Fatih Altaylı: Erbakan, aldığı paraların karşılığını ödüyor

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Merve Kavakçı meselesi benim kafamda çözülmüştür.

İş ortada...

Bir tarafta Erbakan var.

Gelin bakalım kimmiş bu Erbakan?

Badem bıyıklı, fıldır fıldır dönen gözleri olan, göbekli, komik yürüyüşlü bir tip.

İslami örgütlerle yakın ilişkili.

Mısır'daki terör örgütü Müslüman Kardeşler'le dost.

Amerika'daki radikal İslamcılarla yakın.

Yarı mafya Farakhan'la sıkı fıkı. Kaddafi'nin maaşlı adamı olduğu belgelenmiş bir siyasetçi.

Aynı zamanda İslam Halk Komutanlığı üyesi.

İslamcıların Türkiye'deki maşası.

Diğer tarafta Merve Kavakçı.

Radikal İslamcı bir ailenin kızı.

Baba ve ana, İslami teröre destek veren ülkelerle sıkı ilişkiler içinde, şu sıralar Amerika-Teksas'ta mukim. İslam cemaati lideri. ABD'de bol bulunan ve din adı altında para toplayan sahtekár din adamlarından biri olduğu yolunda şüpheler uyandıracak tipler.

Kızları ilginç. Káh başı açık, káh kapalı. Duruma göre. Bir açıyor, bir kapıyor. Akşamsefası gibi.

Pek çok resmi evrakta başı açık.

Çiller gibi o da Amerikan vatandaşı.

FP içinde bilinen, sivrilmiş bir isim değil.Daha çok yurtdışı bağlantılı.

Ve bu Merve Kavakçı, birdenbire sözde siyasi yasaklı Erbakan tarafından Fazilet Partisi'den aday yapılıyor.

Yani o kadının dediği gibi tabandan gelen istek falan da yok.

Faziletlilerin bile bu adaylıktan son ana kadar haberi olmuyor.

Ve seçiliyor. Fazilet'in tavrı gerginlik yaratmamaktan yana.

İlk gün Meclis'e gelmemesi telkin ediliyor.

O ne? Merve Meclis'te. Faziletliler de şaşkın.

Çaresiz destek oluyorlar.

Çünkü Erbakan'a emir verilmiş: ‘‘Türkiye'yi karıştır.’’

O da Merve'ye buyurmuş: ‘‘Git Meclis'e Türkiye'yi karıştır.’’

Eee, yıllardır Kaddafi'den alınan paraların, milletvekili maaşıyla sahip olunan 150 kilo altının, milyonlarca doların, markın karşılığını ödüyor Erbakan.

Merve de bu ödemelerden biri. Erbakan'a patronları tarafından yollanmış, milletvekili yapılsın diye.

Ama kabahat Erbakan'da değil.

Onu, vakti zamanında hesap sormayanda.

Utanmıyor musun Recai Amca?

Recai Kutan aslında sempatik, kendi halinde bir adamdır. Bu olanların onun da içine sindiğini sanmıyorum.

Ama olayların girdabında sürükleniyor gibi bir hali var. Kendi dışında birtakım gelişmeler oluyor.

Recai Amca olaylara hákim olamıyor. Gelişmeleri geriden takip ediyor. Ve Erbakan'ın istediği doğrultuda hareket ederek hata üstüne hata yapıyor.

Kendi kendine ak dediğine Erbakan emir verince kara demek zorunda kalıyor.

Başkalarının hatalarını üstlenmek zorunda bırakılıyor, gıkı çıkmıyor.

Erbakan'a, ‘‘Yahu sen ne sorumsuz bir adamsın. Madem bu kadar meraklıydın. Neden kendi genel başkanlığın zamanında türbanlı aday göstermedin. Senin amacın üzüm mü yemek, bağcı mı dövmek?’’ diyemiyor. Boynu bükük emir alıyor, uyguluyor.

İnsan suretinde karşısına çıkan şeytana, ‘‘Al atını’’ diyemiyor.

Yazık...

Merak ediyorum, Recai Kutan acaba akşam yattığında nasıl uyuyor?

Acaba çoluğunun çocuğunun yüzüne nasıl bakıyor?

Ben onun yerinde olsam, çok ama çok utanırdım.

Hiçbir şeyden değilse yaşımdan başımdan.

Bu yaşta hálá onun bunun oyuncağı olmaktan.

Şeyh Sait'in akrabasından bu kadar

Merve Kavakçı'yı Meclis Genel Kurul Salonu'ndan dışarı attırmadığı için Ali Rıza Septioğlu'na kızıyor herkes.

Ona ne kızıyorsunuz. Siz onu Meclis'e sokana, sokturana kızın.

Okuma yazma yok.

Kültür yok, konuşma yok.

Zırcahil.

Meclis'te.

Hem de başkan.

Hem de şimdi Cumhurbaşkanı Vekili.

Ey Allahım, memlekete bak.

Ecevit lise mezunu diye Cumhurbaşkanı olamaz, ama Septioğlu Cumhurbaşkanı Vekili olur.

Ha ayrıca, o Septioğlu var ya, Şeyh Sait'in yakın akrabasıdır.

Hani şu cumhuriyet tarihinin ilk irticai ayaklanmasını başlatan adamın.

Katranı kaynatsan olmaz ki şeker, insan soyuna çeker.

Bunu hak ediyor muyuz?

Üzülüyorum. Uğraştığımız işlere bak. Merve'nin türbanı. Turizm sektörü krizde. 10 milyar dolarlık turizm geliri tehlikede. Hatta yarısını şimdiden kaybettik. Hızla harekete geçmek şart.

Tekstil setöründe kriz var. Acil çözümler üretmek lazım.

Otomotivde sıkıntı var.

Konut piyasasında kriz var.

Bankalar rahatsız.

Apo yargılanacak bir dert.

PKK ile mücadele sürüyor.

Avrupa ile insan haklarından ticarete bir sürü dert.

Balkanlarda savaş olasılığı.

Sıkıntı, sıkıntı, sıkıntı.

Sorun, sorun, sorun.

Memlekette milyonlarca sorun var.

Biz ise hep birlikte bir alçağın yarattığı dertle uğraşıyoruz. Olmayan, naylon bir dertle. Yazık bu ülkeye. Yazık bu ülkenin insanlarına.

Ya da belki hak ediyoruz da ondan böyleyiz.

Siz karar verin.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Seçilene kızdığımız kadar seçene ve seçtirene de kızdığımız zaman...



Yazarın Tüm Yazıları