Faizler teknik nedenlerle düşecek

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

Son günlerde faizlerde düşüş beklentisi oluştu. Ancak bu düşüş, bazı yazarların dediği gibi ‘‘siyasi baskı’’dan değil, tümüyle teknik gerekçelerle olacak.

Zaten düşüşü gösteren hesap ortada. Bu hesaba rağmen faizlerde düşüşün siyasi baskıya dayandırılmasının ise ‘‘hem politikacıları, hem de bürokratları haksız yere suçlamak’’ olacağını düşünüyoruz.

Faiz düşüşünün en önemli gerekçelerinden birini piyasadaki yüksek döviz satışları oluşturuyor. Merkez Bankası son günlerde yüklü alımlara devam etti. Eğer bu alımlar sürmese döviz fiyatları önemli ölçüde düşecekti...

Merkez Bankası döviz rezervinin Nisan sonu itibariyle 25 milyar doları bulmasını bekliyoruz. Merkez Bankası döviz alıyor ama bir yandan da enflasyonla mücadele için, döviz alışları sonucu piyasaya çıkan likiditeyi de kontrol etmek zorunda. Merkez'in son dönemde strelizasyona büyük önem verdiğini ve bunu önemli ölçüde başardığını da söylememiz gerekiyor.

Yaklaşık 3 milyar dolarlık rezerv artışına rağmen, Nisan sonunda rezerv para miktarının, Mart sonundaki rakamın altına düşmesini bekliyoruz ki, bu da Merkez Bankası'nın sterilizasyondaki kararlılığının önemli bir kanıtı.

Durum böyleyken Merkez Bankası'nın önümüzdeki haftadan başlayarak faizleri indirmesi bir gereklilik. Banka teknisyenlerinin ekonominin gereklerine göre davranmakta kararlı olduklarını, faizlerde de tümüyle teknik gerekçelerle, gerektiğinde indirim, gerektiğinde artış yapmaktan çekinmeyeceklerini, iyi biliyoruz.

NEREDEN GELİYOR?

Piyasadaki döviz satışlarında, ekonomide ilk üç aylık hedeflerin tutturulmasının önemli rol oynadığı, bir gerçek.

Yüklü döviz satışlarının kaynağı konusunda ise, kafalar net değil...

Bankaların açık pozisyonlarını açtıkları bir gerçek. Ancak satışların tümüyle açık pozisyonların açılmasından kaynaklanmadığı da biliniyor.

Yani yine bir ‘‘sıcak para’’ tartışmasına doğru gidiyoruz. Teknisyenler, sıcak paranın daha çok içerden kaynaklandığını düşünüyorlar ama döviz tevdiat hesaplarında bir çözülmeye rastanmayışı, bu dövizin kaynağı konusunda teknisyenleri şüphelendiriyor.

İçerde yastık altında tutulan bir miktar dövizin bozdurulma ihtimali var ancak bunun önemli bir rakam tutamayacağı tahmin ediliyor. Bu konuda akla gelen olasılıklardan biri de ‘‘Borsa kanalıyla, Soros gibi bazı uluslararası spekülatörlerin yüklü döviz indirmiş olabileceği.’’

Merkez Bankası da, yüklü döviz satışlarının kaynağı konusunda araştırmalarına devam ediyor. Bütün olasılıklar ekonomideki olumlu havaya rağmen, ‘‘şimdi çok daha ince ayar döneminin gelip çattığını’’ gösteriyor. Bu nedenle piyasaların çok daha yakın takibe alınması gerektiği de ortada.

Evet.. Ekonomide oluşan iyimser hava ve enflasyonla mücadele edileceğinin açıklanması, dövizden TL'ye dönüşü beraberinde getirdi. Bu gelişmenin, mali disiplinin sağlanması ve yeterli-namuslu bir fon yönetimiyle elde edildiğini söylemeden edemeyeceğiz.

Enflasyonla mücadele için, şimdi sıra Hükümette, yani politikacılarda. Şimdi çok daha sıkı durmaları gerekiyor. Bu arada sosyal güvenlik, vergi reformu gibi yapısal tedbirler alınmaz, harcamalar seçimle açılırsa, bu trendin tersine dönmesinin an meselesi olacağı da ortada.

Politikacılar sıkı durmazsa, daha önceki dönemlerde yaşadığımız gibi; bugün düşen faiz yarın yine çıkar. Bu da doğal bir sonuç olur...













Yazarın Tüm Yazıları