Koronavirüs aşısının yoğun olarak tartışıldığı bugünlerde sürpriz bir cihaz sahneye çıktı: Nanowave Air
ABD'nin Pensilvanya eyaleti Pittsburgh kenti merkezli elektronik şirketi Dynamics, mikropları, virüsleri emen ve onları yüksek yoğunluklu ultraviyole ışıkla patlatan bir koronavirüs öldürme makinesi geliştirdiğini duyurdu.
Nanowave adı verilen bu teknolojinin, virüslerin ve mikropların yüzde 99’unu saniyenin iki binde biri kadar kısa bir sürede ortadan kaldırabildiği ifade ediliyor.
Cihaz, 300 litreye kadar hava çeken ve koronavirüs (Covid-19) içermeyen havayı sistemden 3 metreden fazla uzağa itebilen dört motordan oluşuyor.
İşin daha da ilginci pandeminin ilk günlerinde şirket zaten UV ışık cihazlarının daha küçük bir versiyonu üzerinde çalışıyordu. Yani virüsleri yok etmek üzere bir cihaz geliştirilmiyordu.
Pandeminin ardından ise ekip, cihazlarının virüsle mücadele için yeniden tasarlanabileceğini fark etti ve Mayıs ayında teknolojiyi test etmeye başladı.
Bir diğer önemli nokta da cihazın başarısının kanıtlanmış olması. Hızlı hareket eden koronavirüsü havada etkisiz hale getirebilen cihaz, bunu çok ama çok kısa bir sürede başarıyor.
Bu teknolojiyi geliştirmek için Dynamics'in önce virüsün farklı uygulamalar ve farklı ortamlarda nasıl etkisiz hale getirileceğini keşfetmesi gerekiyordu. Sıvı üzerinde, farklı yüzeylerde ve havada COVID-19 virüsüne karşı pek çok test yapıldı. Bu testler aylar sürdü.
Nanowave Air, virüsü yok etmek için havayı cihaza çekiyor ve bunun için dört yüksek performanslı motor kullanıyor. Bu cihazın kullanıma geçmesi halinde ofis alanları, perakende alanları, banyolar, asansörler, toplantı odaları ve hatta araçlar için kullanılabileceği düşünülüyor.
Nanowave Air, ABD’de birim başına 3 bin 450 dolara (28 bin TL) satılacak.
Diğer yandan salgınla birlikte Türkiye dahil pek çok ülkede maske takmak artık zorunlu. Ancak maskelerle ilgili önemli bir uyarı var.
Dünya genelinde etkisini sürdüren koronavirüs salgını nedeniyle ülkemizde de maske takmak zorunlu. Ancak maskeler konusunda pek çok vatandaşın bilmediği önemli bir ayrıntı var.
Popular Science'ta yer alan habere göre 'valve mask' olarak da adlandırılan N95 tipi maskeler, salgın sonrasında sürekli önerilen ve kullanılmak istenen bir maske türü oldu. Ancak bu maskeler ciddi bir tehdidi de beraberinde getiriyor.
Uzmanlara göre bu maskeler kesinlikle koronavirüs salgın özelinde geliştirilmiş değil; bu nedenle de virüse karşı koruma insanları korumadığı gibi salgının yayılmasına da neden olabilir. Peki ama neden?
N95 tipi maskeler hava partiküllerinin yaklaşık yüzde 95'ini filtreleyerek takan kişinin virüse maruz kalma ihtimalini azaltıyor. Ancak asıl sorun kullanıcının nefesini vermesiyle başlıyor.
Üzerinde bulunan valflerin kullanıcının nefesini filtre etmeden dışarı vermesi nedeniyle virüsü yayma ihtimali artıyor. Yani filtre bazında tek yönlü bir hava akışı olmasından olayı koronavirüse karşı hiçbir işe yaramıyor.
Bu tip maskeler ağırlıklı olarak kullanıcının ortamdan korunmaya ihtiyaç duyduğu endüstriyel ortamlarda fayda sağlıyor. Yine de koronavirüs söz konusu olduğunda potansiyel enfeksiyonlu insanların çevreye mikrop yayma riskini de artırıyor
Ancak insanlar bu maskelere güvenerek birbirlerine daha fazla yaklaştığında tehdidin boyutu da artıyor. Çözüm ise basit bir cerrahi maske ya da vatandaşların kendi yaptıkları maskeleri kullanmak.
Bugüne dek üretilen ve kullanılan maskelerin temel amacı, salgını önlemek ve temiz hava solumaktı. Şimdi ise yepyeni bir maske tipi geliyor.
ABD ve Japonya ortaklığında üretilen ve UVMask adını taşıyan bu özel maskeler, N95 tipi maskelerden bile iyi. Sebebi ise ultraviyole ışınıyla anlık olarak havadaki partikülleri temizlemesi...
Ultraviyole ışın temizleme teknolojisini kullanan bu özel maske iki adet 25,000µW/cm2 UV-C LED aydınlatma ile solunan havayı anında temizliyor.
Bu iki katmandan ilki yüzde 95 oranında partikülleri temizlerken ikinci olan UV-C katmanı ile bu oran yüzde 99.99’a çıkıyor. Maske 0.1 mikron büyüklüğünde partikülleri filtreleyebilirken bu oran N95 maskesinde 0.3 mikron.
Bu maskenin kullanılabilmesi için içerisinde batarya bulunuyor ve ultraviyole ile temizlik bu batarya sayesinde oluyor. Batarya ise 6 saat ömre sahip. 6 saatin sonunda maskenizi şarj etmeniz gerekiyor.
Oldukça hızlı şarj olan maske, pek çok cihazda bulunan USB-C tipi giriş kullanıyor ve maskenin şarj olması için çok beklemiyorsunuz.
Maskenin içindeki fitreler değiştirilebiliyor ve aylık 2$ gibi bir maliyet çıkarıyor. Ürün henüz seri üretime geçmiş değil; ancak Ağustos ayında 99 dolardan satışa sunulacak.
Diğer yandan uydudan gelen son görüntüler, İtalya'daki inanılmaz değişimi gözler önüne serdi. Ocak ayı ortalarında çekilen bu görüntü, artık çok daha farklı bir halde!
ESA'nın dünyaya yolladığı Şubat ayını kapsayan görüntülerde de çok büyük değişiklik yok; ancak kırmızı bölgenin ufak da olsa azaldığı dikkatlerden kaçmıyor.
Mart ayında salgının ülkeyi vurmasıyla birlikte ise kırmızı bölge iyiden iyiye azaldı. Benzer bir durum Çin'de de yaşandı. Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip ülkenin uydu görüntüsü ise NASA'dan geldi.
Virüs tehdidi nedeniyle fabrikaları kapatan Çin'de de haritadaki kırmızı renk kayboldu. Yani hava kirliliği iyiden iyiye düştü. Ancak NASA'nın dünyaya yolladığı tek görüntü bu değildi.
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), keşif aracı Curiosity'nin Kızıl Gezegen Mars'ta çektiği şimdiye kadarki en detaylı panoramik görüntüyü yayınladı. Ancak fotoğraftaki detay şaşkınlık yarattı.
NASA'dan yapılan açıklamada, panoramik görüntünün 24 Kasım-1 Aralık 2019'da Curiosity'nin çektiği 1000'in üzerinde fotoğrafın birleşiminden oluştuğu belirtildi. Kompozitin, Mars manzarasının 1,8 milyar piksellik görüntüsünü sağladığı kaydedildi.
Curiosity, 2012'de Mars'ın Gale Krateri'ne inmişti. Gezginci robot, keşif faaliyeti süresince Kızıl Gezegen'in geçmişte mikrobiyolojik canlı yaşamına ev sahipliği yapmış olabileceğine dair çok sayıda kanıt topladı.
Ancak uzun süredir Mars üzerinde araştırmalar yürüten NASA'nın Kızıl Gezegen'deki göz bebeği Curiosity'den gelen son görüntüler NASA'yı kara kara düşündürüyor.
NASA açıklamasına göre kırmızı gezegende beklenenden iyi iş çıkaran aracın daha önce tespit edilen; ancak gittikçe büyüyen altı alüminyum tekerleğinden birinde iki ayrı yerde kırıklar ve boşluklar var.
Mars'ın engebeli arazilerinde yıllardır fotoğraf çeken ve bu görüntüleri Dünya'ya gönderen Curosity karşılaştığı zor koşullar dolayısıyla tekerleklerindeki delikler gittikçe büyüyor.
Zigzag biçimli dış kaplamada yaşanan bu parçalanma şimdilik kontrol altında olsa da ilerde nasıl bir seyir izleyeceği bilinemiyor.
NASA açıklamasına göre Curiosity’nin hala uzun süre dayanma kapasitesi var ve toplam 15 km’den fazla yürüyüş gerçekleştirmiş olsa da 10 km daha gidebileceği düşünülüyor.
Bu da Curiosity'nin tekerleğinin iç cephesinden görüntüsü... Her yeri delik deşik... Ancak NASA buna çözüm bulmuşa benziyor; tekerleği yeniden icat eden NASA bakın yeni canavarı için ne yaptı?
Engebeli yüzeylerde daha rahat ve hızlı yol almayı sağlayan yeni tasarımda kullanılan zincir şeklinde örülmüş tekerlekler, engebeli yüzeyden geçtikten sonra eski şeklini alabiliyorlar.
Uzayda sıradan bir lastik, berbat bir anlam ifade eder. Fakat bu durum artık sorun olmaktan çıkıyor. NASA’nın araştırmacıları, gelecekteki gezegen kaşifi araçlar için tekerleği yeniden icat ettiler.
Mars’ın ya da Ay’ın yüzeyinde kayaların üzerinden geçtikten sonra orijinal şeklini hatırlayabilen bir tekerlek. Dünyada gerçekten de bir ilk!
NASA’ya göre bu lastikler daha ağır yükleri, daha yüksek hızlarda taşıyabilecek kapasiteye sahipler. Böylece gelecekteki keşif araçları uzayda daha fazla yüzeyi keşfedebilecekler.