Ertuğrul Özkök: Noel gibi bir Ramazan Bayramı

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

GEÇEN pazar günü Dubai'nin en büyük alışveriş merkezlerinden birinde dolaşıyorum. Yıllardır kafamı kurcalayan bir sorunun cevabını orada bulduğumu sanıyorum.

Her yıl aralık ayında kendi kendime şu soruyu sorarım:

VİTRİNDEKİ HİLAL

Hıristiyan dünyası aralık ayını dostluk, komşuluk ve barış duygularının yükseldiği, insanların birbirine hediyeler aldığı, ekonomik açıdan canlı bir dönem haline getirmeyi başarmış.

Acaba biz Müslümanlar, neden ramazan ayını ve sonundaki Şeker Bayramı' nı böyle bir iklime dönüştürmüyoruz?

Hatta tam aksine, neden ramazanı hayatın durduğu, ölümün hayata egemen olduğu bir iklimle geçiriyoruz?

Meğer dönüştürmeyi başaran bir Müslüman ülke varmış.

Dubai'nin en büyük alışveriş merkezlerinden üçünü gezdim.

Hiçbirinde Noel Baba yoktu.

Ama bütün vitrinler, ramazan ayı ve bayramı üzerine hazırlanmıştı.

Ünlü marka saatlerin satıldığı bir mağazanın vitrinine bakıyorum.

Vitrinin en altından üstüne kadar yükselen mavi bir zemin üzerine yıldızlar ve bir ay yerleştirilmiş.

Ay, bizim Mavi Jean reklamındaki hilale benziyor.

Çarşı, Noel dönemindeki herhangi bir Avrupa ülkesinin mağazasından bile daha güzel.

Ramazan ayı ve bayramını konu alan vitrinler öyle bizdeki gibi, iki minare arasına çekilmiş mahya klişesine takılıp kalmamış.

Yaratıcı bir pazarlama dehası, İslam'ın modern ekonomiyle buluşmasını çok güzel harmanlamış

Bu, Dubai'ye ilk gidişimdi.

Bu emirlik hakkında daha önce bazı şeyler okumuştum.

DİBİMİZDEKİ MİAMİ

Ama orada Amerika Birleşik Devletleri'nin Miami şehrini andıran bu kadar modern bir yerleşim düzeniyle karşılaşacağım aklımdan bile geçmemişti.

Yılbaşı gecesini, bu ülkenin artık afişi haline gelmiş otelinde geçirdik.

‘‘Burj al Arap’’ Oteli, karadan 300 metre ileride suni olarak inşa edilmiş bir adanın üzerine kurulmuş.

Bana anlatıldığına göre 1 milyar 200 milyon dolara mal olmuş.

İlk bakışta insana çok pahalı ve kendi kendini asla amorti edemeyecek ölü bir yatırım gibi geliyor.

Ama İngilizlerin milenyum için inşa ettikleri Doom'un da bu fiyata mal olduğu ve tam anlamıyla finansal bir fiyaskoya dönüştüğünü düşünürsek, burası daha mantıklı görünüyor.

Yılbaşı için hem bu otelin içine, hem de tam karşıdaki plajın üzerine balo mekánları hazırlanmış.

Biz içerideydik.

Ancak saat 24.00'ü gösterirken, hayatımda gördüğüm en muhteşem havai fişek gösterisi başladı.

Herkes dışarı çıktı.

Otelin ön yüzüne ışıklı bir düzenle, İngilizce olarak ‘‘Happy New Year 2001’’ (Mutlu Yıllar) yazısı yansıtılmıştı.

Otelin ve plajın her tarafından orkestra sesleri geliyordu.

İnsan, bir İslam ülkesinde, hem de Arap bir Müslüman ülkede olduğuna inanamıyordu.

GÜLEN İNSANLAR

Otellerde çalışanların, taksilerdeki şoförlerin, alışveriş merkezlerindeki satıcıların hemen hepsi çok güler yüzlü ve nazikti.

Orada kaldığım dört gün boyunca sokakta tek bir polis memuruna rastlamadık.

Ama gece yarısı saat 3.00'te bile bütün sürücüler sarı ışıkta bekliyordu.

Genç Arap kızları, artık çok karılılığa isyan ediyorlarmış.

Genç kuşakta dört karılılık devri neredeyse kapanmış.

İsteyen kız, istediği gibi giyiniyor.

Ayrıca çalışan kadın sayısında müthiş bir artış varmış.

Dubai'nin serbest bölgesi de giderek büyüyor.

Burada yeni bir Amerika doğuyor.

LİBERAL ŞEYH

Bizim Mersin Limanı, inanılmaz engellemeler ve akılsızlıklar yüzünden her geçen gün biraz daha gerilerken, Dubai yıldırım hızıyla büyüyor.

Sakın kimse çıkıp bana, ‘‘Ama onların petrolü var’’ gibisinden saçma sapan gerekçeler göstermesin.

Petrol, belki başka Arap emirlikleri için çok önemli olabilir.

Ama Dubai'nin gözü, serbest ticaret ve turizmde.

Ve inanın, bizim 1980'lerde geçirdiğimiz ekonomik zihniyet devriminin bile ötesine geçmişler.

Orada bir Arap rönesansı doğuyor.

Başında da liberal ekonominin ne olduğunu bilen bir şeyh var.

Yazarın Tüm Yazıları