Ertuğrul Özkök: Bir havalimanı hikayesi

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Bir havaalanı inşaatının bize vermesi gereken çok önemli bir ders olmalı... İşte basit bir karşılaştırma.

Atatürk Havalimanı inşaatını yüklenen konsorsiyum, 29 Ekim'de açılışı yapmak için büyük çaba harcıyor.

Bunu başarırlarsa, bu çapta bir tesis bir yıl gibi müthiş bir hızla tamamlanmış olacak.

NE ÖNEMİ VAR

Bunun ne önemi var diyebilirsiniz...

Çok var.

Yaşadığımız bölgede Atatürk Havalimanı'nın en büyük rakibi Atina.

Atina Havalimanı, şu ana kadar bizim İstanbul, Ankara, Dalaman, Adnan Menderes ve Antalya havaalimanlarının hepsinden daha düşük kalitede ve kapasitede bir havalimanıydı.

O nedenle İstanbul son 15 yıl içinde müthiş bir atak yaparak Atina'yı bölgeden silmişti.

Ancak yapılan son yatırımlarla Atina Havalimanı atak yapmıştı.

Bu atakla İstanbul'u geride bırakma riski doğmuştu.

Bu olayı neden anlatıyorum?

Türkiye, bundan 12 yıl önce İstanbul Atatürk Havalimanı'nın kapasitesinin yeterli kaldığını görmüştü.

Ama devlet bu işi kendi başına yapmaya kalkıştığı için 11 yıl boyunca ihale sonuçlanamadı ve inşaat başlayamadı.

Neticede Türkiye altın değerinde 12 yılını kaybetti.

Sonuçta bu işi yap-işlet-devret modeli ile yapmaya karar verip ihaleyi sonuçlandırdı.

Netice...

On bir yılda kararı verilemeyen bir inşaat bir yıl gibi kısa bir sürede tamamlanıyor.

69 KİŞİ

Soruyorum.

Bundan alınacak hiç mi ders yok?

Özelleştirmeye karşı haçlı seferi düzenleyen zihniyete sesleniyorum.

Ülkenizden bu kadar mı nefret ediyorsunuz?

Atina'nın eline geçmek üzere olan bir üstünlüğü son anda yine Türkiye'de bırakmak için olağanüstü çaba gösteren bu insanlara bu kadar mı gareziniz var?

Özelleştirme karşıtı fanatiklere vereceğim başka örnekler de var.

Yeniköy Elektrik Santralı'nı National Power adlı yabancı bir şirket işletiyor.

Bu santralda tam 1700 kişi çalışıyor.

Aynı şirket İskoçya'da aynı kapasitede bir elektrik santralını da işletiyor.

Orada kaç kişi çalışıyor biliyor musunuz?

Sadece 69 kişi...

Soruyorum. Kim beceriksiz? 69 kişinin yaptığı aynı işi 1700 kişi olarak yapan Türk insanı mı?

Yoksa orada 1700 kişiyi istihdam eden zihniyet mi?

1700 kişiye iş imkánı sağladığınızı düşünüp rahat mı ediyorsunuz?

KİM BECERİKSİZ

Yoksa bu yükü yüz binlerce insanın sırtına yüklediğiniz için uykularınız mı kaçıyor?

Hangisi?

Cevabı verin.

Bunlardan biri ekonomik, öteki popülist.

Türkiye'de bazı kişiler hálá özelleştirmeye karşı mantık dışı bir mücadele veriyor.

Neymiş, Türkiye'de özelleştirme ihalelerine katılan yabancıların ‘‘uluslararası tahkim’’ istemeleri ulusal egemenliğe karşıymış.

Niye karşı oluyor?

Türki cumhuriyetlerinde yatırım yapan Türk şirketleri uluslararası tahkim istemiyor mu?

İstemese akıllarına şaşarım.

Çünkü ekonominin kuralları Türkiye'de de, dışarda da aynıdır.

Netice...

HİZMETE DEVAM

Küçük bir anekdotla bitireyim.

1990'lı yılların hemen başında Yunan gazetelerinden birinde bir yazı çıkmıştı. Yunanlı gazeteci, Kapadokya'dan Ankara'ya gelirken yolda araç telefonu ile Atina'daki eşi ile konuşmuştu.

‘‘Türkiye bizi geride bırakmış. Biz Atina'da iki semt arasında konuşamazken burada Anadolu'nun ortasından konuşuyorsunuz’’ diyordu.

Ya bugün?

Yunan Telekom'u Avrupa'nın en güçlü telekomlarından biri haline geliyor.

Çünkü parça parça özelleştiriliyor.

Bizim durumumuz ise ortada...

Anti-özelleştirme fanatikleri milletlerine ‘‘Böyle hizmet etmeye’’ devam ediyorlar.



Yazarın Tüm Yazıları