Gel de şaşma!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

AAAA, vallahi bir yaşıma daha girdim ayol! Hani bizim Tansu var ya, hani bu Tansu daha birkaç hafta önce iktidarda iken ‘‘Sekiz yıllık eğitime ya geçilecek, ya geçilecek’’ diyordu ya!..

Bu haberi parti toplantılarında kamuoyuna bir ‘‘Müjde’’ olarak duyuruyordu ya!..

Ayol bu konuda Hacı ile Bacı'nın arası bile açılmamış mıydı?

Hacı sekiz yıllık eğitime geçilirse imam hatiplerin orta bölümü kapatılacak ve partisinin arka bahçesini zararlı otlar bürüyecek diye telaşlanmıyor muydu?..

Küçücük fakir fukara çocuklarının sırtından yapılan din sömürüsü sona erecek diye belli kesimler feryadı basmıyor muydu?

Tansu bunlara karşı çıkmıyor muydu?

Çıkıyordu.

‘‘Ya geçilecek, ya geçilecek’’ diye kükrüyordu! Tansu çok kararlı, ilkeli ve inançlı kadındı! İster inanın, ister inanmayın!

Şimdi muhalefete düşünce ve bu sekiz yıllık eğitim konusu Meclis gündemine gelince, bizim Tansu kıvırtmaya başlamış! Bu düzenlemeye karşı çıkacakmış!

Şaştım kaldım!

***

‘‘Ayol Tansu, yoksa sen bizi aylardan beri işletiyor muydun güzelim? İşlettiysen ayıp ettin, işletmediysen şimdi niçin kıvırttın?

Yani bundan sonraki seçimde Refah listesinden milletvekili adayı olacaksın diye, insan hiç bu kadarını yapar mı?

Vallahi çok şaşırdım, çok üzüldüm!

Aman Tansu'cuğum benden sana söylemesi, sen bu Refah'ın gölgesinden sakın ayrılma. Nasıl olsa senin yolsuzluklarını falan Meclis'te örtbas ettiler, diyet borcunu ödemeye devam et.

Ama korkarım, ne yaparsan yap kaderin cilvesiyle bir süre sonra Yüce Divan önüne çıkıp o mal varlığının, örtülü ödenek paralarının, diğer dosyalarının falan hesabını vereceksin.

Seni değil Refah, ilahlar bile kurtaramayacak.’’

***

Sevgili okuyucularım, sekiz yıllık eğitim, Türk eğitiminde temel bir devrim. Ama gelin görün ki, bu hadise şeriatçı çevrelerin yaygarası altında eziliyor.

ANAP'tan 5-10 milletvekili kıvırtıyor. DYP'li aslan parçalarının ne yapacağını yakında göreceğiz. Bunların hepsinin ağzında aynı Refah sakızı çiğneniyor:

‘‘İmam hatipleri kapatırsanız millet sizden bunun hesabını soracak...’’

Birincisi imam hatipler kapatılmıyor. Milletin kafasına bu yalanı sokmaya kalkışıyorlar.

İkincisi ve daha da önemlisi, bunların oy hesabını dinleyince zannedersiniz ki, Türk milletinin tamamı seçimde Refah'a oy vermiş ve bu yüzden hep birlikte onun peşinden gitmek zorundayız.

Refah Meclis'te çözülüyor, habire kan kaybediyor.

Koskoca ANAP bu beş on kişinin güdümüne mi girdi? Korkut Özal, Ali Coşkun gibi birkaç kişinin emir ve hizmetinde mi? Bakan olsalardı şimdi sesleri çıkmayacaktı. Bakan olamadıkları için konuşuyorlar.

Geçin bunları canım, geçin!.. Gerekirse Refah'a gitsinler, o çatı altında siyaset yapsınlar.

Bırakın gitsinler. Taşlar artık yerine otursun da, kimin ne olduğunu hep birlikte görelim.

KAÇAK KÜLLİYE

5 Mayıs 1997 tarihli Yeni Yüzyıl Gazetesi'nde çok ilginç bir haber ve fotoğraflar vardı. Fatih Hak ve Hizmet Vakfı isimli bir dinci kuruluş, İstanbul'un Beykoz semtinde Hazine arazisi üzerine kaçak bir külliye ve üç katlı villalar inşa ediyordu. Orası tam bir şeriat merkezi olacaktı.

İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri duruma derhal el koyup inceleme başlattılar ve acı gerçekler raporla saptandı.

Bakanlığın 3 Haziran 1997 tarih ve 147/5 sayılı raporu elimde. Şimdi size özetliyorum. Okuyun da, ülke yönetiminin bunların eline geçmesi durumunda neler olacağını iyice anlayın:

‘‘Dini amaçlı külliye Hazine arazisi üzerinde kaçak olarak yapılmaktadır. İnşaat 1993 yılında başlamıştır ve 20 dönüm üzerindedir. Kapalı alanı 2.400 metrekaredir. Külliyede cami, Kuran kursu vardır. Aynı alan üzerinde ayrıca konutlar, işyerleri, villalar yapılmaktadır.

Arazi Hazine malıdır ve aynı zamanda doğal SİT alanıdır. Beykoz Belediyesi sınırları içindedir. İnşaat kaçak olduğu için 1993 yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından (Refah öncesi) durdurulmuş, ancak sonra (Refah döneminde) yeniden başlatılmıştır.

İnşaatlar Elmalı Barajı mutlak ve yakın koruma alanı içindedir. İstanbul'a içme ve kullanma suyu veren baraj kesinlikle kirlenecektir. Bu açıdan İSKİ tarafından derhal yıktırılması gerekmektedir. İSKİ ve Beykoz Belediyesi bu konuda hiçbir işlem yapmamışlardır.

Ayrıca Valilik ve Belediye tarafından yasa uyarınca derhal yıktırılması gerekmektedir.

Müdahale edilmediği takdirde, bu külliyenin devletin tasarrufu altındaki çevre alanlara ve orman alanlarına doğru işgalindeki araziyi genişleteceği anlaşılmaktadır. Külliye çevresinde çok sayıda lüks villa yapımı da sürmektedir.

Öte yandan, Beykoz Belediyesi sınırları içinde açılmış çok sayıda kaçak ve izinsiz Kuran kursunun da kapatılması gerekmektedir.

Külliyeden başlamak üzere, yöredeki tüm kaçak yapılar İstanbul Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Özel İdare ve İl Jandarma Alay Komutanlığı'nın olanakları birleştirilerek derhal yıkılmalıdır.

Bu konuda gerekli işlemleri yapmayan İSKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu ve Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek haklarında soruşturma sürmektedir...’’

Evet, olay özetle böyle. Bu muazzam inşaatlar için bunlara para nereden geliyor? Bunlar devlet malı üzerinde bunca kaçak inşaatı kimden aldıkları güçle yapıyorlar? Değirmenin suyu nereden?

Bakanlık raporunda adı geçen İSKİ, Beykoz Belediyesi gibi kuruluşlar Refah Partisi'nin elinde.

İşte size ‘‘Adil Düzen’’... Hazine arazisi üzerine kaçak yapılan binalar, baraj havzasının hemen dibinde yükselen kaçak inşaatlar!..

Yeni İstanbul Valisi Kutlu Aktaş'a başarılar diliyorum, bu işin üzerine gitmesini istirham ediyorum.

Yazarın Tüm Yazıları