Güncelleme Tarihi:
Hürriyet Ankara’nın nostalji köşesinde bugün Başkent’in itfaiye teşkilatı var. Dünden bugüne yangınlardan boğulma olaylarına, can dost kurtarmadan trafik kazalarına, depremlerden patlamalara kadar yaşanan her olaya koşan itfaiyeciler, zorlu bir görevi yerine getiriyor. İşte Ankara Büyükşehir Belediyesi(ABB) İtfaiye Daire Başkanlığı’nın arşivinden fotoğraflarla ‘Ateş adamlar, alev savaşçıları’ gibi farklı isimlerle de anılan itfaiyecilerin bilinen tarihçesi.
Ankara itfaiye teşkilatının kuruluş tarihi kesin olarak bilinmiyor. Eldeki ilk belge, 19 Haziran 1922 tarihinde Ankara Belediyesi tarafından Osman Zeki (Abaan) Bey’e verilen bir takdirname. Bu takdirnamede açıklandığına göre, Ankara’da ilk itfaiye teşkilatı 1922 yılı başlarında, Kurtuluş Savaşı içinde ‘Müstakil İtfaiye Bölüğü’ adı ile askeri bir örgüt şeklinde ve Osman Zeki Bey kumandasında, bugünkü adının verilmesine sebep olan İtfaiye Meydanı’nda kurulur. Teşkilat, Cumhuriyet’in ilanını takip eden süreçte, 16 Şubat 1924 tarihinde araç-gereç ve bir kısım personeliyle Ankara Belediyesi’ne devredilerek sivilleştirilir.
Ankara Belediyesi bünyesinde İtfaiye Müdürlüğü olarak görev yapan itfaiye, belediyenin 27 Haziran 1984’te Büyükşehir statüsü kazanmasından sonra, 1997’de daire başkanlığına dönüştürülür. 11 şube müdürlüğü, dört grup ve müfreze kurularak yeniden yapılandırılır. Bu yapılanma ile daire başkanlığı 1997-2006 yılları arasında 11 şube müdürlüğü ile görevini sürdürür. 2006’da şube müdürlüğü sayısı üçe düşürülür. 2013’te dörde çıkarılan müdürlük sayısı 2020’de ise altı olur.
Bütünşehir yasası’ olarak bilinen 6360 sayılı kanun ile Ankara sınırında bulunan tüm ilçeler ABB hizmet alanı içerisine dahil olur. İlgili kanun gereği tüm ilçelerde bulunan itfaiye istasyonları da ABB’ye bağlanır. 2021 itibarıyla Ankara İtfaiyesi 25 ilçede, 46 İtfaiye istasyonunda 175 araç ve geçen yıl teşkilata katılan 295 yeni personelle birlikte toplam bin 70 kişilik itfaiyeci kadrosuyla 7 gün 24 saat hizmeti vermekte.
Ankara İtfaiyesi, Türkiye’de bazı yeniliklere de öncülük etmiş ilklerin de itfaiyesidir. 70’li yıllarda ilk fiberglas miğfer Ankara İtfaiyesi’nde kullanılır. Hatta bu yeniliği itfaiyeye getiren dönemin müdürü Baki Akansel’in üzerine bir yangında elektriği kesilmeyen teller düşer, Akansel’i elektrik akımı tehlikesinden itfaiyeye getirdiği bu miğfer kurtarır. Yine Türkiye’de 24-48 vardiya sistemi ilk Ankara İtfaiyesi’nde uygulanır. Böylece tam gün çalışan itfaiyeciler iki gün dinlenme imkânı bulur. 70’li yıllarda itfaiyede giyim kuşam askeri süvari birliklerine yakındır. Deri çizmeler ve çok uzun kalın kıl kumaş pantolonlar vardır. O dönem aba kumaşlar yerine Sümerbank kumaşından yazlık kışlık kıyafetler kullanılmaya başlanır. Türkiye’de ilk defa deri-kösele çizme kullanımı da Ankara İtfaiyesi’nde kaldırılır yerine lastik çizme verilir.
Türk itfaiyeciliğin tarihinde önemli bir yer tutan ‘tulumbacı’lar.
‘Büyük uçak kazası’ olarak bilinen ve 1 Şubat 1963’te Ankara’nın üzerinde iki uçağın çarpışması sonucu meydana gelen kazada 120 kişi hayatını kaybetmişti. Ankara İtfaiyesi uçak enkazlarındaki yangını söndürmeye çalışırken.
2 Mayıs 1978’teki YIBA Çarşısı yangınında itfaiyenin merdiveniyle bina tahliye edilirken.
Ankara İtfaiyesi günümüzde olduğu gibi geçmiş dönemlerde de hem okullarda hem de merkez binasında kurtarma ve yangın söndürme tatbikatları düzenliyordu.
Ankara İtfaiyesi, milli bayramlarda da geçit törenlerinde kortejde yerini alıyordu.
İtfaiyenin yangın söndürme araçları da yıllar içinde sürekli yenilendi.