp yönettiği ve kukla tasarımını da hazırladığı "Kırmızı Başlıklı Kız" adlı çocuk oyunu, 16-28 Aralık tarihlerinde Ankara Devlet Tiyatrosu Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde izlenebilecek. Şimdiden tüm çocuklara iyi seyirler diliyoruz.

Gün Işığı Çocuk Merkezi

Gün Işığı Çocuk Merkezi, "İlk Üç Sene Anne-Çocuk Elele" programı çerçevesinde, 0-3 yaş arası çocuklarınızı gözlemleyerek ve gelişimsel taramalarını yaparak, sizi gelişimi hakkında bilgilendiriyor. Böylelikle, günlük yaşamda karşılaşabileceğiniz (beslenme, uyku, tuvalet eğitimi, kardeş kıskançlığı gibi) problemler konusunda sizleri destekliyor.

Bunların dışında merkez, çocuğunuz 16 yaşına gelene kadar çeşitli aktivitelerle sizlere destek olmaya devam ediyor.

Tamirci Bob Çocuk Kitapları

Tamirci Bob ve arkadaşlarının Ayçiçeği Vadisi’ndeki maceralarında çocuklar eğlenirken takım çalışmasını ve yardımlaşmayı öğreniyorlar. Okul öncesi dönemde 3-6 yaş arası erkek çocuklarının severek okuyacakları ve boyayacakları Tamirci Bob serisi, 10 yıldır tüm dünyayı kasıp kavuruyor.

Letoonia Resorts

Akdeniz’in muhteşem doğa güzellikleri ve tarihi dokusuyla iç içe olan Letoonia Golf Resort, eğlence ve rahat bir tatil merkezi temasıyla, çam ağaçları arasında, kıyı boyunca uzanan 75 hektarlık bir alan üzerine kurulmuş. Doğal güzellikleri ve her yaşa yönelik günlük animasyon programları, Letoonia Golf Resort’da geçirilen günleri hem büyükler hem de çocuklar için unutulmaz kılıyor.

Fosforlu Cevriye

Fosforlu Cevriye, bedenini üç kuruşa satıp beş kuruşa karnını doyurabildiği bir dünyaya açmıştı gözlerini. Anasızdı, babasızdı. Karakol, mahkeme, hapishane, Barba’nın meyhanesi, eski kantocu yeni randevucu bilge Sümbül Dudu’nun evinde geçen bu müzikalin yazarı Suat Derviş... Gülriz Sururi’nin oyunlaştırıp yönettiği "Fosforlu Cevriye" müzikali 14, 23, 30 Aralık tarihleri arasında Ankara Devlet Tiyatrosu Akün Sahnesi’nde izlenebilecek.

Kız mı? Erkek mi?

Hiçbir şey hatırlamıyorum. Yalanmış. Yıllardır okurlarıma veya bebek bekleyen anne adaylarına verdiğim tüm tavsiyeler sanırım hafızamın diplerinde kalan, en unutamadığım anıların kırıntılarıymış.

Emre Berent’n geleceğini öğrendiğimde tam nerede olduğum, iyi kötü anılar, günde en az üç tane kavunu tek başıma nasıl yediğim, amniyosentez anılarım, acılı doğum serüvenimin küçük detayları ve emzirememe vicdan azabımdan başka hiçbir şey hatırlamıyorum.

Hatırladıklarım ise yazmaya başladıklarım ile sınırlı. Yazdıklarımı unutmamışım, yazmışım rahatlamışım, yazmışım ağlamışım, yazmışım kendimi bulmuşum...

Sanırım özellikle ilk hamilelikte insan 9 ay sonunda başına gelecek şeyin ne kadar büyük bir sevgi, mucize veya değişim olacağını bilmiyor. Çocuğu kucağına aldığın ve o eşi benzeri olmayan muhteşem kokuyu duyduğun anda asıl macera başlıyor.

İkinci bebeklerini bekleyen arkadaşlarıma hep benzer soruları sorardım "Bu kez nasıl? Farklı olan ne? Neler değişti?" gibi şeyleri merak ederdim. Şimdi yaşarken yanıtını net olarak anladım.

Zaman çabuk geçiyor

Anne olmanın ne demek olduğunu öğrendikten sonra bir kez daha anne olmayı beklemek cidden daha fazla cesaret istiyor.

]Çünkü bu kez içindeki minik canlının gücünü ve doğum ile birlikte yaşayacaklarını tam olarak tanıyor ve biliyorsun.

İlk gebelikte olmayan korkular, evhamlar, telaşlar oluyor. Daha bir nazlı, son derece hassas ve korumacı oluyor insan.

"Bir insanın bir başka insanı bu kadar ölçülemeyen şekilde sevebileceğini" ben anne olduktan sonra anlamıştım. Aşkı, sevdayı geçiyorum. Koşulsuzca bu kadar sevebileceğim bir insan benim içimden çıkmıştı ve onu gördüğüm anda iki göğsümün orta yerinden kocaman bir sızı ile aşık olmuştum.

Şimdi aynısını bir kez daha yaşayacağım içim sevincim, heyecanım sonsuz...

O küçük bebeğim karnıma yeni öğrendiği okuma becerisi ile okumayı becerebildiği masalları okuyor şimdi. "Canım kardeşim gel bak seni bekliyoruz biz" diyor. Yanımda sert bir hareket bile yapmıyor.

Tüm bu anlarda gözlerim dolu dolu oluyor.

Zaman ne de çabuk geçiyor. Acı olaylar, yaşanırken asla geçmez gibi gelen durumlar cidden unutuluyor...

Şimdi aradan tam 7,5 yıl geçmiş. Bir sürü şey hızla değişmiş. 10. haftanın içinde bir anne adayı olarak telaşım geçen sefer olduğu gibi. Tüm anne adayları gibi bir belirsizliğin içinde ama bu kez başıma nasıl tatlı ve özel bir şey daha geleceğini bilerek zamanımı doğru beslenerek, bol bol yürüyüş yaparak, sıvı içerek ve dua ederek geçiriyorum.

Geçen hamileliğimde olan bitenleri her ne kadar tüm detayları ile hatırlamıyor olsam da bldiğim tek şey var o da anne olmanın dünyadaki en güzel şey olduğu...

Geçen haftadan beri sizlerden aldığım güzel dilekleriniz, tatlı hediyeleriniz ve sımsıcak ilgileniz için teşekkür ediyorum.

"Ne istiyorsun?" diye soran herkese ise şu yanıtı veriyorum:

Kız olsun, erkek olsun, ne olursa olsun...

Sağlıklı ve huzur dolu bir yolculuk geçirsin...

Temmuz 2009’da ailemiz onunla şenlensin. İnanın sadece bunu istiyorum.

İyi hafta sonları diliyorum

Pınar ben

6,5 yaşındaki Emre Berent’in ve 9 Hafta 5 günlük olan miniğin annesi.
Yazarın Tüm Yazıları