Felç önlenebilir bir sorundur

İnme (felç), bir insanın yaşayabileceği en tatsız, en ciddi sağlık sorunlarından biridir. Bu önemli sağlık probleminin de bir ölçüde önlenmesi mümkündür.

Yani inme, çoğu kez "ben geliyorum" der! İyi ayarlanmamış kan basıncı yükseklikleri, yüksek seyreden kan şekeri, çözümlenmemiş kolesterol problemleri, ağır üzüntü ve stresler, depresyonlar ve daha pek çok sorun inmenin hazırlayıcılarıdır. Eğer, sağlık riski yönetimini bilirseniz, inmeden de korunabilirsiniz.

İnmeden korunmak istiyorsanız, ilk önce sigarayı bırakmalı, aşırı alkol kullanımından kaçınmalısınız. Daha aktif biri olmalı, mümkünse haftada 3-4 kez, 30-45 dakikalık yürüyüşler yapmalısınız. Stresinizi yönetmeyi öğrenmeli, öfkeden, kızgınlık ve şiddetten uzak durmalısınız. Uzayan hüzünler, derinleşmiş üzüntüler ve özellikle depresyon, inmeyi kolaylaştıran bulgulardır.

NASIL OLUŞUYOR?

Atardamarların sertleşmesi, kolesterol plakaları ve pıhtılarla daralıp tıkanması ya da sertleşmiş bir damarın elastikiyetini kaybederek yırtılması, felçlerin en önemli nedenleri arasındadır. Damar sertliğinin hızlandırdığı kan şekeri yüksekliği, kolesterol ile trigliserit fazlalığı gibi durumlarda da felçlerin daha sık görülmesi olağandır. Hipertansiyon, bir taraftan damar sertliğini hızlandırarak, diğer taraftan damarları yırtıp patlatarak, felç oluşumunu kolaylaştırmaktadır.

Kalp ritim düzensizliği olanlarda, özellikle atriyal fibrilasyon sorunu yaşayanlarda, kalpten kopan pıhtıların beyin damarlarını tıkayarak felce yol açabildiği bilinmektedir. Diğer taraftan, kanın pıhtılaşmasını kolaylaştıran bazı ilaçların ve hastalıkların da inme (felç) sorununu tetiklediği unutulmamalıdır.

İnme, orta yaş ve sonrasında, özellikle 70’li yaşlar civarında yoğunlaşan, önemli bir sağlık sorunudur. Eğer aşağıda belirtilen acil durumlardan biriyle karşılaşırsanız, geç kalmadan tıbbi yardım istemelisiniz. Böyle bir durumda, zamanın çok önemli olduğunu unutmamalısınız.

İNME VEYA GEÇİCİ İSKEMİK ATAK BELİRTİLERİ

l Ani zihinsel bozukluk ve bellek kaybı

l Birden bire ortaya çıkan konuşma ve/veya yutma güçlüğü

l Hızla gelişen şiddetli baş ağrısı ve uyuklama isteği

l Ani gelişen yürüme zorluğu, baş dönmesi, denge ya da koordinasyon kaybı

l Bir veya iki gözde aniden ortaya çıkan geçici görme kaybı ya da diğer görme kusurları

l Komaya kadar gidebilen bilinç kaybı

İnme, yaşamı tehdit edebilen, oluşturduğu sakatlıklarla yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltan ciddi bir sağlık sorunudur. Bu sağlık sorununun hazırlayıcısı olduğu bilinen kötü alışkanlıklardan uzak durmak ve mevcut problemleri çözmek veya kontrol altında tutmak hiç de zor değildir. İnmeye karşı uyanık durun. İnmeyi önlemek amacıyla kullanmanız gereken ilaçları (Aspirin) ve tedavi olmanız gereken sorunları doktorunuzla konuşun.

UNUTMAYIN

Fazla yağ hasta ediyor

Vücudunuzun ortalama 30-40 milyar yağ hücresi taşıdığını ve yağ depolamak için neredeyse sınırsız bir kapasiteye sahip olduğunuzu biliyor musunuz? Her bir yağ hücresi, sürekli olarak yağ depolayabilen ve hiçbir zaman patlamayan bir balon gibidir. Yiyeceklerle ihtiyaç duyduğunuzdan daha fazla kalori aldığınızda, vücudunuz bu kalorileri yağ hücrelerinde yağ olarak depolar.

Aktivite seviyenize bağlı olarak ihtiyaç duyduğunuzdan daha az kalori aldığınızda ise vücudunuz bu yağ hücrelerindeki daha önceden yağ olarak depolanmış rezerv enerjiyi alır ve kullanır. Bu sizin enerji dengenizin kısacık bir özetidir. Eğer bu sistem yağla depolanması yönünde çalışırsa kilonuz artar, bedeniniz belirli yerlerinden yavaş yavaş genişler, irileşir.

Bedeninizde biriken ve yedek enerji deposu gibi masum bir gerekçeden yola çıkan fazla yağ, bir süre sonra bir dizi sağlık sorunuyla da ilişkili hale gelir. Genel olarak, şişmanlığınızın derecesi ne kadar fazla olursa, hastalık riskiniz de o kadar fazla olur. Kilo kaybı, bu potansiyel ya da mevcut hastalıklardan korunmaya veya etkilerini azaltmaya yardım edebilir. Kilonuzda orta derecede bir azalmanın bile (yüzde 5-10) sağlığınızı iyi yönde etkilediğini unutmamalısınız.

Diyetisyen

Tuğçe ALTAN

BAHÇE
MERAK ETTİKLERİNİZ

Hormonlu spiral kullanalım mı

Rahim içi sistem de denilen spirallerde, spiral boyunca bakır veya gümüş tel sargısı yerine hormon tabakası bulunmaktadır. Progesteron denilen bu hormon, rahim içinde spiralden yavaş yavaş salgılanır ve sadece rahmi etkiler, sistemik dolaşıma geçişi çok azdır.

Progesteron hormonu, rahim içi tabakasının çok ince kalmasına neden olur. Normalde adet kanı, yumurtlamayla birlikte kalınlaşıp gebeliğe yatak hazırlamak amacındaki bu tabakanın erimesiyle oluşur. Bu tabakanın ince kalması ise adet kanının çok azalmasına yol açar ki, bazen çok veya ağrılı adet gören kadınlarda bu spiral tedavi olarak kullanılmaktadır.

Sanılanın aksine kanın dışarı atılamaması değil, adet kanının yapılmaması söz konusudur. Kanama olmaması veya çok az olması, hormonların çalışmadığını göstermez. Bu spiralle iltihap ve rahim kanserinde azalma görülmüştür. Takıldığı ilk 3-4 ay giderek azalan ara kanamaları yapmakla birlikte, sonrasında kullanıcı memnuniyeti tatminkar bulunmuştur.

Dr. Erhan CANKAT

Gizli hipertansiyona dikkat

Evde, işyerinde ölçülen kan basınçları yüksek bulunmakta, klinik veya doktor ofislerinde yapılan ölçümler normal sınırlarda kalmaktadır.

Bu durum "gizli hipertansiyon" olarak tanımlanıyor. Doktor ofislerinin sessiz, sakin yapısı ve hastalar tarafından daha güvenli yerler olarak kabul edilmesi, buna karşılık ev veya iş ortamında stresin, alkol ve kafein tüketiminin artması, gizli hipertansiyonun nedenleri olarak düşünülüyor. ealtinel@yasasinhayat.org

Dr. Evren ALTINEL

BİR UYARI

Karaciğer testleri ne anlama geliyor

Karaciğer fonksiyon testleri, karaciğer rahatsızlıklarını veya karaciğerde hasar olup olmadığını teşhis etmek, gözlemlemek ve değerlendirmek amacıyla yapılır. Özellikle yüksek oranda karaciğer hastalığı riski taşıyorsanız, karaciğer hasarına neden olabilecek bir ilaç tedavisi görüyorsanız ve karaciğer rahatsızlığına dair belirtileriniz varsa, doktorunuz muhtemelen aşağıdaki testleri sizden isteyecektir. Böyle bir durumda, kan tahlili sonuçlarınızı anlamak için bu listeden yararlanabilirsiniz. Doktorunuz bu sonuçları değerlendirecek ve size en uygun tedavi seçeneklerini sunacaktır.

Alanin transaminaz (ALT): Karaciğer hücrelerinde bulunan bir enzim olan ALT, proteini metabolize etmenize yardımcı olur. Normalde, kandaki ALT seviyesi düşüktür. Karaciğer hasarı varsa kanda ALT miktarı artar.

Aspartat transaminaz (AST): AST enzimi, amino-asit olan aleninin metabolizmasında rol oynar. AST yoğun halde karaciğerde bulunur. AST seviyesindeki yükselmeler karaciğer rahatsızlığının ya da hasarının habercisidir.

Alkalin fosfataz (ALP): ALP enzimi, yoğun şekilde karaciğer ve safra kanalında yer alır. Normalden daha yüksek seviyelere çıkması, karaciğer hastalıklarını ya da hasarını gösterir.

Gamma-glutamil-transferaz (GGT): Bu test, kandaki GGT enzimi oranını ölçmektedir. GGT seviyesindeki yükselmeler, safra kanalı zedelenmesinin habercisidir.

Albumin ve protein: Albumin (karaciğer tarafından üretilen bir protein) seviyesi ve protein, vücudunuzun hastalıklarla savaşması gibi görevler için karaciğerinizin ne kadar protein ürettiğini gösterir. Normalden daha düşük seviyede olması, karaciğer hastalıklarını veya hasarını gösterir.

Bilirubin: Bilirubin, alyuvarların bozulması sonucu meydana gelir; normalde karaciğerden geçer ve dışkı yoluyla dışarı atılır. Bilirubin seviyesindeki yükselmeler, karaciğer rahatsızlığının ya da hasarının habercisidir.

Dr. Ece HATTAT

ehattat@yasasinhayat.org

Alınan kalori önemli

Herkes günlük alması gereken kaloriyi öğrenerek diyet yapmaya başlamak istiyor. Ancak iş sadece kalorinin bilinmesi ile bitmiyor. Asıl önemlisi, alınan bu kalorinin gün içindeki öğünlere dağılımı, karbonhidrat, protein ve yağ oranları, en önemlisi de sizi doyurup doyurmadığıdır.

1200 kalorinin tamamını salata yiyerek alıyorsanız kilo vermek bir tarafa şişmanladığınızı da fark edebilirsiniz. Ya da 1200 kalorinin tamamını sadece et ve et ürünleri tüketerek alıyorsanız, ürik asit yüksekliği kaçınılmaz olacaktır. Zayıflama sürecinde günlük kalori alımınızı, yaşam tarzı haline getirmenizi önerdiğimiz sağlıklı bir beslenme planı ile sağlamanızı öneririz.

Erkekler için genellikle zayıflama diyetlerinde 1400-1800 kalori, bayanlar için 1200-1400 kalori arasında enerji alımı uygun görülebilir. Bu ölçütlere göre beslenme planı hazırlanmadan önce mutlaka bir doktor kontrolünden geçmelisiniz. Yapılacak testler sonucunda beslenme planınız metabolizmanızın yaşadığı sağlık sorunlarına göre özelleştirilecektir.

niluferinceis@yasasinhayat.org

Yumurta kilo aldırır mı

Doktor muayenenizin sonucunda yapılan kan tahlillerinde bir problem çıkmadıysa, her sabah 1 dilim (30 gr.) peynir yerine 1 adet haşlanmış yumurta veya yağsız tavada pişmiş yumurta tüketebilirsiniz. Bazen sabah peynire ilave olarak yanında yumurta yemek isterseniz veya peynirli bir omlet yemek istiyorsanız, gün içindeki et hakkınızdan azaltarak bu değişikliği sağlayabilirsiniz.

Yumurta, demir yönünden zengin ve çok kaliteli bir protein olduğundan, en az haftada 1 gün yemenizi tavsiye ederim. Az yağlı ve az kolesterollü bir diyet uygulamanız gerekmiyor ise ve alerjiniz yoksa, haftada 1’den fazla da tüketebilirisiniz. Yumurtanın iştahınızı artırma özelliği yoktur, yani kilo almanıza yol açmayacaktır.

gunes@yasasinhayat.org
Yazarın Tüm Yazıları