GAP’ta bir co-pilot

Güncelleme Tarihi:

GAP’ta bir co-pilot
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 1999 00:00

Haberin Devamı

Ralli nasıl bir şey, co-pilot ne iş yapar, korkar mı? Yanıtlar için aşağı buyrun.

Her şey Tempo'nun spor bakanı arkadaşım Koray Muratoğlu'nun ‘‘popkek yer misin’’ diye sorar gibi ‘‘co-pilotum olur musun?’’ demesiyle başladı. Haftasonu Şanlıurfa'da İkinci Atatürk Kupası GAP Rallisi yapılacaktı ve benim de ‘‘Ford Ka Challange’’ın katılımcılardan biri olma şansım vardı. ‘‘Olur bir sorayım’’ diyerek editörlerime koştum. Beklediğimden kolay izin aldım. Şeflerimin anlayışı, bu işin altından kalkabileceğime dair inançlarından değil, yeri en kolay doldurulabilecek eleman olmamdan kaynaklanıyordu sanırım. Ekibin bir numaralı ‘‘eğitim zaiyatı’’ adayı benim anlayacağınız.

Urfa'da ilk izlenimim otelin önünde bekleşen onlarca çocuk oldu. Hepsi ısrarla ellerindeki küçük anahtarlık gibi şeyleri satmak istiyor. ‘‘Bu ne?’’ diye abartısız beş kere sordum ve her seferinde ‘‘ceyş-ül’’ diye bir şey duydum gerisini anlayamadım. Ama muska gibi bir şey olduğunu anlayabildim. Boynunuza asınca nazara, korkuya iyi gelirmiş. Bu veletler benim çaylak olduğumu nereden anladı yahu? Bunlardan almazsam benim hatam sonucu ciddi bir kaza yapar mıyız acaba?

Kaza yapsak bile sorun yok. Ralli ottomobillerinde güvenlik önlemlerinin ne kadar geniş olacağını bilecek kadar motorsporlarından anlıyorum. Otomobilin içindeki özel alaşımlı kafes ve güçlendirilmiş tavan, darbelerin pilotlara ulaşmasını engelliyor. Kafese kafanızı çarpmanıza karşı önlem olarak otomobilin içinde kask takmanız gerekiyor. Bu kasklardaki mikrofon ve kulaklıklar sayesinde pilotla gürültüden etkilenmeden rahatça konuşabiliyorsunuz. Emniyet kemeri 4 ayrı noktadan sizi koltuğa sabitliyor ve tek elle kolayca açılıyor. Beklenmedik bir yangın olursa elektronik yangın söndürücüyü bir düğmeye basarak harekete geçirebiliyorsunuz.

SAKİN OLUN KAYBOLMAYIN

İlk denemem de mutlaka hata yapacağım ama mümkün olduğunca az yapmak için bu işin inceliklerini öğrenmem lazım. Hemen FİA Takımlar Kupası'nda dünya ikinciliğini garantileyen Volkan Işık-Erkan Bodur ikilisinden co-pilot olanına, Erkan'a yaklaşıyorum. Daha önce bir röportaj yapmış olmamın verdiği küçük samimiyeti büyük bir yüzsüzlüğe çevirerek bana bu işin inceliklerini anlatmasını istiyorum. Erkan ise sakin bir ses tonuyla işin inceliklerinden değil, abc'sinden başlıyor ve ‘‘Sakin olun, kaybolmayın ve eğlenmenize bakın,’’ diyor.

Önce etaplar için verilen yol notlarını nasıl anlayabileceğimi okuyabileceğimi anlatıyor. Sonra karne denen illete geliyor sıra. Bu karnenin önemi askerlikteki keple aynı: Karne'yi kaybettin, .... kaybettin! Çünkü bu karneye yarış hakemleri tüm zamanlarınızı işliyor ve böylece sıralamanız belirleniyor. Ayrıca bir sonraki zaman kontrol noktasına ne zaman gideceğinizi karnedeki zamanlara bakarak saptamak zorundasınız. Zaman kontrol noktasına tam zamanında varmak zorundasınız. Geç kalırsanız ceza alıyorsunuz erken giderseniz iki katı ceza alıyorsunuz.

Bu arada Koray, Volkan'a giderek bir türlü karar veremediği temposunu belirlemeye çalışıyor. Strateji bu konuşmadan sonra kesinleşiyor. Gazlamayacağız ama yavaş da olmayacağız. Temkinli gideceğiz.

KORKMADIM DİYEMEM

Bizim için en büyük zorluk, ilk gün etapları önceden geçerek yol notu çıkaramayacak olmamız. Bir kitapçıkta tüm notlar toplanmış. Özel etaplara ilişkin daha detaylı açıklama akşam veriliyor. Virajlar hafif, orta, sert ve u olarak derecelendirilmiş ve virajlar arasındaki mesafeler verilmiş.

Ertesi gün start noktasına vardığımızda umduğumuzdan fazla seyirciyle karşılaşıyoruz. Küçük çocuklar otomobillere dokunmak istiyor. Bazıları da sürücülerle hatıra fotoğrafı çektiriyor. Saat 11:11'de start alıyoruz. 25 dakika sonra 19 kilometre ötedeki Relax özel etabının zaman kontrol noktasında olmalıyız. Bir kamyonu sollarken Gülpınar tabelasını kaçırdığımızda Erkan'ın ‘‘kaybolmayın’’ derken neyi kasttediğini çok iyi anlıyorum. Dön dolaş ucu- ucuna yetişiyoruz zaman kontrol noktasına. Özel etapta yol notlarıyla tahminimden iyi uyum sağlıyorum. İlk etapta çok büyük hata yapmadan biri Ford Ka, iki otobomobilden iyi zamanda tamamlıyoruz.

Sonra toprak etaplar için Atatürk Barajı'na gidiyoruz. Oraya vardığımızda servis alıyoruz. Otomobile toprak lastikleri takılıyor ve süspansiyonlar toprağa göre ayarlanıyor. Aynı parkuru iki kere inip çıkacağız. İlk etapta kayarak döndüğümüz ilk virajdan sonra çığlığı basıyorum. Bu iş kesinlikle çok zevkli. İyi gidiyoruz. Bizden bir dakika önce start alan Göktuğ Tuncay'ı yakalıyoruz ve tozuna giriyoruz. Birşey görmek ve bu yüzden yol notu okumak mümkün değil. Oldukça yavaşlıyoruz ve yaklaşık 20 saniye kaybediyoruz. Dönüşte de aynı şey başımıza iki kere geliyor ve bu yüzden iki kere viraja çok geç giriyoruz. İlkinde sadece zaman kaybediyoruz ama ikincisinde viraj dışına taşıyor ve şarampole yuvarlanma tehlikesi atlatıyoruz. Koray soğukkanlı bir pilotajla bizi yolda tutuyor. Korkmadım dersem yalan olur. Başka bir şanssızlığı da organizasyonun sarkması nedeniyle son etapta yaşıyoruz. İkinci Relax etabını zifiri karanlıkta, zayıf far ışığında yolu biraz notları hiç görmeden gidiyoruz.

İlk gün sonunda 10 Ka arasında sekizinci 22 otomobilin yer aldığı genel klasmanda 19'uncuyuz. 6 özel etap geçtik, kaza yapamadık ve bir kaç deneyimli ekibi geçtik. Hiç fena değil!

İkinci gün Harran'dayız. Harran'lılar hemen pilotlarla kaynaşıyor. Otomobiller inceleniyor, süratleri soruluyor. Biri aman aman diye uzun havaya giriyor ve ‘‘Harran'da yarış oliy’’ diye bitiriyor. Başkası otomobilin üzerindeki soyadımı görüp ‘‘Şuna bir r daha koysaydınız da Harrani olsaydı’’ diyor.

Haran'da etabı bir kere geçip kendi yol notlarımızı çıkarıyoruz. Parkur çok engebeli sürekli zıplarken not tutmak çok zor. Allahtan küçük teyp yanımda bir yandan kayıt yapıyorum. Etabın büyük bölümünde işler yolunda gidiyor. Fakat bir ara notu kaçırıyorum sağ olması gereken yerde sola viraj var! Kaçınılmaz sonuç: spin atıyoruz. İkinci geçişte de aynı hatayı yapıyoruz ama çabuk toparlıyoruz. Zamanımız ilkinden 30 saniye daha iyi. Hızlandığımızı bir kasisteki uçuşumuzun daha uzun sürmesinden anlamıştım. Üçüncü geçiş diğerlerinde daha kısa olduğu için iyi bir zamanla etabı ve ralliyi tamamlıyoruz. Hızla finişi geçerken içimde bir boşluk oluşuyor. Mikrobu kapmışım, otomobilden ve etaplardan ayrılacağım için şimdiden üzülüyorum.

İkinici gün sonunda 10 Ka arasında altıncı durumdayız. Bunlardan ikisi yolda kalan otomobiller. Genel klasmanda 17'inciliğe yükseliyoruz. Amacımıza ulaştık; Ralli'yi tamamladık ve bir kaç otomobili geçebildik. Mutluyum, pişmiş kelle gibi sırıtıyorum ve kalbim oldukça hızlı atıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!