Esat Yılmaer: Gerçek Türkiye

Güncelleme Tarihi:

Esat Yılmaer: Gerçek Türkiye
Oluşturulma Tarihi: Haziran 28, 1999 00:00

Esat YILMAER
Haberin Devamı

Litvanya şokundan sonra Almanya maçı bizim için çok önemliydi. Eğer Paris bileti almak istiyorsak, bu maçı mutlaka kazanmak zorundaydık. Maç öncesi, çocukların hepsi çok inançlıydı. Ağızlarından, ‘‘Kazanacağız’’dan başka hiçbir laf çıkmıyordu. Ve sonunda çıktılar, gerçek bir Türk takımı gibi oynayıp, Almanya'yı rahatça yenmeyi başardılar.

Hepsine koskocaman bir bravo. Türk Milli Takımı uzun ama hareketsiz olan Almanya'yı öncelikle iyi savunma yapıp durdurmayı, sonra da fast-break sayılarıyla bitirmeyi planlamıştı. Maç başlar başlamaz, istediğimiz savunmayı hemen yerine oturttuk.

Murat, Almanlar'ın NBA patentli oyuncusu Nowitzki'yi sahadan siliverdi. Mirsad canla başla savaşırken, Hüseyin yine çember altında kozumuz olarak ortaya çıktı. Ufuk her geçen gün daha iyi oynarken, dünkü maçta 9 ribaunt alarak herkesi şaşırtan genç oyun kurucumuz Kerem Tunçeri hiç tartışmasız bu turnuvanın en iyi play-maker'larından birisi. Kerem takımın ne zaman hızlanması, ne zaman da yavaşlaması gerektiğini ayarlarken sanki yılların tecrübesini taşıyor gibi.

Son derece iyi savunma yapıp, ribauntlarda bizden uzun Almanlar'a belirgin bir üstünlük sağlayan takımımız, oyunun kontrolünü iyice eline geçirdikten sonra bir ara hücum temposunu yitirdi. Bu da Almanlar'ı biraz umutlandırdı. Ancak turnuvanın en iyi savunma yapan takımlarından biri olan Türkiye'yi yenmek, bu Alman takımı için o kadar kolay değildi.

Nitekim ikinci yarıda büyük bir özveriyle oynayan İbrahim sakatlığına karşın sahaya çıkıp, öyle bir savunma yaptı ki, Alman takımının işi bitiverdi. Tabii takıma hareket katan, ribauntları toplayan, skor yapan ve savaşçı kişiliğini ön plana çıkaran Mirsad'ı da unutmayalım. Kerem yine klasını sergileyen isim olurken, faul problemine giren Hüseyin'in yerine sahaya sürdüğümüz Asım çember altında Almanlar'a öyle darbeler indirdi ki, teslim olmaktan başka çareleri yoktu. Dengeli ve hırslı savunmamız akıllı hücumla da birleşince, yürekli oynamayı yeniden hatırlayan millilerimiz koşarcasına galibiyete gittiler.

İnançlı olduğu zaman, yüreğini sahaya yansıttığı zaman gerçek bir takım kimliğine bürünen millilerimizin bundan sonra da aynı hızla yollarına devam edeceğine ve Paris'te de iyi işler yapacağına tüm yüreğimle inanıyorum.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!