Erkek çocuklarının ilgi alanları

Oğlum 4.5 yaşını doldurmak üzere. Yaklaşık 1 yaşından bu güne değin çeşitli ilgi alanları oldu. Bazen bu ilgi alanları neredeyse tutku boyutunda bir takıntıya dönüştü. Bu sayede ben de bir kadın olarak, ilgimin sıfırın altında olan pek çok konuda bilgi sahibi olmuş oldum.

Haberin Devamı

Herşey önce gezegenlerle başladı. Ata’ cık uzayla ilgili herşeyi büyük bir heyecanla takip edince bu ilgilisini desteklemek istedik. Youtube’ tan videolar izliyor, devasa yıldızlara, güneş sistemine ait görüntüler izledikçe coşuyordu. Güneş sistemi ve Samanyolu galaksisi ile ilgili bilgilerim vardı ama çeşitli takım yıldızlarının isimlerini ve devasa yıldızların isimlerinin çoğunu bilmiyordum mesela Canis Majoris. Şimdiye değin evrende rastlanan çapı en geniş yıldızmış.
Bunu öğrenince hayatımda ne değişti? Pratikte hiçbir şey değişmedi. Fakat bir gün Antares yıldızı ile ilgili bir yazıya denk geldiğimde dikkatimi çekti ve okumaya başladım, vesaire…
Derken birgün evin yanında bir inşaat başladı. Ata’ nın ilgisi kozmozun derinliklerinden birden yeryüzüne indi ve iş makinaları sevdası başladı. O güne değin biri bana bu hangi iş makinası sorusunu sorsa, itiraf ediyorum, çoğuna “kepçe” der geçerdim. Fakat yine aynı şey oldu, ilgisini desteklemek isteyince makine mühendisliğe giriş dersini tamamlamış kadar oldum.
Benim “kepçe” dediğim şeyin meğer onlarca çeşidi varmış. Hem o kepçe değil “ekskavatör” müş. Forklift, bachoe gibi daha önce adını hiç duymadığım şeylerin çalışma yapılarını, paletlerini, motorlarını, yüksekliklerini ve diğer fonksiyonel özelliklerini kaptım.
Ne işime yaradı? Hiç. Ama günün birinde bir bilgi yarışmasına katılırsam ve bana hangi iş makinası taş kırmaya yarar sorusunu sorarlarsa, yanıtım şimdiden hazır: impact hammer.
4 tarafımız iş makinalarıyla çevrili bir şekilde günlerimiz geçiyorken birden dinozorlar çağına geçeceğimizden habersizmişiz meğer.
Hayatımın son 2 yılı daha önce adını hiç duymadığım Tria, Jura ve Kretase dönemlerinde yaşayan vahşi ve ot obur Dinolarla ilgili kitap okumak, belgesel izlemek ve Ata’ nın istediği dinozoru oyuncak raflarından bulmakla geçiyor.
Hediye gelen dinozorlar, marketten, oyuncakçıdan ve benzeri yerlerden aldığımız dinozorlar yan yana gelince en son bu kadar kalabalık bir sürüyü dünya bundan 65 milyon yıl önce görmüş olabilir diye düşünüyorum.
Zaten en sonunda raflardan oluşan bir üniteyi “dinozor müzesi” haline getirdik. Yaşadıkları dönemlere, etobur veya otobur özelliklerine göre ayırdık.
Şimdilik ziyaretçi sayımız 2. Ancak ilerleyen günlerde bunu %100 arttırmayı hedefliyoruz.
Bu ara hayatımızda köpek balıkları, böcekler, sürüngenler ve vahşi hayvanlar var. Bir ara yastığının altından sevimli(!) böcekler, sürüngenler çıkmaya başladığında bu durumun nereye varacağını düşünmeye başladım. Son birkaç gündür uçan arabalarla ilgili sorular soruyor. Ufak çaplı bir araştırma yapsam iyi olacak gibi bir his var içimde.
Hayvan sevgisine sahip olmasına bayılıyorum ama vahşi yaşama böylesine takılması bana biraz tuhaf geliyor. Eh, ben de kendimce tuhaf bulmakta bir kadın olarak haklı olduğumu düşünüyorum.
Böyle giderse ben hem gökbilimci, hem paleontolog, hem makine mühendisi, hem arkeolog, hem entomolog (böcek bilimci) hem veteriner, hem de herpertolog (sürüngen bilimci) olma yolunda emin adımlarla ilerleyerek, hem kuaför, hem aşçı, hem oyuncak tamircisi, hem animatör, hem ütücü hem de stil danışmanı ünvanlarıma yenisi ekleyebileceğim.
Oh! Hayat budur işte...

Yazarın Tüm Yazıları