GeriSeyahat Ev gibi cafe
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Ev gibi cafe

Ev gibi cafe

Misafirliğe gitmeyi sevmeyen, kendisine gelinmesini isteyen bir anne. Annesi gibi ikramı, misafir ağırlamayı seven bir oğul. Kültürel faaliyetlere açık bir mekán: Pusula.

Bakırköy, Sakızağacı Mahallesi, İskele Caddesi 27 numaranın sakinleri üç katlı bir evde oturan anne ve oğul. Duvarları 150 yıllık bir köşkün tuğlalarından, kapısı 200 yıllık bir evden alınmış bu yer aslında bir cafe-restorant.

Mekán öylesine ev gibi döşenmiş ki, banyo tezgáhında diş fırçası, diş macunu ve bir kadın tarağı duruyor. Biblolar, vazolar ortada. Evin içinde yüzlerce eşya var. Hepsi de kullanılmış ve eski. Yıllardır sabırla Anadolu pazarlarından toplanmış bu eşyaların en yenisi 50 en eskisi ise 350 yaşında.

Geniş oturma odasında etajerin üzerindeki takılar az önce evin kadını tarafından çıkarılıp bırakılmışcasına dağınık duruyor. Sehpanın üzerindeki fotoğraf albümünün açık bırakılmış kapağı, çalan kapıyı açmak için yerinden fırlayan evin kızını düşündürüyor insana.

Kıyısı köşesi tarih kokan bu mekánı, üzerine ampul yerleştirilirek tavana monte edilmiş, Ege'de pinet adı verilen hamur tekneleri aydınlatıyor.

Evin annesi 24 yıl liselerde sanat tarihi öğretmenliği yaptıktan sonra emekli olmuş Süda Özkul. Süda Hanım 11 ay evde oturduktan sonra ‘‘evim gibi bir mekán açmak istiyorum'' diyerek oğluna içini açmış. ‘‘Amacım lokanta açmak değildi. İnsanları tanımayı, insanlarla beraber olmayı seviyorum. Ev havasının olduğu bir yerde kültürel faaliyetler yapmak istiyordum. Bu da ikram ve yemek olmadan olmaz diye düşündüm.''

Anadolu mutfağı

Bu düşünce ile anne oğul geçen yıl Temmuz ayında, eskiden kuruyemiş deposu olarak kullanılan 300 metrekarelik üç katlı binayı kiralamışlar. Burayı adam etmek sekiz aylarını almış. Geçen Şubat ayında faaliyete geçmişler.

Mekánın adı Pusula. Kendini evinde hissetmek isteyen herkes buranın müşterisi. Restorantta bir şef, iki de aşçı var ama dileyen müşteri mutfağa girip yemek de yapabiliyor. Garsonluğu ise ana-oğul birlikte yapıyorlar.

Yemek masalarının herbirinin kimliği var. Atatürk ve Beyoğlu masası gibi. Duvarlara tutturulmuş tereklere su ve limonata bardakları konmuş. Bu arada gümüş pirinç peçetelikten takıya kadar mekándaki herşeyin satılık olduğunu da söyleyelim.

Pusula'nın alt katı sosyal ve kültürel faaliyetlere ayrılmış. Mayıs-temmuz ayları arasında çeşitli sergiler açılmış. Ekim ayından bu yana ise iki ressam tarafından resim dersi veriliyor. Yakında fotoğraf kursları da başlayacak.

Mekánın mönüsü ağırlıklı olarak Anadolu mutfağından örnekler içeriyor ama pizza ve spagetti de var. Patlıcan, acur biber gibi kurutulmuş sebzelerin kemik suyu ile haşlanıp baharatlarla tatlandırılmasıyla yapılan Antep dolma ile sarmısaklı ekmek mönünün en lezzetlileri. Süda Hanım çoğu zaman mutfağa girip sürpiz yemekler de hazırlıyor. Pusula 11.00-24.00 saatleri arasında açık.

False