Fatih Altaylı: Namus bir sıra daha düştü

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

BİR haftadır tecavüz suçunun cezasının artırılması ile ilgili yazılar yazdım.

Kadınlara, ‘‘onurlarını korumak’’ için ayaklanma çağrısı yaptım.

Erkeklere ‘‘Kadınlarınıza, kızlarınıza tecavüz eden sapıklara verilen ceza cüzdanınızı çalana verilen cezadan az’’ diye haykırdım.

Duyarlı birkaç okur dışında tepki gösteren olmadı.

Ama dün ‘‘Hangi maçı izlemek istersiniz?’’ diye yazdım, kıyamet koptu.

Beşiktaş'ı falan eleştirmedim de üstelik. Sadece biri deplasmanda, biri kendi sahasında iki farklı yenilmiş iki takımımızın maçları arasında seyir zevki farkı olduğunu ve bu farkı görmeyenlerin spordan anlamadığını söyledim.

Yüzlerce faks ve telefon ardı ardına yığıldı.

Bu yazıyı yazarken gülüyorum.

Çünkü durum komik.

‘‘Beyler, sevdiğiniz bir kadına tecavüz ederlerse ceza almazlar. Tepki gösterin’’ diyorum, kimse tınmıyor.

‘‘Beyler, futbol takımınızın oynadığı oyun pek keyif vermedi. Ben diğer takımın maçını beğendim’’ diyorum, herkesin tepesi atıyor.

Anlaşılan ben bu yazıları yazdıkça toplumumuzda kadına verilen değerin aslında ne kadar az olduğunu iyice ortaya çıkaracağım.

Çünkü düne kadar önce mal, sonra namustu.

Şimdi önce mal, sonra futbol takımı, sonra namus oldu.

Yazdıkça moralim bozuluyor.

En iyisi yazmamak galiba.

Derya Hanım'la dost olduk

AVUKAT Derya Yıldırım aradı. Bana yolladığı faksta tecavüze verilen cezalarla ilgili durumu alaya aldığını, benim bu konudaki tavrımı çok beğendiğini ama mektubunu ironik bir tarzda yazdığı için yanlış anlaşıldığını söyledi.

Derya Yıldırım'ın beni eleştirdiği tek nokta ise böyle bir konuya medyatik bir tecavüz olayından sonra el atmam olmuş.

Ben de kendisine, ‘‘Hiç el atmasam daha mı iyiydi? Geç, hiçten iyidir’’ dedim.

Hak verdi.

Bu konudaki mücadeleyi bundan böyle ortak yürüteceğiz.

Ansen: Yargılama izninin

Demirel'le ilgisi yok

HALKBANK Genel Müdürü Yenal Ansen 4 gün önceki yazıma bir yanıt yollamış. Gerçi ben aynı yazıyı mart ayında daha detaylı yazmıştım ama o zaman Egebank rezaleti tam olarak patlamadığı için o gün bir yanıt yollamamıştı.

Yenal Bey, Murat Demirel'in şahsına, banka alması için veya herhangi bir nedenle bir kredi verilmediğini, Şevket Demirel Holding'e 1994-1996 yılları arasında krediler kullandırıldığını ifade ediyor.

Bu kredilerin tamamının yasalara ve bankacılık kurallarına uygun olarak açıldığını, gerekli istihbaratların yapıldığını, yeterli gayrimenkul teminatlarının alındığını belirten Genel Müdür Ansen, Murat Demirel'in banka satın alması ile bu kredilerin hiçbir şekilde ilişkilendirilemeyeceğini yazmış.

İlgili devlet bakanının yargılanmasına izin verdiğine dair haberlere de açıklık getiren Yenal Ansen, bu yargılamanın belirtilen işlemlerle ilgisi olmadığını, Şevket Demirel'e verilen kredilerle ilgili olarak murakıp raporlarında hiçbir unsurun bulunmadığını da vurgulamış.

Çocuklar ne olmak isteyecek?

İRTİCANIN önemli hedeflerinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın koruma aracının geri çekilmek istendiği haberi geçenlerde basında yer aldı.

Dün de Apo'yu yargılayan ‘‘Müthiş’’ yargıç Turgut Okyay'ın da Renault Toros marka koruma aracı Ankara Valiliği tarafından geri istenmiş.

Çok güzeldir benim ülkem.

Apo'yu yargılayanlar, rejim düşmanlarıyla savaşanlar korunmaz ama Murat Demirel gibi devleti ve milleti soyanlara koruma tahsis edilir.

Bu haberleri okuyan çocukların büyüyünce Turgut Okyay gibi şerefli bir hákim olmayı mı, yoksa Murat Demirel olmayı mı tercih edeceklerine siz karar verin.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Başbakan yardımcılarının kulakları, ağızlarından çıkanı duyduğu zaman.

Yazarın Tüm Yazıları