Erez: Adam gibi bir lider çıksın, peşine düşeyim...

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

Trabzon' da önceki gün ‘‘siyasetin adam gibi adamlar’’ tarafından yapılması için herkese ‘‘Artık sahaya inin’’ çağrısında bulunan Sanayi Bakanı Yalım Erez'in dün evinde telefonları susmak bilmiyor.

Politikacı, işadamı, dernek-oda başkanı, sendikacı, gazeteci hemen her kesimden arayanlar, sözlerinden dolayı kendisini kutluyor.

Erez, bu trafik içinde şunları söylüyor:

‘‘Demek tribünden sahaya inilmesi gerektiğine herkes inanıyormuş...’’

Erez, bugün yapılacak Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Genel Kurulu'nda da aynı sözlerini tekrar edeceğini vurguluyor.

Ankara kulislerine dün şu iki soru hâkim oluyor:

‘‘Neden bu çıkışı yaptı? Yeni bir siyasi oluşuma mı gidiyor?’’

Erez, bu sorulara şu karşılığı veriyor:

‘‘Ben önde gideyim demiyorum. Yan yana, omuz omuza, birbirimizin ayakkabısını giyerek yürümemiz gerektiğini söylüyorum. Nereye yürüyeceğimizi de bilelim, değişimi başlatalım diyorum.’’

ARKASINA DÜŞERİM

Liderlik arayışı içinde olup olmadığı sorusuna ise, ‘‘Adam gibi adamların siyaseti yürütmesi gerektiğini’’ bir kez daha vurgulayarak şöyle karşılık veriyor:

‘‘Eğer bu yürüyüşte biri lider olacaksa ben arkasına düşmeye hazırım. Ama yeter ki değişimi başlatsın. Herkes 'Evet böyle olmalı' diyor, sonra bir kenara çekilip seyretmek istiyor. Böyle anlayış olmaz...’’

2'NCİ LİGDELER

Değişimi yakalamak için Türkiye'nin insan potansiyelinin bulunduğundan söz ediyor. Ancak, içinde bulunduğu yıpranmışlık dolayısıyla herkesin siyasetten kaçtığını belirtiyor, ardından ekliyor:

‘‘İşadamımızla, müteahhidimizle, turizmcimizle birinci ligde oynuyoruz. Ama devlet yönetiminde hep 2'nci ligdeyiz. Türkiye'nin sorunu bu...’’

Ardından ekliyor:

‘‘Bakın turistik tesislere. Tesisi yapanından işletenine kadar hepsi Türk. Türk müteahhitlerinin yurtdışında 26 milyar dolarlık yatırımı var. İşte Beko, 4 milyon televizyon üretiyor. Almanya'nın en büyük firmaları ile kendi ülkelerinde rekâbet ediyor...’’

Bu sözlerin ardından bugünkü liderlere de eleştirisini getiriyor:

‘‘Ülkeyi beş kral yönetiyor...’’

Türkiye'nin bugünkü siyasi anlayıştan kurtulması için ‘‘sivil toplum örgütlerinin’’ harekete geçmesi gerektiğini vurguluyor.

Ülkenin, 28 Şubat sonrasında ortaya çıkan sıkıntıdan beş sivil toplum örgütünün birlikte hareket etmesiyle kurtulduğunu hatırlatıyor.

BUNDAN SONRAKİ HEDEFİM

Erez, bundan sonraki hedefini de şöyle anlatıyor:

‘‘Sendikalarıyla, dernekleriyle, barolarıyla bütün sivil toplum örgütlerini yanyana gelip, illerine, beldelerine sahip çıkmaya çağırıyorum. Nasıl 28 Şubat sonrasında beş sivil toplum örgütü biraraya gelip ülkeye sahip çıktı, şimdi de sivil toplum örgütlerinin biraraya gelip illerine sahip çıkmaları gerekir. Bunu sağlamak için çaba göstereceğim.’’

Bu hareket yeni bir siyasi oluşumu getirir mi? 1983'te Turgut Özal'ın başlattığı hareketin bir benzeri olur mu? Kamuoyunun beğenisini kazanan 25 milletvekili bir araya gelip, ‘‘biz de seninle yürüyoruz’’ der mi?

Erez, bugünden bu konulara girmek istemiyor. Ancak, ihtilaller ve ölüm dışında da, başarısız parti liderlerinin değişebileceği, seçim kaybeden il, ilçe başkanının on yıl koltukta oturamayacağı zihniyetinin filizlerini ekiyor.













Yazarın Tüm Yazıları