Güncelleme Tarihi:
Hafta sonu sokağa çıkma yasağı var mı? Sokağa çıkma yasağına dair son bilgiler, yaklaşan hafta sonu öncesi gündeme geldi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın başkanlığına gerçekleşen Bilim Kurulu toplantısı gündeminde, vaka sayıları, virüsün yayılma hızı ve son durum bilgileri yer aldı. Bilim Kurulu Toplantısı ve Kabine Toplantısı'nda hafta sonu sokağa çıkma yasağıyla ilgili bir bilgi gelmezken, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr.Seçil Özkan, Rakamların düşmesi gerektiğini ancak düşmediği noktada yeni yasaklar gelebileceğini söyledi. İşte, 4-5 Temmuz sokağa çıkma yasağı hakkında son dakika açıklamalarının detayları.
4-5 TEMMUZ (CUMARTESİ-PAZAR) HAFTA SONU SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI VAR MI
Sokağa çıkma yasağı hususunda son dakika açıklamaları hafta sonu yaklaşırken pek çok vatandaş tarafından sık bir şekilde araştırılmaya devam ediyor. 4-5 Temmuz sokağa çıkma yasağı hakkında güncel bir gelişme beklenirken, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr.Seçil Özkan'dan bu çerçevede önemli bir açıklama geldi. Rakamların düşmesi gerektiğini ancak düşmediği noktada yeni yasaklar gelebileceğini ifade eden Prof.Dr.Özkan, okulların açılma süreci, Kurban Bayramı'nda sokağa çıkma yasağı gibi önemli noktalara da vurgu yaptı. İşte, sokağa çıkma yasağı hakkında son dakika haberleri
Bilim Kurulu tavsiyelerinin Bakanlar Kurulunda değerlendirildiği sokağa çıkma yasağı hususu, salgın riskini azaltma noktasında büyük önem arz ediyor. Bu hafta sonu için sokağa çıkma yasağı hususunda herhangi bir açıklama yer almazken, yasağın tamamıyla olumsuz durumu önlemek için alındığı biliniyor. Bu noktada çarşamba günü gerçekleştirilen Bilim Kurulu toplantısı ve kabine toplantısına verilen tavsiyelerin, 4-5 Temmuz sokağa çıkma yasağının olup olmayacağı konusunda belirleyici olması bekleniyordu. Ancak, bu hafta gerçekleşen kabine ve Bilim Kurulu toplantısı kararları arasında sokağa çıkma yasağına yönelik herhangi bir bilgi yer almadı.
Sokağa çıkma yasağı gibi yasakların kalkmasıyla birlikte vaka sayılarında artışların gözlemlendiğini hatırlatan Koca, şu ifadelerde bulundu;
"Yeni vaka sayılarımızda binin altına inme başarısından sonra yakın günlerdeki artışlardan sonra bazı tedirginlikler yaşamaya başladık. Bu gelişmelerin dünyadakilerle paralel olmadığını bilmeliyiz."
"Vaka sayılarındaki artışlar kontrol altına alınabilecek artışlardır. Yapmamız gereken gündelik hayatımızda, tedbire uygun seçenekleri aramaktır. Salgınla mücadele bizlerden imkansız olanı istemiyor."
"Hayatımıza elden geldiğince bir düzen vermemizi gerektiriyor. Hastanelerimizde yatan hasta sayısının oldukça yüksek, ölüm oranlarının da yüksek olduğu günlerde hekimlerimizden, sağlık çalışanlarımızdan bahsettik."
PROF. DR. DERYA ULUDÜZ (Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi): Hapşırmak aslında burnumuzu temizlemek için kullanılan bir refleks mekanizmadır. Toz, polen veya koronavirüs gibi yabancı bir madde solunum yollarınıza giriş yaptığında burnunuz bundan rahatsızlık duyabilir, kaşınabilir. Böyle durumlarda vücudunuz burnu temizlemek için hapşırmanızı sağlar. Yabancı partikül girdiğinde burundaki hassas koku alma kabiliyetine sahip hücreler olan tüyler uyarılır. Bu tüysü hücreler, beyninizin derin bölgesi medullada ‘hapşırma merkezine’ elektrik sinyali göndererek burnun kendini temizlemesi gerektiğini söyler. Beynin hapşırma zamanının geldiğini anlatan bir sinyal göndermesiyle vücudumuz kendini yaklaşan kasılmaya hazırlar. Çoğu zaman gözler istemsiz kapatılır, dil damağımıza doğru hareket eder ve kaslar hapşırmak için kasılır. Bütün bu süreç sadece birkaç saniye içinde gerçekleşir ve burnumuzu büyük bir itim gücü ile zorlar. Hapşırık, bünyesinde birçok mikrop barındırabilir ve bu mikroplar solunum yolu hastalıklarının bulaşmasına sebep olur.
Hapşırırken gözleri kapatmak vücudunuzun oluşturduğu doğal bir reflekstir. İnsanların yüzde 35’i parlak ışığa maruz kalınca da hapşırır. Bu durum ‘ışığa karşı hapşırık refleksi’ olarak bilinir. Işık sinyalleri beyninizin derinliklerinde ‘hapşırma merkezine’ gider. Ve bu sinyaller ışık çok parlak ve şiddetliyse kritik bir eşik değere ulaştıklarında hapşırma refleksini tetikler.
Sokağa çıkma yasağı uygulamasının Kurban Bayramı'nda da yapılıp yapılmayacağı araştırılıyor. Kurban Bayramı 2020 yılında 31 Temmuz'da başlıyor. Kurban Bayramı'nda sokağa çıkma yasağı var mı sorusu ile ilgili Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 'Önümüzdeki haftalardaki vakaların seyri, salgının seyri bu anlamda belirleyici olacak. Bilim Kurulu'nda gündeme gelmediği için net bir şey söylemem doğru olmaz. Kurban Bayramı'nda kısıtlılık olabileceğini şimdiden söylemem zor ama kısıtlılığın Ramazan Bayramı'ndaki gibi olmayacağı kanaatindeyim.’ dedi. İşte açıklamanın tamamı...
KURBAN BAYRAMI’NDA SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI OLACAK MI?
24 Haziran’da Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sağlık Bakanlığı Bilkent Yerleşkesi'nde, Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı sonrasında düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Bakan Koca, "Kurban Bayramı'na ilişkin bir öngörünüz var mı?" sorusuna cevap verirken de bu konuya ilişkin bir rehberin yayınlandığını anımsattı. Bilim Kurulu'nda Kurban Bayramı'nda kısıtlılık olmasıyla ilgili herhangi bir konunun gündeme gelmediğini bildiren Koca, şunları kaydetti:
"Zannediyorum 1 aydan fazla bir zaman dilimi var. Önümüzdeki haftalardaki vakaların seyri, salgının seyri bu anlamda belirleyici olacak. Bilim Kurulu'nda gündeme gelmediği için net bir şey söylemem doğru olmaz. Kurban Bayramı'nda kısıtlılık olabileceğini şimdiden söylemem zor ama kısıtlılığın Ramazan Bayramı'ndaki gibi olmayacağı kanaatindeyim. Bilim Kurulu'nun gündemine gelir. Kararı verecek olan Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanımızın bu noktadaki iradesi."
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Seçil Özkan, sokağa çıkma yasağı ve süreç hakkında bazı bilgiler paylaştı. İşte, o detaylar;
"Okulların açılmasına zamanımız var. Bilim Kurulunda gündeme gelmedi. Bunu salgının seyrini belirler. Önümüzdeki haftalar salgının seyrine göre, okulların açılmasının zamanına göre bu tartışılır ve bu anlamda alınması gereken bir öneri olursa bunu paylaşmış oluruz."
"Okulların dijital ortamda eğitim için bir çalışma yaptığını biliyoruz. Farklı bir seyir söz konusu olursa Bilim Kurulunun önerisi olur ve biz de paylaşırız."
Büyüklerimizle ilgili özellikle bu kısıtlamanın devam etmesi gerektiğini Bilim Kurulu öneri olarak söylüyor. Çünkü demin de bahsettim, özellikle vefat edenlerin yoğun bakım ve entübe hasta sayımızın yaş ortalamasının giderek artığını görüyoruz.
Bizim şu dönemde, normalleşmeyle birlikte, gençlerin de serbestliğiyle virüsün belirtisiz taşıdığını ve büyüklerimiz için daha büyük risk taşıdığını görüyoruz, kısıtlamanın devamından yanayız.
Düğünlerle ilgili Bilim Kurulu’nun önerisi olmuştu, takı takılmaması, sayının 1/4 oranında düşürülmesi gibi. Lütfen vatandaşlarımız bu kurallar çerçevesinde düğünlerini yapsınlar. Bulaşıcılığın bu tür bir araya gelmelerle olduğunu biliyoruz. Kurallara uyarak düğün ve etkinlikleri yapmamız gerekiyor.
65 yaş üstü için bir kısıtlama yapılması şeklinde gündem olmadı, varolan kısıtlamanın yeterli olduğu özellikle büyüklerimiz dışarıda mutlak maskeli olması gerektiği, mesafeyi koruyamayacak alanlara özellikle girme noktasında dikkatli olmaları gerektiğini söyleyebiliriz.
Burada maskenin sadece kendimizi korumak değil, karşımızdaki kişiyi de korumaya, damlacık enfeksiyonuyla geçtiği için bilmeliyiz. Dolayısıyla büyüklerle yakın temas içinde olmamalı, gençler, ‘bende bir belirti yok’ diyerek rahat davranmamalı. Özellikle büyüklerimizi korumak anlamında maskeyi zorunlu olarak kullanmaları gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Özkan, katıldığı bir canlı yayında sokağa çıkma yasağı ile önemli açıklama yaptı. Açıklamadan satır başları şu şekilde;
"Kişisel kanaatim rakamları düşüremezsek Kurban Bayramı'nda bir engel geleceğini düşünüyorum. Rakamlar böyle devam ederse yasaklar yeniden gelebilir. Çünkü biz sarılmadan, öpüşmeden duramıyoruz."
"Ekim ayında influenza ile birlikte bu tip hastalıkların artmasını bekliyoruz. Bu dönemde okulların açılması da bir dezavantaj. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu da bunun farkında."
"Okulların açılmasıyla ilgili her türlü plana hazırlıklıyız. Ancak, şu anda 15 Ağustos'ta ya da Eylül'de okulların açılır ya da açılmaz diye bir karar çıkması mümkün değil. Her şey toplumun elinde. Eğer kurallara uyup, vaka sayısını düşürürsek toplu alanlarda daha rahat bir yaşam sürecine gireceğiz."
"Bizim toplumumuz hastalanıp daha sonra tedavi olmaya odaklı. Vatandaş alması gereken tedbirleri biliyor ama hayatına uyarlamıyor."