Futbolun lüksü yoktur

FENERBAHÇE-Beşiktaş maçına geldi sıra... Sezonun ikinci derbisi. Beklenen haberler başverdi. İki kulüp, erteleme istiyor. Gerekçe belli, "Şampiyonlar Ligi’nde maçlarımız var. Biz Türk futbolunu temsil ediyoruz."

Yöneticilerden yanık türküler duyuluyor: "Milli mesele..."

Zico
ile Ertuğrul Sağlam sonunda pes ettiler. Futbol Federasyonu fikstürün bozulamayacağını, maçların en güç şartlarda dahi oynanacağını tekrarladı.

İki maç ağır geliyor. Bunu önlemek, önce kulüplerin işi...

Avrupalı’nın sıkıntısı yok. Çıkıp oynuyor. Bırakın haftada iki maçı, bazı ülkelerde haftada 3 maç oynandığı oluyor. Örneğin; İngiltere...

Eski zaman içinde

Türk futbolu nereden nereye geldi. Çim sahalardan; çağdaş statlardan, kılık kıyafete kadar... Dünya starları artık Türkiye’yi yadırgamıyor. Ama erteleme gibi isteklere doğrusu şaşırıp kalıyor. Profesyonelliğin başladığı 60’lı yıllarda, takımlar deplasmanlarda iki maç oynardı. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş ile İzmir’e vapurla, Ankara’ya da trenle giderdik. Perşembe hareket edilir, cuma idman yapılır. Cumartesi ve pazar günü iki maç oynanırdı. Bir de çarşamba günleri şilt maçları devreye girerdi. Kimsenin de "gıkı" çıkmazdı.

Geçmişe bakınca bu değişim, gerçekten inanılır gibi değil. Çim sahalar. Dev statlar, televizyonlu basın tribünleri... Özel uçaklar, süper lüks otobüsler... Akla hayale gelmeyen primler....

Futbol ciddi bir iştir. Doktorluk, mühendislik, fabrika işçiliği, tornacılık ve madencilik gibi... Üstelik de futbolculuk mesleğinin kazancı hemen hemen bütün mesleklere fark atar. Ama bu lüks bir kazanç sayılmamalı... Alın terinin karşılığıdır...

Haydi derbiye!..
Yazarın Tüm Yazıları