Eski bir dostu kaybettik

KERİMAN ULUSOY CARON, 13 Mart günü Paris’te Montparnasse Mezarlığı’nda ebedi uykusuna bırakıldı. 7 Mart günü yaşama veda etmişti.

Yıllar önce Hürriyet Yayınları’nda onunla birlikte çalışmıştım, güler yüzlü, aydınlık bakışlı biriydi. Ses tonu insana huzur verirdi.

Oyunculuğunu gerek tiyatroda gerek sinemada izledim. Sanki tanışıklığa coğrafi uzaklık ara vermemişti.

Yıllar sonra çeşitli yerlerde, çeşitli vesilelerle, Türkiye’de, Paris’te karşılaştım.

Tiyatro ve sinema dünyasının çeşitli kademelerinde başarılı çalışmalar yaptı. Yurtdışında bizim sinemamızın tanınması için çabalar gösterdi, başarılı oldu.

Aslında Türk sinemasının gönüllü elçisiydi ama bu elçiliğin somut sonuçlarını sağladı.

Keriman Ulusoy Caron, 1941 yılında İzmir’de doğdu, İzmir İktisat Fakültesi’nde okudu, İstanbul’da Can Yücel, Bige - Kuzgun Acar, Mehmet Ulusoy ile kurduğu İşçinin Tiyatrosu’nda oyunculuk yaptı. 1972 yılında Paris’e yerleşerek tiyatro çalışmalarını orada sürdürdü, Mehmet Ulusoy ile birlikte Tiyatro Liberte’yi kurdu.

2002 yılında geçirdiği beyin kanaması sonucu felç oldu, eşi mimar Jean Pierre ve oğlu Nil Caron’la evinde yaşadı.

UÇAN Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nin, yönetmen Bilge Olgaç adına düzenlediği Başarı Ödülleri’nin ilkini alan 6 kadından biri olan sanatçı, 2003 yılında, hasta olmasına rağmen ödülünü almak için Ankara’ya gelmişti.

1979 yılında Hazal filminde rol aldı.

14 Numara filmindeki rolüyle 22. Antalya Film Festivali’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandı.

Sürü, Dilan, Çocuklar Çiçektir filmlerindeki oyunculuğu övüldü.

Yurtdışındaki çalışmalarıyla sinemamızı, yönetmenlerimizi, oyuncularımızı tanıttı.

ARTE televizyonu için Sinema Türk belgeselinin yönetmenliğini üstlendi.

Sinemanın 100. yılı nedeniyle yaptığı, Türkán Şoray Belgeseli, bütün dünyada gösterildi.

Nuri Bilge Ceylan’ın Mayıs Sıkıntısı filminin dünya dağıtımını gerçekleştirdi, film dünya pazarına en çok satılan Türk filmi oldu.

* Ê*Ê *

KERİMAN ULUSOY CARON’u tanıyanlar, meslektaşları onun başarısını, çabasını bilirler.

Ama ne yazık ki, yurtdışındaki başarılar, her zaman Türkiye’ye önemi oranında yansımaz.

Ben, biraz da bu yazıyı bu amaçla yazdım.
Yazarın Tüm Yazıları