Güncelleme Tarihi:
Aynadaki Yabancı dizi konusu izleyiciler tarafından merak ediliyor. Yapımcılığını MF Yapım'ın üstlendiği, yönetmen koltuğunda Eda Teksöz'ün oturduğu dizi; geçirdiği operasyon sonrası hafızasını kaybeden Azra'nın, geçmişiyle hesaplaşma ve kendini yeniden bulma mücadelesi, izleyiciyi derin bir içsel yolculuğa çıkarıyor. Her yeni tanıtımda gizem perdesi biraz daha aralanırken, Azra'nın "kim olduğunu" hatırlama çabası kadar, onu kaybeden Emirhan ve beklenmedik bir şekilde hayatına giren Barış arasındaki denge de hikayenin merkezinde yer alıyor. Peki, Aynadaki Yabancı dizisi ne zaman başlıyor? Yeni dizi Aynadaki Yabancı oyuncuları ve konusu
Hikayesi bir masal gibi başlayan Azra'nın hayatı kısa sürede bir kabusa dönüşür. Karaaslan ailesinin gelini olarak dışarıdan kusursuz görünen bir hayat sürse de bu ihtişamın ardında karanlık sırlar gizlidir.
Kızıyla birlikte kaçmaya çalışırken büyük bir bedel ödemek zorunda kalan Azra, ona yeniden kavuşabilmek için tek bir çıkış yolu bulur: yüzünü değiştirip başka biri olarak o eve geri dönmek. Bu yolculukta başarılı estetik cerrah Barış Saygıner'le tanışır ve ameliyat masasında yalnızca yüzünü değil, kaderini de yeniden yazar. Ancak geçmişin gölgeleri ve imkânsız bir aşk, Azra'nın önündeki en büyük sınav olacaktır.
Başrollerinde Onur Tuna, Simay Barlas ve Caner Topçu'nun yer aldığı dizinin güçlü kadrosunda Asuman Dabak, Kerem Arslanoğlu, Nazlı Senem Ünal, Emre Taşkıran, Ayten Soykök, Ecem Sena Bayır, Sema Gültekin, Soner Türker, Seher Terzi, Mümin Karaçil, Cemre Melis Çınar, Sara Yılmaz gibi başarılı isimler de bulunuyor.
Atv’nin yeni sezona damga vurmaya hazırlanan dizisi "Aynadaki Yabancı"nın yayın tarihi belli oldu. Merakla beklenen dizi 4 Ekim Cumartesi akşamı saat 20.00’de atv’de izleyicisi ile buluşacak.
Emirhan iş dünyasının zirvesinde, herkesin gıpta ettiği, üzerindeki şeytan tüyüyle her istediğini kolayca elde edebilen, sınır tanımayan bir adamdır. Ancak bu kusursuz görünümün ardında, derinlerde sakladığı acılar ve ailesinin karanlık geçmişi yatar. Emirhan'ın en büyük zaafı ise eşi Azra'dır. Ona karşı beslediği tutkulu aşk, hayatındaki tek gerçek bağdır. Fakat ailesinin özenle örtülmüş geçmişi, yıllar içinde bu aşkı zehirlemiş, Azra için bu evlilik kaçması gereken bir kabusa dönüşmüştür.
Azra mücadeleci, inatçı ve tutkulu genç bir kadındır. Hayatı, Karaaslan ailesi ve ailenin yakışıklı varisi Emirhan ile tamamen değişir. Başlangıçta bir peri masalı gibi görünen bu evlilik Azra'yı görkemli bir hayata sürüklerken, çok geçmeden kendisini bir yalanlar ağının ve Karaaslan ailesinin karanlık geçmişinin ortasında bulur. Bu yüzden de kızı Leyla'yı da alarak kaçmaya karar verir ancak canını kurtarmak için evladını arkasında bırakmak zorunda kalır. Şimdi ise kızına kavuşabilmek için geri dönüşü olmayan bir yola girmeye kararlıdır.
Barış, dışarıdan bakıldığında her şeye sahip, karizmatik ve başarılı bir estetik cerrahtır. Ancak geçmişinde yaşadığı hayal kırıklıkları, onu etrafındaki herkese karşı duvarları olan, soğuk ve mesafeli bir adama dönüştürmüştür. Ta ki bir gün, hayatını alt üst edecek gizemli bir kadın kapısını çalana kadar. Bu kadın, sahip olduğu duru güzelliğe rağmen ondan yüzünü değiştirmesini ister. Onun bu sıra dışı talebi ve ardındaki sırlar, Barış'ın tüm duvarlarını yıkarak tehlikeli bir oyunun içine çekecektir. Peki ya Barış hiç tanımadığı bu kadın uğruna, tüm hayatını ve kariyerini riske atmaya cesaret edebilecek midir?
Hanzade, zarafeti ve otoritesiyle hayranlık uyandıran, güçlü ve kusursuz bir kadındır. Başkalarının gözünde her adımı hesaplı, her kararı kesin bir imparatoriçe gibi görünse de maskesinin ardında geçmişe gömdüğü büyük yaralar saklıdır. Gelini Azra'nın sırra kadem basmasıyla, ailesinin karanlık geçmişi yeniden gün yüzüne çıkacak, toprağa gömdüğü sırlar oğlu Emirhan'ın üzerine gölge gibi çökecektir. İşte o vakit geldiğinde Hanzade geçmişin izlerini silmekle, geleceği yeniden yazmak arasında sıkışıp kalacaktır.
Serhan, Karaaslan ailesinde yok sayılarak büyümüş, her zaman abisi Emirhan'ın gölgesinde kalmış bir adamdır. Çocukluğundan itibaren hissettiği yetersizlik duygusu, onun içinde kırılgan bir kibir ve öfke biriktirmiştir. Mutsuz bir evliliğin de etkisiyle hayattaki amacını kaybeden Serhan, ailenin geçmiş sırları ortaya çıktığında kendini kanıtlamak ve hak ettiğini düşündüğü konumu ele geçirmek için abisiyle amansız bir savaşa girecektir.
Melda hayatı boyunca hissettiği sevgi ve ilgi eksikliğini, bir yerlere ait olma arzusuyla kapatmaya çalışmış, bu yüzden de varlıklı bir aileden gelmesine rağmen, Karaaslan ailesine gelin olmak için büyük çaba harcamıştır. Nitekim de amacına ulaşmıştır ancak bitmek bilmeyen bu hırsı, onu mutsuz bir evliliğe sürüklemiştir. Bu yüzden de Azra'nın aile içinde edindiği konumu ve sırf Emirhan'ın eşi vasfıyla sahip olduğu olanakları asla hazmedememiştir. Melda'nın karşılık bulamadığı "değerli olma" duygusu, ona hayatının hatasını yaptıracak ve kendisini tehlikeli bir yasak aşkın ortasında bulacaktır.









