Ercan Kumcu: Ekonomik istikrarda İsrail deneyimi






Ercan KUMCU
Haberin Devamı

İSTİKRAR arayışında İsrail'in yaşadığı deneyimler her zaman gündeme gelir. Bunun iki ana nedeni var. Birincisi, İsrail, istikrar programının sonuçları açısından büyük ölçüde başarılıdır. İkincisi, İsrail'de sağlanan ekonomik istikrar diğer ülke örneklerine göre daha kalıcıdır.

1970'li yıllarda yükselen enflasyon 1980'lerin başında hiperenflasyona dönüşmüştür. İstikrar programı 1985 yılında hiperenflasyonu durdurmaya yönelik olarak hazırlanmıştır. Kısa sürede enflasyon yüzde 20'lere indirilebilmiştir. Fakat, İsrail'in kalıcı bir istikrar için verdiği mücadele çok daha uzun sürmüştür.

1986 yılında enflasyonun yüzde 20'lere indirilmesinden sonra bir rahatlama yaşanmış ve 1992'ye kadar enflasyon yüzde 20 civarında dalgalanmıştır. Enflasyona ikinci darbe 1992'de vurulmuş ve 1997'ye kadar enflasyon yüzde 10 civarında dalgalanmıştır. Enflasyona son darbe ise 1997 yılında gerçekleştirilmiş ve 2000 sonu itibarıyla enflasyon yüzde 1.5'e düşmüştür. Yani, İsrail yaklaşık 15 yıldır enflasyonla mücadele etmektedir.

İsrail deneyiminden bizlerin de öğreneceği çeşitli dersler vardır:

1. Enflasyonu tek haneye indirmek uzun soluklu ve kararlılık isteyen bir mücadeledir.

2. Enflasyonu düşürmek giderek zorlaşan bir mücadeledir.

3. Hükümetlerin zor dönemlerde cesur kararlar alabileceğine toplum inanmalıdır.

4. İstikrarı sağlamanın en önemli parametrelerden ikisi kısa dönemde büyük miktarda dış mali yardım sağlanabilmesi ve istikrarlı bir kur rejimidir.

5. Enflasyonla mücadelenin başında büyümeden feragat etmek gerekir.

İsrail enflasyonu yüzde 20'lere indirdiğinde büyümeden de feragat etmek zorunda kaldı. Enflasyon yüzde 10'a indiğinde büyüme hızlandı. Vurulan son darbe ile enflasyon tek haneli rakamlara indirildi, ama büyümeden bir kez daha fedakárlık etmek zorunda kalındı.

İSTİKRARSIZLIK DÖNEMİ

Dünyada petrol fiyatlarının fırlaması ve Yom Kippur Savaşı 1977'de ekonomik büyümeyi hızla yavaşlatır. Azalan gelirlere rağmen kamu harcamaları kesilemez, aksine artırılır. Düşen verimliliğe rağmen reel ücretler hızla artar. Ücretlerin enflasyona endekslenmesi, kurların enflasyon paralelinde götürülmeye çalışılması ve döviz mevduat hesaplarının açılmasına izin verilmesi gibi uygulamalar para politikasının etkinliğini azaltır. 1977 yılından sonra İsrail'de aylık enflasyon yüzde 30'ları aşar.

1985-91 DÖNEMİ

1985'te uygulamaya konulan istikrar programı, enflasyonun kökünü kurutmayı amaçlıyordu. Programın başlıca uygulamaları şunlardı:

Kamu harcamalarını azaltmak için gıda, taşımacılık gibi sektörlerle ihracat kredilerine mali destekler kesildi. Savunma harcamaları kısıldı.

Gelirleri artırmak için yeni vergiler getirildi. Serbest meslek gelirleri üzerine geçici bir vergi kondu.

Yabancı yardımlar artırıldı. İsrail'in o dönemde Amerika'dan aldığı yardım yıllık olarak milli gelirlerinin yüzde 3'üne eşitti. 1984 yılında milli gelirin yüzde 13'üne çıkmış olan kamu kesimi açığı 1985 yılının ikinci yarısında yarıya düşürüldü. Bütçe dengesi 1986 yılında fazla verdi.

Para politikası etkinleştirildi. İsrail Merkez Bankası mevduat munzam karşılıklarını ve reeskont oranlarını yükseltti. Döviz mevduat hesaplarında asgari vade bir yıl olarak saptandı. Yeni Merkez Bankası Kanunu çıkarıldı, dış krediler için kullanılabilecek köprü kredileri dışında bütçe finansmanı için borçlanma yasaklandı. Hazine bonolarının alışverişi kolaylaştırıldı.

Programın başında yüzde 25 devalüasyon yapıldı ve sabit kur rejimine geçildi. Şekel dolara karşı, bir dolar 1.5 şekel olacak şekilde sabitlendi.

Makro ekonomik dengelerde sağlanan iyileşme paralelinde enflasyonist baskıları azaltabilmek için ‘‘gelirler politikası’’ hayata geçirildi. Ücretlerin dondurulması gündeme geldi. İşçi kesiminden gelen muhalefet sonucunda ücretler önce yüzde 14, bir sonraki ay da yüzde 12 artırıldı. Daha sonraki üç ayda ücret zammı yapılmayacağı açıklandı. Başta yüzde 17 artmasına izin verildikten sonra, üç ay süreyle fiyatlar donduruldu.

İstikrar programı geniş kapsamlı Amerikan yardımıyla daha da inandırıcı oldu. Yardımla kamu açıklarının finansmanı kolaylaştı, ödemeler dengesi sorununun olmayacağı kesinleşti. İsrail ordusunun Lübnan'dan çıkması hükümetin cesur kararlar alabileceğinin işareti olarak algılandı.

Yıllık enflasyon 1985 ortasında yüzde 450 iken 1986 başında yüzde 20'ye indi. İsrail'in 1985 istikrar programı en başarılı programlardan biridir.

Enflasyon düşünce siyasetçiler rahatladı. Programın mimarlarından Michael Bruno'nun deyimiyle, siyasetçiler ‘‘Artık büyüme zamanı geldi’’ diyerek politikaları gevşetti. Gelir vergileri düşürüldü. Yatırım teşvikleri artırıldı. Kamu açıkları artmaya başladı. Nominal ücretler arttı. Para politikası gevşetildi.

Sabit kur rejimi nedeniyle patlayan tüketim harcamaları sonucunda ödemeler dengesi bozulmaya başladı. 1987'nin başından itibaren kur rejimi sık sık değiştirildi ve küçük devalüasyonlar yapıldı. Sonunda, yatay bir bant içinde kurun dalgalanmasına izin verildi.

1986-92 yılları arasında enflasyon yüzde 20 civarında sıkıştı kaldı. Bir anlamda, istikrar programının ivmesi kayboldu.

1992-96 DÖNEMİ

1991 sonunda kur rejimi yine değiştirildi. Bu kez, yüzde 3 devalüasyon yapıldıktan sonra merkezi kura göre artı-eksi yüzde 5'lik bir bant içinde kalmak kaydıyla sürüklenen kur rejimine (crowling peg) dönüldü. Şekel'in yıllık değer kaybı yüzde 9'dan yüzde 6'ya kadar düşürüldü. Para politikasını güçlendiren adımlar atıldı. 1991'de çıkarılan Bütçe Açıklarını Azaltma Kanunu ile 4 yılda kamu açıklarının kapatılması öngörüldü. İlk iki yıl açıklar programın da ötesinde azaltıldı. Para politikası ciddi biçimde sıkılaştırıldı. Faiz politikası kur ayarlamalarını belirlenen bantta tutmak için değil, enflasyon hedeflemesi için kullanılmaya başlandı. Enflasyon 1992 yılına gelindiğinde yüzde 10'a düştü. 1997 yılına kadar da enflasyon bu yeni düzeyinde dalgalandı.

1997 SONRASI

1996 yılı sonunda bir başka istikrar programı daha açıklandı. 1991'de çıkarılan kanunun son iki yılında yaşanan sapmaların önlenmesi hedeflendi, başarılı da olundu. Kur bandı genişletildi. Para ve maliye politikaları daha da sıkılaştırıldı. Ekonomik durgunlukla beraber Şekel'in reel değer kazanması, artan işsizlik ve bazı yapısal reformların yapılması enflasyon beklentilerini olumlu etkiledi.

Rusya krizi sonucunda İsrail'den de yabancı yatırımcılar çıkma eğilimine girildi. Kurlar üzerindeki baskı faizlerin artırılması yoluyla önlendi. Ekonomik durgunluk devam etti. Mali politikaların gevşetilmemesi nedeniyle bir ödemeler dengesi sorunu yaşanmadı. Bu sayede, para politikasının enflasyon üzerindeki etkileri kuvvetlendi. Enflasyon hızla düştü. 2000 yılında enflasyon yıllık yüzde 1.5 oldu.

NOT: Bu yazı büyük ölçüde Stanley Fischer ve David Orsmond'un yazdığı ‘‘Israeli Inflation from an International Perspective’’ (IMF Working Paper No: 178) isimli makaleden faydalanılarak yazıldı.

Yazarın Tüm Yazıları