Güncelleme Tarihi:
Cem Karaca ve Barış Manço'nun kardeş olduğu iddiası, ilk olarak 'özel' bir mektupla gündeme geldi.
15 Şubat 2007 tarihli 6 sayfalık mektup, Almanya'nın Köln şehrinden gönderilmişti. Mektubu kaleme alan kişi ise Cem Karaca'nın 1979 yılından 1987 yılma kadar Almanya'da geçirdiği günlere şahitlik eden, evinde kaldığı yakın dostu, ev arkadaşı İbrahim Hızlı'ydı. Hızlı'nın iddiasına göre Cem Karaca'nın kendisinden 2 yaş büyük bir ağabeyi vardı ve bu kişi de tüm Türkiye tarafından tanınıyordu.
Cem Karaca'nın eşi İlkim Karaca ise iddiaları doğruladı ve "Evet, Cem bana bir ağabeyi olduğunu, bu kişinin de Barış Manço olduğunu söylemişti'' dedi.
Cem Karaca'nın eşi İlkim Karaca; "Cem Karaca'nın bir ağabeyi var mıydı? Size hiç bahsetti mi?'' sorusuna, İlkim Karaca duraksadıktan sonra "Evet, bahsetti'' diyerek anlatmaya başladı:
"Size ancak Cem'in bana söylediklerini söyleyebilirim. Yalan söyleyemem, bildiğim her şeyi söylemek vicdan borcumdur. Evet Cem'in bir ağabeyi vardı. Söylediğine göre o kişi de Barış Manço'ydu! Cem 1945, barış Manço ise 1943 doğumluydu.
Yani aralarında 2 yaş vardı. Cem benimle her şeyini paylaşırdı. Anlattığına göre babası Mehmet Karaca ile Barış Manço'nun annesi Rikkat Uyanık arasında bir ilişki yaşanmıştı.''
"Peki bugüne kadar neden bu konuyu hiç gündeme getirmediniz?'' sorusuna İlkim Karaca şu cevabı verdi;
"Ben herhangi bir iddia sahibi değilim. Sadece siz sordunuz, ben de doğru bildiklerimi, Cem'den birçok kere dinlediklerimi söylüyorum. Eğer durup dururken ortaya çıkıp, 'Barış Manço, Cem Karaca'nın ağabeyiydi' desem yanlış anlaşılabilirdi. Cem bana 'Gerçek magazin bizde ama kimsenin haberi yok' der sonra da gülerdi.''
İlkim Karaca, "Cem, Barış Manço'nun ölüm haberini aldığında yanındaydım'' dedi ve ekledi: ''Yıkılmıştı. Dudaklarından sözler dökülüyordu. Başlarını kaçırdım ama sonrasını not etmiştim. Diyordu ki;
'Canım gitti canım / canımı bilir misiniz? / O benim can dostumdu / Gözümün ağladığı kan / Ay Barış ak saçlı dostum benim / İçim kan ağlıyor / Bir yanımı kopardılar, adı sen / O dağlar hangi dağlar ki / De, ben de gelem / Sana, senin dağlarından çiçekler derleyem / Sen şimdilik orada bir gurbettesin / Bense hazin bir hasretteyim.'
Cem, Barış Manço'nun ölüm yıldönümlerinde hep bu şiiri okurdu.''
İlkim Karaca, "Cem, 'Babam Mehmet Karaca çok çapkın bir adammış' derdi. Neticede o bir tiyatro sanatçısıydı. Barış Manço'nun annesi de dönemin en ünlü ses sanatçılarından Rikkat Uyanık Hanımefendi'ydi. İlginçtir, Barış Manço'nun ilk ismi de Mehmet'ti. Tekrar ediyorum, ben herhangi bir iddia sahibi değilim. Herkesin bir özel hayatı var. Ben sadece Cem'in anlattıklarını sizinle paylaştım o kadar.''
İlkim Karaca, Cem Karaca'yla Barış Manço arasında ince bir rekabet olduğunu da sözlerine ekledi: "Ama Cem, 'Barış benim rakibim değil, murakıbım derdi. Cem'in babası Mehmet Karaca aslen Azeri'ydi. Cem de Barış Manço da Azeri şarkısı olan 'Ayrılık'ı okumuşlardı. Cem o zaman, 'İkimizi de baba toprağı çekti' demişti. Barış Manço'nun bir ölüm yıldönümü sonrası, Cem'e Barış'ın bir fotoğrafını vermişlerdi. Aldı onu evin duvarına astı. Sonra da karşısına geçip, 'Her ikimiz de babamıza ne kadar benziyoruz. Herkes beni büyük zanneder ama sen benden 2 yaş büyüksün' dedi. 'Ne diyorsun Cem sen?' deyince, 'Ne diyorsam diyorum, yaz bir kenara bunları' demişti. Sonra da eklemişti: 'İkimizin de bedeni hastalıklı. Eee, ikimiz de babamızın yaşlı zamanına denk gelen çocuklarıyız.''