Güncelleme Tarihi:
10 Kasım mesajları, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün anıldığı bu günün anlam ve önemini yakınlarına hissettirmek isteyen vatandaşlar, internet üzerinden araştırmalarını sürdürüyor. İşte, Türkiye Cumhuriyeti'nin banisi Mustafa Kemal Atatürk'ün hayata gözlerini yumduğu bu günün yıl dönümünde sosyal medya üzerinden ve SMS'ler aracılığıyla paylaşabileceğiniz en güzel 10 Kasım mesajları
83. yılında Kurtuluş Savaşı'mızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha hürmet, minnet ve rahmetle yad ediyorum. Ruhları şad olsun.
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemali ebediyete irtihalinin 83. Yıl dönümünde saygıyla yad ediyorum.
Cumhuriyetimizin sonsuza kadar yaşaması için birçok yeniliklere imza atıp bir inkılap hareketi başlatan ve gelecek nesillere büyük bir miras bırakan Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle anıyorum.
Milli iradeyi hâkim kılan, insan hak ve özgürlüklerini koruma altına alan, adaleti hakkıyla tesis eden ve çoğulcu demokratik prensipleri hayata geçiren bir seviyeye ulaşmamızda pay sahibi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü şükranla anıyorum.
İstiklal Mücadelemizin Başkomutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının sene-i devriyesinde saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.
Cumhuriyeti bizlere armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimizi bir kez daha saygı ve şükranla anıyoruz. Dünya var oldukça adın yaşayacak Büyük Atatürk ruhun şad olsun.
10 Kasım 1938 tarihinde aramızdan bedenen ayrılsa da yaşadığımız topraklarda ve dünyada ilkeleri, fikirleri, eserleri ile yaşayan ve daima yaşayacak olan Ata'mızı büyük bir özlem ve saygıyla anıyorum.
Bugün Büyük Önder’i kaybetmenin hüznünü bir kez daha yaşarken, öğretileri ışığında emanetlerine sahip çıkarak Türkiye Cumhuriyeti’ni yüceltmeye azimliyiz.
Büyük Önder’in en büyük eseri Türkiye Cumhuriyetini sonsuza dek yücelteceğimize olan azim ve kararlılığımızı yineliyor, aramızdan ayrılışının 83’uncu yıl dönümünde O’nu bir kez daha saygı, şükran ve rahmetle anıyoruz.
Ebediyete intikalinin 83. yıldönümünde Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’i bir kez daha saygı ve rahmetle anıyoruz.
Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü minnet, şükran ve rahmetle anıyor, manevi huzurunda saygı ile eğiliyorum.
Atatürk, ömrünü milletine adamış, kurduğu Cumhuriyet’e sahip çıkılmasını ve çok çalışılarak bilimde ekonomide ileri bir seviyeye ulaşılmasını öğütlemiştir. Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.
Amacımız ‘Ey yükselen yeni nesil! cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz’ vasiyetine sahip çıkarak, cumhuriyetimizi korumak ve yükseltmektir. Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 83. yıldönümünde minnet, şükran ve rahmetle anıyorum.
Büyük komutan, büyük devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Milli mücadelenin kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 83. yılında milletimiz adına saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.
İstiklal Savaşımızın Başkumandanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, O'nun şahsında dava ve silah arkadaşlarını, istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını bir kez daha minnetle, saygıyla ve rahmetle anıyorum
Akıl ve mantığın halledemeyeceği mesele yoktur.
Amerika, Avrupa ve bütün uygarlık dünyası bilmelidir ki Türkiye halkı her uygar ve kabiliyetli millet gibi kayıtsız şartsız hür ve müstakil yaşamaya kesin karar vermiştir. Bu haklı kararı bozmaya yönelik her kuvvet, Türkiye'nin ebedi düşmanı kalır.
Anadolu, en büyük hazinedir.
Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa, kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar.
Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile âtinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni hatırlayınız.
Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir.
Ben, 1919 yılı mayısı içinde Samsun'a çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin soyluluğundan doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu ulusal kuvvete, bu Türk milletine güvenerek işe başladım.
Ben manevî miras olarak hiçbir nas-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş, kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevî mirasçılarım olurlar.
Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.
Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır. Ve Türk milleti güven ve mutluluğun kefili olan ilkelerle, uygarlık yolunda, tereddütsüz yürümeye devam edecektir.
Benim Türk milletine, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemiştir, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz.
Bir hükûmet iyi midir, fena mıdır? Hangi hükümetin iyi veya fena olduğunu anlamak için, "Hükümetten gaye nedir?" bunu düşünmek lazımdır. Hükûmetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması, ikincisi milletin refahını temin etmek. Bu iki şeyi temin eden hükûmet iyi, edemeyen fenadır.
Bir kelime ile ifade etmek gerekirse, diyebiliriz ki yeni Türkiye Devleti bir halk devletidir; halkın devletidir. Mazi kurumları ise bir şahıs devleti idi, şahıslar devleti idi.