Faziletçilerle içki muhabbeti

Güncelleme Tarihi:

Faziletçilerle içki muhabbeti
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 1998 00:00

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Geçenlerde ortalık gene birbirine girdi. Saygı duyduğum dostlarım Nazlı Ilıcak ve eşi Emin Şirin'in evinde verilen bir davette şarabın su gibi aktığı konulu bir haber yazılmıştı.

Haberden anlaşıldığına göre, Nazlı Ilıcak ve Emin Şirin evlerinde yabancı basın için davet vermişlerdi. Davete Fazilet Partisi üst düzey yöneticileri de katılmışlardı.

Bangladeş-İngiliz melezi tatlı bir kız olan Amberin Zaman da davetliler arasındaydı. ‘‘Şarap su gibi aktı’’ haberini de o yazmıştı.

Haber üzerine çıkan tartışmaları biliyorsunuz. Fazilet Parti'liler, davette içki bulunduğundan haberleri olmadığını söylüyorlardı. Kimbilir, belki de doğru söylüyorlardı.

Ne var ki haberleri olsa orayı terk edip gidecek değillerdi. Benim bildiğim kadarıyla bu zatlar beyefendi idiler ve kimsenin yaşam tarzına karışmaya niyetleri yoktu.

Bunu da önceden ispatlamışlardı. Birkaç davette ben de bulunmuştum.

* * *

Haberi okuyunca biraz gerilere gittim. Gülümsedim.

DYP-SHP koalisyonunun başında Demirel-İnönü ikilisi varken, ‘‘darbe söylentileri'' ortaya çıkmıştı. Ortalık dalgalanıp durulmuştu.

Derken söylentilerin gene Amberin Zaman'ın İngiliz Daily Telegraph'a verdiği ‘‘Türkiye'de darbe olacak'' başlıklı haberden kaynaklandığı anlaşılmıştı. O zamanlar bu işe biraz bozulmamış değildik. Amberin'ciği Hürriyet'e manşet yapmış, ‘‘İşte ortalığı karıştıran kız’’ diye bir güzel takdim ve teşhir etmiştik.

Bu sefer böyle bir şey yapmadık. Çünkü Amberin aslında çok iyi bir şey yapmıştı. Bu konu ortaya atılmalı ve tartışılmalıydı.

Bu nedenle tartışmaya ben de karıştım. Aynı evdeki diğer davetlerde de içki bulunduğunu söyledim.

Gerçi Amberin abartmıştı. İçkinin su gibi aktığı yoktu. İçkiler bir set halinde bir başka büfenin üstünde duruyor, isteyen gidip içkisini alıyordu.

Benim gibi yerinden kalkmaya üşenenler, garsondan içki getirmesini rica ediyorlar, garson da getiriyordu.

* * *

Sanırım ben, 28 Şubat sürecinin aslında Erbakan'ın Başbakanlık Konutu'nda verdiği yemekte Orgeneral Karadayı'nın şu sözüyle başladığını yazmıştım:

‘‘Garson evladım. Bana bir bardak kırmızı şarap getir.’’

Sonradan adı ‘‘rakıcı paşa’’ya çıkan Erkaya da, ‘‘Ben akşamları rakı içerim’’ demiş, ona da gazeteye sarılı bir şişe rakı getirilmişti.

Erbakan bu olayı anlamazdan gelmiş, arkadan 28 Şubat'ı yemişti.

Benim söyleyeceğim şudur. Ben Faziletçilerle akşam yemeği yerken içki içtiğimde onların içki içmemelerinden rahatsız olmadım. Onların da rahatsız olduklarını sanmıyorum.

Ancak rahatsız olanları varsa, bu işi yeni baştan yorumlamalarını tavsiye ederim.

Kuran-ı Kerim'i dar değil, geniş yorumlasınlar. Toplumsal barışı kendileri bozmasınlar.

Kimse kimsenin yaşam tarzına karışmasın.

İçen içmeyene, içmeyen içene saygılı olsun.

Sonuçta kimin ne olduğuna karar verecek olan Allah'tır; unutmasınlar.













Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!