Hatta yakın geçmişte Anayasa Mahkemesi bebek ve çocuklara zorunlu uygulanan aşılara ilişkin yapılan başvuruları değerlendirip, zorunlu aşıyı Anayasa’ya aykırı buldu ve hak ihlali kararı verdi.
Zorunlu aşılama için mevzuatta düzenleme yapılması gerektiğini de yine bu ihlal kararında kayda geçirdi. Bu açıklamalar ve yürürlükte olan kanunlar ışığında bakıldığında sadece işçinin aşı olmayı reddettiği gerekçesine dayalı iş akdinin feshine yönelik uygulamalar hukuka aykırılık teşkil edecektir.
İŞÇİ VE MÜŞTERİLERİN KORUNMASI İŞVERENİN SORUMLULUĞU
Diğer taraftan bu durum işleyişte birtakım sorunların ortaya çıkmasına neden olacaktır. Şöyle ki; işveren, iş yerinde zorunlu iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili önlemleri almakla mükelleftir. Yani işçilerin ve müşterilerin korunması işverenin sorumluluğundadır. Bu durum yasal bir zorunluluktur. Bu kapsamda işveren, Covid-19’a karşı gerekli tüm önlemleri iş yerinde alarak aşılama konusunda işçilere gereken imkanı sağlamalıdır.
GEÇERLİ NEDENE DAYALI FESİH OLARAK YAPILIR
Bu önlemlere rağmen bir arada çalışma ve temas nedeniyle aşı olmaktan imtina eden çalışanların neden olacağı bulaş riski ve olası ciddi sonuçları nedeniyle aşı olmayı reddeden çalışanın iş akdi iş güvenliği gerekçesi ile işveren tarafından feshedilebilir ve bu fesih geçerli nedene dayalı fesih olarak yapılır.
Bu fesihi işveren haklı fesihten farklı olarak işçinin işçilik hakkından kaynaklı kıdem, ihbar tazminatı gibi haklarını işçiye ödeyerek yapar.
Ayrıca işçinin Covid-19’a yakalanması, tedavi olmayı kabul etmeyip, karantinaya uymaması, aşı olmaması, iş yerinde çalışmasında bulaş durumu nedeni ile sakıncalı bir hal oluşturduğunun tespiti ve sağlık kurulu raporu ile kanıtlanması halinde”, işveren tarafından haklı feshe dayanılarak tazminatsız işten çıkarılabilir.