Ertuğrul Özkök: Çöplük çocukları

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

DÜN sabah Ankara büromuzun istihbarat servisine doğru yürürken, koridorda yaşları 14-15 civarında çocuklarla karşılaştım.

Çocuk diyorum çünkü henüz genç bile diyeceğim yaşta değiller.

Yarısı kız, yarısı erkek.

Yüzleri pırıl pırıl. Hepsi güzel çocuklar.

ÇOCUK MECLİSİ

Özel Aykan Koleji, Çocuk Meclisi üyeleriymişler.

Ankara'daki çöplük için çevre eylemi yapıyorlarmış. Seslerini duyurmak için Hürriyet Ankara yönetici ve yazarları ile görüşmeye gelmişler.

Bir süre onlarla sohbet ettim.

Hepsi heyecanlı, hepsi bir şeyleri değiştirmeye kararlılar.

Aynı saatlerde ANÇEVA (Ankara Valiliği Çevre Koruma Vakfı) üyesi çocuklar da Güven Parkı'nda çöp toplama eylemi yapıyorlarmış.

Ellerindeki pankartlarda şu slogan yazılıydı:

‘‘Çöplük kapatılsın, üzerinde güller açsın.’’

Çocuk masumiyetini ve saflığını yansıtan güzel bir slogan.

ANÇEVA, 20 ilkokulun öğrencilerini bir araya toplayan bir vakıfmış.

Ankara Hürriyet'in okur girişimi bölümünün yetkilisi, tecrübeli gazeteci Sezai Bayar'la konuşuyorum.

Faks ve e-mail'lere cevap vermeye yetişemediğini söylüyor.

‘‘Özellikle kadınlar’’ diyor.

En çok reaksiyon onlardan geliyormuş.

Tabii bir de çocuklar ve gençlerden.

Türkiye'nin tabanında müthiş bir sivil inisiyatif gelişiyor.

SEFİRELER

Ankara'da bu girişim üç hafta önce, büyükelçi eşlerinin Mamak çöplüğüne yaptığı baskın eylemi ile hareket kazandı.

ABD ve Yunanistan büyükelçilerinin eşlerinin başını çektiği hareket, Ankara'da bir anda inanılmaz bir çevre hareketinin ateşini yaktı.

Bunu Mogan ve Eymir göllerinin kurtarılması için yapılan eylemler izledi.

Çevreciler şimdi Mamak çöplüğü eylemini başlatan büyükelçi eşlerine Ankara'nın küçük birer fahri hemşerilik beratı ve anahtarını vermeye hazırlanıyorlarmış.

Dünya değişiyor.

Bundan çok değil, 10 yıl önce yabancı diplomat eşlerinin yapacağı böyle bir eylem diplomatik çevrelerde hiç de iyi karşılanmazdı.

Hatta ‘‘İçişlerine karışma’’ olarak bile değerlendirilebilirdi.

Ama küreselleşen dünyada artık şehirler, ‘‘o anda’’ orada yaşayan herkesin varlığı olarak kabul ediliyor.

Yani o şehirde geçici olarak yaşayan insanların da, hatta turist olarak gelen insanların da oralarda hakkının bulunduğu kabul ediliyor.

Nitekim Avrupa Tarım, Çevre ve Tüketici Koruma bölümü yetkilisi Frederic Delport da çöplüğe giderek bir anlamda bu eyleme destek vermiş.

DÜNYA VATANDAŞLARI

Son zamanlarda bana en büyük heyecanı veren sivil hareket bu oldu.

Ağızlarındaki bağlarla çöplüğe giden büyükelçi eşleri, bana göre 21'inci yüzyıl kozmopolit kültürünün ve dünya vatandaşlığı anlayışının en güzel örneğini verdiler.

Hepsini bu medeni cesaretlerinden dolayı kutluyorum.

Tabii geriye bir mesele kalıyor.

‘‘Dünya vatandaşlarının’’ bu kadar uyanık, bu kadar çevre bilincine sahip olduğu bir Türkiye'de, bu şehrin yerleşik hemşerileri pasif seyirciler olarak kalabilir mi?

Ben eski bir Ankara hemşerisi olarak, pasif kalmaktan fevkalade rahatsız olurdum.

İtiraf edeyim oluyorum da...

Murat Karayalçın Ankara belediye başkanıyken, sık sık bir araya gelip ‘‘Ankaralılık’’ duygusunu tartışırdık.

Daha doğrusu, böyle bir duygunun eksikliğini hisseder, bunu nasıl yaratabiliriz diye düşünürdük.

DÖNMEK KEYFİ

Ben bir İzmirli olarak, yaşadığım bu yeni şehri çok sevmeme rağmen, niye bana ‘‘oraya ait’’ olduğum duygusunu vermediğini düşünürdüm.

Ankara benim gençlik hayallerimin ve duygularımın şehri.

Bana hayatımın çok güzel duygularını, dostluklarını, yol arkadaşlıklarını veren şehir.

Yahya Kemal'in aksine, ‘‘Bu şehirden İzmir ve İstanbul'a dönmek’’ kadar, buraya gelmekten de müthiş keyif aldım.

Bir dönem, ‘‘yazlarımın bile müthiş şehri’’ oldu.

İşte şimdi o şehrin çocuklarında bu güzelliği ve heyecanı görünce inanın çok mutlu oldum.

Yazarın Tüm Yazıları