Fethullahçı işadamları Diyarbakır’a yükleniyor

DTP’li Büyükşehir Belediyesi, ’Deniz Feneri’, ’Kimse Yok mu’, ’Cansuyu’ ve ’İnsani Yardım Vakfı’ gibi dinci yardım kuruluşlarının faaliyetlerine karşı bundan bir süre önce ’Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’ni kurmuş... Buna kısa adıyla ’Sarmaşık’ deniliyor. İlk olarak dört mahallenin yoksulluk haritası çıkartılmış; işsiz, sakat ve hasta gibi vatandaşların yararlanabileceği bir ’Gıda Bankası’ marketi açılmış... Verilen 50 YTL’lik çeklerle aileler istedikleri ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Sarmaşık’ın yöneticileri; bunu bazı çevrelerin dediği gibi ’açlıkla terbiye etmek istediği’ insanlara daha onurlu bir modelle çıktıklarını söylüyor. "Çünkü ihtiyaçlarını sepetlerine doldurup fişlerini kasaya bırakıyorlar; para elden ele dolaşmıyor."

AKP’nin, muhafazakar işadamlarının gruplarını ’Gönül köprüsü’ kurmak amacıyla bölgeye sevk ettiği belirtiliyor. Nitekim Fethullahçı 400 sanayici ve işadamı özel uçakla Diyarbakır’a ’taziye’ ziyaretinde bulunmuşlar. Fakir mahallellerine dağılarak yardımlar yapıp STÖ temsilcileri ile bir araya gelmişler. Gruptan bazı işadamları "Bundan sonra bölgedeki dertleri değil, yapılacak yatırımları konuşalım. Devlet öncülüğünde okul ve okuma evlerini çoğaltalım" demişler.

Aynı işadamları grubu, ’Kimse Yok mu Derneği’nin öncülüğünde Kurban Bayramı’nda da Diyarbakır’a gitmişler ve bölgede kesilen 80 bin hayvandan her aileye 3’er kilo et dağıttırmışlar. Başbakan’ın "Diyarbakır’ı istiyorum" demesinden sonra bu ziyaretler daha da artmış. Amaç belli; ’Kürt sorununu çözmek’ için ’Diyarbakır kalesi’ni düşürmek amacıyla DTP’yi kuşatma altına almak... Özeti ’dincilik’ yapılarak DPT’ye karşı Kürt halkı ile ’kucaklaşmak’.. Bu arada bir soru gerekiyor. Güneydoğu sorunu nereye gidiyor? Bunun cevabını bir yabancı yayın organının muhabirine sorduk. Dedi ki: "Kürt sorununun geleceği iki konunun şekillenmesine bağlı diye görüyorum. Kuzey Irak’taki gelişmeler ile Türkiye’nin AB projesinin varacağı nokta.... Bunun cevabını vermek pek kolay değil."

SORAR ’tarıyor’

ARALARINDA Ruşen Çakır, Sedat Pişirici, İrfan Bozan, Ümran Safter, Ferhat Ünlü gibi gazetecilerin bulunduğu Sosyal Sorunları Araştırma ve Çözüm Derneği (SORAR) Diyarbakır’da bir Çalıştay düzenledi. Çalıştaya, gazetecilerden başka akademisyenler ve bölge siyasetçilerinin katıldı. Daha önce de PKK ve DTP konusunda yapılan Çalıştayların ardından "Kürt sorununda yeni bir dönem mi başlıyor?" sorusunun cevabı arandı. Çalıştay sonuçları www.sorar.org.tr’den izlenebilir.

Enver Paşa zihniyeti

BAŞBAKAN, Meclis’teki sayısal gücüne bakarak Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıma kararı alması, rahmetli Hocamız Ord. Prof. Sıddık Sami Onar’ın nitelediği üzere ’yok kanun yap kanun...’ gibi Enver Paşa zihniyeti olup ’Tek adamcılık’tır. Daha önce denenmiş olup bu yolu izleyenlere hayır getirmemiştir. Hem Merkez Bankaları ait oldukları devletin başkentlerinde olur. İstanbul’a alınamaz. Zira Anayasası’nın 3. ve 4.ncü maddelerinin koruması altındadır. Değiştirilemeyeceği gibi değiştirilmesi teklif bile edilemez.

Av. Erdoğan ŞİŞMAN-SİRKECİ

Biliyor musunuz

4086 sayılı kanunla zeytinliklerin korunmasını sağlayan eski DYP milletvekili Melih Pabuçcuoğlu’nun yazdığı ’Cumhuriyetten Bu Yana Zeytinciliğimiz’ adlı kitabının Burhaniye Ticaret Odası’nın desteğiyle yayınladığını... DP Kongresi’nin adaylarından Dr. Aytun Çıray’ın, seçim öncesi milletvekili adaylıklarının para karşılığı satıldığı sorusuna Süleyman Soylu’nun "Böyle bir süreci yok saymak gerekir" demesine karşılık kendisine "Kullandığınız Beyaz Yürüyüş sloganının hakkını vermelisiniz" diye tepki gösterdiğini...

Nereden nereye

ALMANYA’dan kendilerini ’Milli Görüşçü’ olarak nitelendiren bir gruptan not:

"Ankara İlahiyat mezunu olup bu arada İskenderpaşa Cemaatinin (Esat Coşan) Hak-Yol Vakfı’nın temsilciliğini yapan, vakfa bağlı ve genellikle ODTÜ’lü öğrencilerin barındığı Seyran Akın Erkek Öğrenci Yurdu’nda kalan, Kanal 7’nin Ankara ve Washington temsilciliğinde bulunan (Sonraki temsilci, Başbakan’ın basın danışmanı Akif Beki’dir) sonradan RTÜK başkanlığına getirilen Zahit Akman’ı; Petek Dinçöz ile Can Tanrıyar’ın TV’deki düğününde tanıklık yaptığı için kutlar; bu kadar ’hızlı dönüşüm’e uğrayacağını hiç beklemediğimizi iletiriz."

Erdoğan Alevi dergáhını buldozerle yıkmıştı

BİR okurumuz hatırlattı:"Tayyip Bey’in İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde, Alevilere karşı ne yaptığı bilinir mi?"

Hatırlattı... Yıl; Eylül 1994... Üsküdar Karacaahmet’te Horosan erenlerinden olan ’Kara Ahmet’in Dergahı’ İstanbul’daki Alevilerin iki dergahından biridir o zaman... Alevi-Bektaşi kültüründe önemli bir yer sayılmaktadır. Ancak kaçak bir yeri vardır. Erdoğan, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’den burasının yıkılması için sözlü desteğini alır. Kara Ahmet Dergahı, bir gece yarısı saat 03.00’de belediyenin buldozerleriyle yıkılır. Olay basında geniş şekilde yer alır. Aleviler, Belediye Başkanı’na büyük tepki gösterdiler. Erdoğan bunun üzerine Alevi cemaatinden ’Hıdır Dede’yi kendisine danışman yapar, tepkileri yumuşatmak için... Bağcılar Cemevi’nde görevli olan Hıdır Dede daha sonra, Erdoğan’ı terk ederek Mehmet Ağar’ın yanında yer alır. Çünkü Erdoğan’ın takıyye yaptığını düşünmüştür. 500 metrekarelik o yer, yeniden yapılır; daha sonra Cemevleri’nin yapımlarına Tansu Çiller destek olur.

Okurumuz sonunda diyor ki: "Biz Tayyip Bey’i boldozerinden tanıyoruz."