Eski sevgili şiddeti mi oyun protestosu mu

Tarafların anlatımına göre olayların nasıl iklim değiştirdiğine en güzel örnek, Ali Sürmeli ve Sultan Ertuğrul arasındaki yumurtalı hadise!

Haberin Devamı

Okumayan, duymayan için yaşananlar özetle şöyle:

Oyuncu Ali Sürmeli, “Matmazel Julie” adlı oyunun galasına gidiyor. Galanın bitiminde ise tüm kadronun oyunu kutlamak üzere toplandığı kafeye.

İşte ne oluyorsa orada oluyor.

Oyunda rolü olan Sultan Ertuğrul’a göre: Ali Sürmeli avucundaki yumurtalarla beraber kendisine yumruk atıyor.

“Çünkü” diyor Ertuğrul, “kendisi de oyuncu olan bir erkek, eski sevgilisinin sahnede öpüşerek namusuna halel getirdiğini düşünmüş ve bu yüzden bana saldırmış, ayrıca tehdit etmiştir”.

Ali Sürmeli’ye kulak verirsek olay hiç de “eski sevgiliyi kıskanma” durumu değil. Tiyatro aşkından kaynaklanmış her şey.

Diyor ki Sürmeli: “Eserin talan edildiğini, sanatla pornografinin birbirine karıştırıldığını, sırf gişe yapmak uğruna kadın bedeninin hoyratça sergilendiğini gördüm.

Haberin Devamı

Olay gecesi de tepkimi dile getirmek için yanımda getirdiğim yumurtayı fırlatmak üzere yönetmeni aradım. O ortaya çıkmayınca yumurta Sultan Ertuğrul’a nasip oldu...”

Kısacası bir taraf diyor ki, kadına şiddet. Diğer taraf diyor ki, oyuna uygulanan talanı protesto.

İkisi de bana abartılı geldi. Çünkü:

Ali Sürmeli madem yumurtalı protesto yöntemini kafasına koydu, neden yönetmeni bulmak için uğraşmamış ki?

O karışıklıkta Sultan Ertuğrul’un yüzüne yumurtanın denk gelmesi pek inandırıcı gelmiyor.

Ertuğrul’un olayı hemen eski sevgili kıskançlığına bağlaması da tuhaf. Eski sevgili kıskançlığını böyle planlı programlı yumurtalı protestoyla mı gösterir?

GALİBA HER İKİSİ DE...

Ali Sürmeli bence oyunun sergileniş biçiminden gerçekten nefret etmiş.Ama protesto edeyim derken eski sevgiliye dair geçmiş bahar hazımsızlığını da anımsamış ve onun yüzünde omlet yapmak suretiyle protestosunu çarpı ikiyle taçlandırmış.

Abi-kardeş ya da: Öğrenci ve Bakan
Ali Sürmeli ve Sultan Ertuğrul olayına benzer bir hadise daha. Bu kez olayın kahramanları bir Bakan ve bir öğrenci. Ama başrolde yine yumurta var! Starring: The Yumurta desek yeridir. Özetle yaşanan şu: Bakan Suat Kılıç, Adana’da bir öğrenci tarafından yumurta atılarak protesto ediliyor. Öğrenci karakola götürülüyor. Sonra da Bakan talimatıyla çıkartılıyor ve Bakan’la beraber yemek yemeye çağrılıyor. Bakan o görüşmeyi şöyle aktarıyor: “Ona zaman ayırıp onu
dinledim. Çünkü sadece benim gibi düşünenlerin değil, aykırı düşünenlerin de bakanıyım. Bakanı değil, aslında ağabeyiyim. Bakan-öğrenci formatında değil, ağabeykardeş gibi konuştum.” Öğrenci ise görüşmeyi bambaşka anlatıyor: “Bakan neden protesto ettiğimizi sordu. Yeni YÖK yasa taslağının yanlış olduğunu anlattık. Ama bizi dinlemedi. Bakan’ın iyi niyetli olduğuna inanmıyorum. Bana, ‘Neden yaptın?’, ‘Bir daha yapma’, ‘Sen üniversite öğrencisisin, ilerde iş bulmaya çalışacaksın’ gibi şeyler söyledi sürekli. Söylediklerimi asla dinlemedi.” Her iki taraf yine abartmış diyorum, çünkü:

Öğrenci, “Protesto nedenimizi anlattık, ama bizi dinlemedi” demiş. İyi de bir politikacı hep konuşur, gerçek anlamda karşısındakini asla dinlemez.
Tüm politikacıların doğası böyledir. Bunu bir üniversite öğrencisinin bilmesi gerekir. Ve bu durumu fazla abartmaması.

Haberin Devamı

Bakan’ın ise abikardeş formatını abarttığı görülüyor. “Neden yaptın çocuğum, bir daha yapma” öğüdünü fazlaca kullanarak... Oysa karşısındaki ilkokul
değil, üniversite öğrencisi. Nasıl derler, “kazık kadar adam” sonuçta.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları