Gaziantep intihar ediyor

BU sözler benim değil. Kültür ve Turizm Müsteşarı Mustafa İsen'a ait.

Müsteşara göre, Zeugma mozaiklerinin önce Gaziantep'te sonra İstanbul'da NATO toplantısı sırasında sergilenmesine karşı çıkanlar yüzünden şehir tarihi bir fırsatı kaçırıyor.

‘‘Gaziantep intihar ediyor. Zira İstanbul'a gelecek başbakanlar, bakanlar, dışişleri bakanları ve beraberindeki yabancı basın ordusu Zeugma mozaikleri dolayısıyla şehri tanıyacaklardı’’ diyor.

Müsteşar Mustafa İsen, Gaziantep'te karşılaştıkları direniş karşısında şaşkın.

Zeugma mozaikleri nedeniyle Gaziantep'te kopan fırtınaya geçen hafta değinmiştim.

Özetle durum şöyle:

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Zeugma kazılarının sponsoru Packard Vakfı'nın Başkanı, HP patronu David Packard'ın 2 milyon dolarlık desteği ve sanat tarihçisi Profesör Nurhan Atasoy'un ‘‘gönüllü’’ katkısıyla önce Gaziantep ardından İstanbul'da bir Zeugma sergisine hazırlanıyor.

Ancak Gaziantep Müze yetkilileri ve bazı sivil toplum kuruluşları ‘‘Mozaikler Gaziantep dışına götürülecek, belki kaçırılacak’’ gerekçesiyle buna karşılar.

Mozaiklerin müzeden çıkartılmaması için mahkemeden karar çıkartılmış.

Gaziantep müzesi mühürlenmiş.

En fecisi, sergiyi hazırlamak için Gaziantep'te bulunan, dünyanın önde gelen mozaik restoratörü Roberto Nardi ve ekibinin hayatı karartılmış.

İtalyan restoratörler ‘‘ellerinde torbalarla tarihi eser kaçırıyorlar’’ diye polis ekibi tarafından çevrilmiş, hırsız muamelesi görmüş.

Direnişin bu kadarı da fazla değil mi?

Roberto Nardi, Zeugma mozaiklerinin sudan çıkartılmasından sonra restore eden kişi. Packard'ın ricasıyla sergileri hazırlamak için Gaziantep'e gitmiş.

Adamın başına gelenlere bakın...

Profesör Nurhan Atasoy, müzenin mühürlenmesi nedeniyle nisan ayında yapılması tasarlanan Gaziantep Sergisi'nin ‘‘suya düştüğü’’ görüşünde.

‘‘Müze mühürlendiği için laboratuvar kapalı... Sergiyi yetiştirmek imkansız’’ diyor. Peki İstanbul'daki sergi yapılacak mı?

Önce ekim ayı için planlanan ancak NATO toplantısı nedeniyle hazirana yetiştirilmesi tasarlanan bu serginin düzenlenip düzenlenmeyeceği de meçhul.

Zeugma 2000 yaz aylarında hem Türkiye'nin, hem dünyanın gündemine oturmuştu.

Packard'ın verdiği 10 milyon dolar sayesinde kazılar yapıldı, eserler gün ışığına çıkartıldı.

Sonra her şey durdu.

Kazılar durdu... Dünyanın en güzel mozaikleri Gaziantep müzesinin deposunda unutuldu. Şimdi Zeugma'nın yeniden dünya kamuoyuna hatırlatılması, Packard'ın yeni yapılacak bir müzeye katkısı mümkün olabilecek iken her şey berbat ediliyor.

Yazık...

Bardo mozaikleri dünyayı dolaşıyor

GAZİANTEP
ve İstanbul sergilerine karşı çıkanların bir iddiaları da mozaiklerin taşıma sırasında zarar görecekleri.

Oysa Müsteşar Mustafa İsen, bakanlığın önceki gün yayınladığı basın açıklamasında da işaret ettiği gibi her türlü önlemin alındığını söylüyor.

Mozaikler öyle alınıp kamyonlara yüklenmiyor ki?

Başında restorasyonu yapmış olan Nardi ve ekibi var.

Aylarca mozaikleri yanyana koymak için uğraşmış olanlar gerekli önlemleri almazlar mı?

Kaldı ki, günümüzde modern teknoloji çareler üretmiş.

Meselá Profesör Atasoy, mozaiklerin taşınması için uçak gövdesinde kullanılan malzemenin kullanılacağını söylüyor. Hem sağlam, hem hafif olacağı için taşıma sorun olmazmış.

Bu arada dünyanın en büyük mozaik müzesi olduğu söylenen Tunus'taki Bardo Müzesi'nin mozaiklerini sergilenmeleri için başka şehirlere, ülkelere gönderip göndermediğini merak ettim.

Ankara'daki Tunus Büyükelçiliği Kültür Ataşesi merakımı giderdi.

Bardo Müzesi'nin bazı mozaikleri bırakın bir şehirden diğerine gitmeyi dünyayı dolaşıyormuş. New York'ta, Paris'te sergilenmişler.

Tunus Kültür Ataşesi ‘‘Modern teknolojiyle artık sorun değil’’ diyor. Gaziantep'ten beni mail borbardımanına tutanlar bir zahmet elçiliğe telefon edip öğrensinler.

Kral sözü tutulacak mı?

DAVOS
Dünya Ekonomik Forumu'nun en popüler konuşmacılarından olan Ürdün Kralı Abdullah'ı önceki gün DEİK bünyesindeki Türk-Ürdün İş Konseyi'nin kahvaltısında dinledik.

Ürdün özellikle ABD'nin Irak operasyonundan sonra önem kazanmış.

Birçok ülke Irak'a sevkıyatı Ürdün üzerinden yapıyor.

Dünya Bankası da Irak işlemleri için Amman'ı kullanıyor.

Ürdün'deki serbest bölgelerin ABD'ye vergisiz mal satmak gibi avantajlarından yararlanan Türk işadamlarının sayısı giderek artıyor.

Kahvaltıda rastladığım Şahinler Holding'in patronu Kemal Şahin bunlardan biri.

Ürdün'ün Akabe serbest bölgesinde iki fabrikası var.

Biri üretime başlamış, diğeri üç ay içerisinde devreye girecek.

Amerikalı müşterileri kaçırmamak için Ürdün'de fabrika açan Kemal Şahin, vergi avantajının yanı sıra işçi ücretlerinin de düşük olduğunu söylüyor.

Türkiye'de tekstil işçisinin maaşı ortalama 500 dolar iken, Ürdün'de 300 dolar.

Akabe'de fabrika açmaya hazırlananlar arasında Kombassan ve Güngör Keşçi de var.

Bu arada, önümüzdeki mayıs ayında Dünya Ekonomik Forumu'nu ağırlamaya hazırlanan Ürdün ile Türkiye arasında serbest ticaret anlaşması bir türlü imzalanamıyor.

Türk işadamları işte bu yüzden önceki gün anlaşmanın imzalanacağına dair ‘‘Kral Sözü’’ veriyor musunuz diye soruyorlar.

Kral Abdullah soruya direkt yanıt vermiyor topu salondaki bakanlarına atıyor.

Aldığım bilgiye göre ‘‘Kral Sözü’’ pek kolay yerine getirilmeyecek.

Zira Türkiye, Ürdün'e 200 milyon dolarlık ihracatına karşılık bu ülkeden 20-25 milyon dolarlık mal alıyor.

Arada büyük bir uçurum var.

Ürdün, serbest ticaret anlaşması olursa Türk mallarının istilasına uğramaktan korkuyor.

Bu tür anlaşmalar yaptığı ABD'den yılda 600 milyon dolarlık, AB'den ise 500 milyon Euro'luk yardımlar alıyormuş.

Türkiye ile anlaşma karşılığında bazı yardımların beklentisinde.

Pazarlıklar sürüyor.

İşte bu yüzden ‘‘Kral Sözü’’ vakit alabilir.
Yazarın Tüm Yazıları