Fatih Altaylı: At, sahibine göre kişniyor

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

100 dolarlık ihalelere bile ‘‘fesat’’ karıştırılan bir ‘‘hükümet geleneği’’nden, tereyağından kıl çeker gibi 2.5 milyar dolarlık ihale yapabilme noktasına gelmişiz.

Ne güzel değil mi?

Peş peşe şaibesiz işler yapılıyor.

17 yıllık ‘‘yılan hikáyesi’’ özelleştirmede, ekonomiden ‘‘çakmayan’’ DSP'nin ve MHP'nin ağırlıkta olduğu bir dönemde tertemiz ihaleler yapılıyor.

Özelleştirmeyle ilgisi olmasa da, son GSM ihalesi gurur vericiydi.

Türlü spekülasyonlara rağmen, hiçbir medya grubunun içinde olmadığı bir konsorsiyum ihaleyi aldı. Ne fiyata, ne alanlara kimse gıkını çıkarabildi.

Demek ki, istenirse oluyormuş.

Bu güzel işleri yapan özelleştirme idaresini, bu işlerden sorumlu Bakan Yüksel Yalova'yı, GSM'leri ‘‘dehşet’’ bir fiyata satan Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ü kutlamak gerek.

Bizim holiganları yöneticiler besliyor

BUGÜN maç var. Beşiktaş-Galatasaray maçı.Beşiktaş peş peşe 13. galibiyet için sahada.

Galatasaray ise bu seriyi kesmek niyetinde. Yoksa Beşiktaş, üst üste maç kazanmada yılların rekorunu kıracak.

Uluslararası ‘‘holiganizm’’den şikáyet ettiğimiz ortamda, bakın bugün kaç döner bıçağı, kaç kasatura, kaç sopa, kaç sustalı, kaç balta ele geçecek.

Ne yazık ki yine kavgalar çıkacak, yine canlar yanacak.

Ve yine demeçler verilecek. Sporda vahşet lanetlenecek.

Ama ben bunlara inanmayacağım.

Çünkü adım gibi biliyorum ki, sporda vahşeti körükleyenler, spor kulüplerinin yöneticileri.

Bir grup ‘‘serseri’’, kulüp yöneticisi sıfatıyla dolaşan ‘‘holiganlar’’ tarafından besleniyor.

Bunlara biletlerini, tribün kartlarını, hatta serbest giriş kartlarını kulüp yöneticileri veriyorlar.

Bu ‘‘İt’’leri aylığa bağlıyorlar.

Hatta şirketlerinin bordrosuna alanlar bile var.

Sonra bunlara tribünde gerekirse kendi lehlerine tezahürat yaptırıyorlar, gerekirse rakiplerine ve hatta kulüp içindeki muhaliflerine sövdürüyorlar.. Hatta zaman zaman bunlar rakip takım taraftarlarına saldırtılıyor, ender de olsa kendi kulüpleri bastırtılıp, kendi futbolcularını tartaklatıyorlar.

Üstelik bunların tuttuğu bir takım da yok.

Bunlar alınıp satılabiliyor. Bir gün Galatasaraylı, bir sonraki gün Fenerbahçeli, ardından Beşiktaşlı olabiliyorlar.

Parayı veren bunların düdüğünü çalıyor.

Bu ‘‘serseri’’ grubu ne yazık ki, ‘‘spor yöneticileri’’ tarafından besleniyorlar.

Sonra da bu adamlar yüzünden, kupalara kan bulaşıyor, takımlar, taraftarlar, hatta ülkeler birbirine giriyor.

Galatasaray, müzesine ‘‘kanlı’’ bir kupa koymak zorunda kalıyor.

Olmuyor. Hiç hoş olmuyor!

UEFA, hükümetin muhatabı değil ki!

SEVGİLİ Kaptanımız Fatih Terim, ‘‘Diplomasi işe el atsın’’ diyor.

Hükümetin sessizliği gerçekten garip.

Galatasaray'ın sırtından prim yapmaya çalışan siyasilerden hiçbiri bu zor günde ortalıkta yok.

Ancak hükümetin ‘‘resmi’’ olarak yapabileceği ‘‘bir şey’’ de yok.

Çünkü UEFA, hükümetlerin muhatabı değil.

Kulüplerin oluşturduğu federasyonların bir araya gelerek ortaya çıkardıkları bir birlik.

Bu nedenle herhangi bir hükümetin UEFA'ya etki yapması mümkün değil. Tam aksine Türk hükümetinin bir girişimi, UEFA'da ters tepki yapar.

Şu anda UEFA ile muhatap olabilecek durumda olan İngiliz hükümeti.

İngiliz hükümeti, UEFA'ya güvenlikle ilgili güvence verebilir.

Türk hükümeti ise olaya ancak UEFA karar verdikten sonra dahil olabilir.

Yani maçın İngiltere'de oynanacağı kesinleşirse, hükümet devreye girerek İngiltere'ye gidecek olan ‘‘futbol takımı’’nın, ‘‘oyuncularının, yöneticilerinin, bunlarla beraber gidecek olan gazetecilerin’’ ve bunların yanı sıra ‘‘taraftarlarının’’ güvenliğinin sağlanmasını isteyebilir.

Ayrıca İngiltere'de yaşayan Türk vatandaşlarının güvenliklerinin sağlanması için İngiltere'ye ‘‘nota’’ verebilir, olaylardan ötürü İngiltere'yi ‘‘protesto’’ edebilir.

Ancak UEFA kesin kararını açıklayana kadar hükümetin yapacağı fazla bir şey yok.

Olsa yapar mıydı, o ayrı bir soru!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ

En güvenli cezaevleri bile telefon kulübesine dönmediği zaman.

Yazarın Tüm Yazıları