Füze patladı mı

İSRAİL askeri istihbaratını kaynak gösteren ‘New York Times’ Suriye’nin 27 Mayıs’ta biri ‘B’, öteki de ‘D’ tipi olmak üzere üç adet ‘SCUD’ füzesi denediği haberini verdi.

Ve, bunlardan birisinin zaiyata yol açmadan Türkiye üzerinde patladığını duyurdu.

Olay Ankara’yı birinci planda ilgilendiriyor ama, ne teyid, ne de yalanlama, bildiğim kadarıyla başkentten konuya ilişkin olarak her hangi bir açıklama gelmedi.

Aynı şekilde, aslında böylesine haberleri pek bir seven ve hatta pireyi deve yapmaya bayılan medyamız da ‘NYT’nin ‘scoop’una itibar etmedi.

Haberin alıntısı küçük punto sütun aralarında kaynayıp gitti

***

YUKARIDAKİ sukût ve görmemezlik Kudüs mahrecinden kaynaklanıyor olabilir.

Başka bir deyişle, ‘dezenformasyon’ şüphesinin doğmuş olması ciddi bir ihtimaldir.

Bunu çok normal karşılıyorum, zira gerçekten de, bütün hasım başkentlerin karşılıklı olarak başvurduğu ‘balon uçurarak nötralize etmek’ taktiğine girebileceğinden, Yahudi Devleti’nden ‘sızdırılan’ bilgilendirmeyi cımbızla tutmak ve ihtiyatla karşılamak gerekir.

Diyebiliriz ki, eh işin içinde hem ABD’nin nefret ettiği Suriye rejimi ve orta menzilli silah konuları var; hem de Şam’la flört yaşayan Türkiye’nin adı geçiyor, o halde İsrail böyle bir ‘dezenformasyon üfürerek’ bir taşla iki kuş vurmayı amaçlıyor olabilir.

Yani, bir yandan Washington’u Küçük Esad yönetimine karşı sertleşmeye zorlamak, diğer yandan da Ankara’yla Suriye’nin arasını kara kedi sokmak hedefini gütmektedir.

Bütün bunlara amenná da, ben yine şeytanın avukatı kesilip ‘ihtiyata karşı ihtiyatlı’ davranacağım ve olayın biraz kurcalanması gerektiği varsayımını yabana atmayacağım.

***

ÇÜNKÜ birinci olarak, doğru veya yalan, füze ‘vukuatı’ndan hemen sonraya denk gelen geçen hafta, bizim ‘barışperest’ aklı evvellerin vaaz ettiğinin tabii ki tam tersine, kırk iki yıldır Şam’da aralıksız süren ‘olağanüstü hal’i tekrar ve ilanihaye uzatmak dahil, oligarşik Baas diktatoryasını hiçbir şekilde ‘hafifletmeyen’ Parti 10. Kongresi toplandı.

Ve komünist ülkelerden biliyoruz ki, totaliter yönetimler bünyesindeki değişik iktidar odakları böyle toplantılar arifesinde ‘tiyatrovari girişimler’le karşılıklı ‘el ense çekerler’.

Uzayda ‘Sputnik’ veya planda ‘rekor’, kendi konumlarını pekiştirmeye çalışırlar.

Hele hele, rant kapmak için birbirlerinin çukurunu kazan farklı istihbarat servislerinin cirit attığı Suriye gibi bir ülkede, ‘füze attım, gol attım’ manevrası çok doğal bir ihtimaldir.

Üstelik, Baas rejiminin zaten kendisine çok benzeyen Kuzey Kore yardımıyla hanidir ve hanidir ‘SCUD’ füzeleri geliştirdiğini ve denediğini Bursa’daki Sağır Sultan bile biliyor.

***

FAKAT, benim kulağıma esas kar suyu kaçıran noktayı, ‘New York Times’a haberi sızdıran İsrailli askeri yetkilinin, ‘Washington ‘SCUD’ atıldığını bal gibi ve bizden iyi biliyor. Hala bunu açıklamamasına çok şaşırdık’ demesi oluşturdu..

Mümkündür, zira Şam’a el ayak öpmeye gitmiş aynı ‘barışperest’ cahiller hezeyan komplolarını kavuğuma anlatsın, bırakın ‘saldırı’ (!) projesini, tam tersine, Beyaz Saray Suriye’yi ‘idare etmek’ diplomasisini benimsiyor. Havuç göstermese dahi, değneği gizliyor.

Nitekim, Fatih Altaylı’nın dün Erdoğan-Bush görüşmesine katılmış bir Ankara kaynağına atfen verdiği çok ilginç haberde, Esad’a ilişkin ‘yatıştırmacı’ Türk tezlerine Amerikalı Başkan’ın ‘sıcak baktığını’ zikretmesi, yukarıdaki eğilimi biraz daha doğruluyor.

Çünkü o Bush, Kuzey Kore’nin nükleer bomba şantajı karşısında zaten bocalamaktadır.

Dolayısıyla, Şam’ın füze gibi şantajda da Pyongyang’ı taklit etmesini önlemek için, en azından bu aşamada ‘görmezden gelmek’, hiç olmassa ‘büyütmemek’ taktiğini seçiyor.

Tamam da, eğer kafamızda ‘SCUD’ patlıyorsa biz de mi ‘görmezden geleceğiz’?
Yazarın Tüm Yazıları