Fatih Altaylı: İnanç kaybı

Fatih ALTAYLI

Bir toplum bu kadar güvensiz hale geldiyse ortada ciddi bir sorun var demektir.

Okurlardan fakslar geliyor:

‘‘45 bin ceset torbası siparişi veren devletin, 15 ölü açıklamasına inanmıyoruz’’ diyor biri.

‘‘Son artçı depremin 4.8 şiddetinde olduğuna inanmıyoruz’’ diye devam ediyor.

Bir başkası devletin kontrolündeki yardım hesabına para aktarmayacağını, çünkü bunun gerektiği gibi kullanılacağına inanmadığını söylüyor.

Devlete, daha doğrusu devleti yönetenlere güven sıfır.

Hatta sıfırın bile altında

Topyekün bir güvenmezlik.

Başbakanından bakanlarına, valisinden genel müdürüne, bilim adamına hatta devletle iç içe gördüğü gazetecisine kadar bir güvensizlik.

Bu güvensizliğin toplumda yarattığı hasar depremden daha yıkıcı. Deprem enkazının kaldırılması belki birkaç ay sürecek.

Ama bu güvensizliği ortadan kaldırmak en az bir kuşak sürer.

Belki de daha fazlası...

Ya dönem başkanı olursak?

ABD Başkanı Clinton, ‘‘50 yıl sonrasını görenler, Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne alırlar’’ diyor.

Herhalde Amerika, Türkiye'deki bu kötü siyasetçi kuşağının 50 yıl sonra kökünün kazınacağını düşünüyor.

Türkiye'yi bu hükümetlerle Avrupa Birliği'ne almak gerçekten tehlikeli. Avrupa Birliği'nde sıra ile dönem başkanlığı yapılıyor.

Bir düşünsenize, dönem başkanlığı sırasının Türkiye'ye gelmesi halinde Avrupa'da yaşanacak paniği. Türkiye'yi yönetmekten aciz politikacılar, Avrupa Birliği'ni yönetecekler.

Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, siz olsanız bu siyasetçilere ülkenizi yönettirir miydiniz?

Galatasaray geçen yıldan başarısız değil

GALATASARAY'ın bu yılki Avrupa kupaları performansı eleştiriliyor.

Niye, anlamadım!

Bu yılın geçen yıldan ne farkı var? Geçen yıl da, deplasmanda iki mağlubiyet, bir beraberlik, sahasında iki galibiyet bir beraberlik almadı mı Galatasaray?

Bir düşünün bakalım. Aynen öyle oldu.

Deplasmanda Rosenborg'a 3-0, Atletico Bilbao'ya 1-0 yenildi. Juventus'la berabere kaldı. Sahasında ise Juventus'la berabere kaldı, Rosenborg ve Atletico Bilbao'yu yendi.

Şimdi de durum aynı olabilir.

Yani Hertha Berlin ile deplasmanda berabere kalır ve Milan ile Chelsea'yi Ali Sami Yen'de yenerse Galatasaray geçen yılki başarıyı yakalamış olur. Yok eğer Hertha Berlin'i de deplasmanda yenerse daha başarılı olur. Galatasaray'ın şu ana kadar geçen yıldan bir farkı yok değerli okurlar.

Fatih Terim'e yakışmıyor!

Fatih Terim Galatasaray'ın İngiliz gümrüğünde aranmasını ve saygısızca karşılanmasını giderek büyütüyor.

Tamam. Biz de Chelsea'yi karşılamayalım.

Biz de onları gümrükte bekletelim. Eyvallah.

Ama bunu taraftarı bileyecek bir şekilde, ‘‘Ektiklerini biçecekler. Ali Sami Yen'i cehenneme çevireceğiz’’ diye tırmandırmak Terim'in yapmaması gereken bir iş.

Maç öncesi motivasyon amaçlı olarak bunları söylemiş olabilir. Ancak hálá bu tavrı sürdürmesi yanlış. Maçta olaylar çıksa, Galatasaray birkaç sezon Avrupa kupalarından men edilse ne olacak?

Ayıptır Fatih Hoca, ayıptır. Sen centilmenliğe prim verdiğin için sevildin. Sen önünde düşen rakip futbolcuya yardım ettiğin için farklı yere koyuldun.

Yapma!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Yapalım fiilinin tekil değil, çoğul olduğunu anladığımız zaman...