Franken, Pfalz ve Mosel turu

Dünyanın en eski üç şaraphanesi çok özel bir tadım gerçekleştirdi. Bambaşka stillerde, rengarenk dokuz şarapla tamamlanan Almanya turundan sonra Almanya’nın uçsuz bucaksız bir şarap cenneti olduğu öğrenildi. Alman beyazı da benim ilk aşkım zaten

Kuruluşları 1622, 1630 ve 1664 yıllarına dayanan üç şaraphanenin sahipleri bir araya gelerek şahsa özel bir tadım yapınca insan ister istemez kendini şanslı hissediyor. Hele bunlar Almanya’nın en iyilerinden olup Kaliforniya’ya tanıtım için seyahat etmişlerse...
Almanların en gurur duydukları üçer şaraplarını sırayla ve hikayeleriyle inceleyebilmek Alman şarapları hakkında yepyeni bir perspektif getirebiliyor. Özellikle de bunlar üç farklı şarap bölgesinin geleneksel ve modern yorumlarını biraraya getiriyorsa. Alman beyazları şarapta ilk aşkımdı. Üzerine nice keşiflerden sonra halen bu büyük aşk devam ediyor. Özellikle Riesling üzümünden yapılan bu şarapların hem acemi hem de eğitimli damaklara sunabileceklerinin sonu yok. Günümüzde modanın şarap dünyasına hüküm sürmesiyle çoğu pazarda ikinci plana itilen bu kusursuz ekol aslında dünyanın en nadide, en kıymetlileri arasında. Yüzyıl önce ‘Birinci Sınıf Bordeaux’ kırmızıları bile Riesling’in en iyi örneklerinin yanına yaklaşamıyormuş.
Dünyada eşi pek bulunmayan bu şarapları düşününce akla ilk gelen bölgeler Mosel ve Rheinghau. Oysa bu kişilikli şarapların geldiği Almanya’da daha nice bölge var. Tadımdaki ilk bölgemiz bu az tanınan fakat bambaşka şaraplarıyla ilk tanışmanızda dikkatinizi çeken Franken.
Nürnberg’in bir saat kuzeyindeki Iphofen kentinde dört asıra yakın süredir şarap yapan Wirsching Ailesi bu bölgenin en iyi şaraphanelerinden biri. Burada, Riesling dışında Scheurebe, Silvaner gibi alternatif üzümlere de önem veriliyor. Kalitesine asla ikna olamadığım Silvaner bir yana, Wirsching bölgenin en yaygın tarzı olan tamamıyla sek ama geç hasat bir Scheurebe ile bu üzümün potansiyelini sergiliyor.

YASSI ŞİŞELERİN SIRRI

Riesling ile henüz bilinmeyen bir üzüm cinsinin çocuğu olan bu tür ilginç şaraplar yapıyor ama soylu babasının yerini asla tutamıyor. Franken bölgesini terk etmeden, burada dünyadaki en ilginç şarap şişelerinden birinin kullanıldığından bahsetmeliyiz. Bocksbeutel denilen bu yassı yuvarlak şişeleri rahibeler yüzlerce yıl önce ceplerinde İncil varmış süsü vermek için tasarlamışlar!
Sıradaki bir diğer yetersiz tanınan bölge Pfalz ve bu özel apelasyonu temsil eden üretici yine en iyilerden Pfeffingen. Burada sek ve dömisek, kimi zaman da tatlı işlenen Riesling harikulade. Ancak bu şaraphanenin gurur duyarak bize tanıtmayı seçtiği üçüncü şarap şaşırtıcı nefasette. Üzümünün adı Almanca baharat anlamına gelen ‘gewürz’ sözcüğüyle kuzey İtalya’daki Tramin’den gelen anlamındaki ‘traminer’ birleştirilerek oluşan Gewürztraminer. En iyi örneklerinin çıktığı Alsas bölgesi dışında bu kadar iyisini bulmak pek kolay değil.
Üçüncü üretici en meşhur Alman şarap bölgesi olan Mosel’dan Dr. F. Weins-Prüm. Yakın akrabası efsane isim Joh. Jos. Prüm kadar tanınmasa da üzüm haklarına sahip olduğu bağlar ve şarapları en az onunkiler kadar özel. Bilhassa Erdener Prälat bağından yaptıkları Auslese, yani geç hasat şarapları bambaşka. Üç şaraphaneden çeşitlilikte eşi bulunmayan Alman şaraplarının sadece bir ucuna dokunan bambaşka stilde, rengarenk dokuz şarapla turumuzu tamamlıyoruz. Alınan ders, Almanya’nın uçsuz bucaksız bir şarap cenneti olduğu.
Aramıza katılan ve bu şaraphaneleri portföyünde senelerdir bir araya getiren ithalatçıları Rudi Wiest ise ABD şarap sektörünün en renkli kisliklerinden biri. Nükteli anlatımı ve anekdotlarıyla tadıma bambaşka bir boyut getiriyor. Bir ara Alman şaraplarının alkol seviyelerinin ne denli makul, üstelik dünya standartlarına göre düşük olduğu konusu açılıyor. Şarapla yemek uyumunda dengeli alkolün faydasını anlatan “Balık zaten ölmüş, onu bir de alkole boğmanın amacı ne?” espirisiyle bizleri kırıp geçiriyor. Haksız da sayılmaz hani!
Yazarın Tüm Yazıları