Enis Berberoğlu: Siyasi pozisyon






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

PİYASA hakkında yazmak tabuyla uğraşmaktır. Çünkü piyasanın hiç yanılmayacağı varsayılır. Ama nedense piyasanın ancak tam ve doğru bilgi ışığında karar sürecinde hatasız çalışacağı unutulur.

* * *

Piyasa riski pozisyon seçimiyle başlar. Hazine bonosunu seçenler, devalüasyon ve faizlerdeki panik atak ihtimalinden korkar. Borsa yatırımcısı şirket iflasından ekonomik krize kadar uzanan yelpazede tehdit altındadır. Serveti dövize çevirmenin de garantisi yoktur.

Ama rasyonel tüm pozisyon seçeneklerinde tehlike de, getiri de hesaba gelir, kıyaslanabilir. Örneğin bonoda hangi vadede ne kadar kazanacağınız bellidir, olası tehlikenin kaynağı ve boyutu da öyle. Tehlike yüksekse fiyat risk primini de içerir. Ancak eğer seçtiğiniz pozisyonda tehlike ve getiri öngörülemiyor, hesaplanamıyorsa bu işleme ‘‘risk almak’’ denilemez, düpedüz maceraya atılıyorsunuz demektir.

* * *

Piyasa oyuncuları dünkü pozisyonlarını iki gerekçeyle izaha çalıştı: 1) Fazilet'in kapatılma davası, 2) Kemal Derviş'e dönük eleştiriler.

Fazilet davası aylardır sürüyor. Dolayısıyla risk priminin mevcut pozisyonlar çerçevesinde hesaba katıldığını varsayıyoruz.

Koalisyon ortaklarının Kemal Derviş'e dönük salvo atışlarına gelince... Eğer dünkü piyasa tepkisi ağırlıklı olarak bu yüzdense gerçekten tehlikeli sürece giriyoruz demektir. Piyasanın politik pozisyon taşıması, tamamen farklı evrende gelişen dinamiklerde taraf tutması abestir.

Piyasa, döviz kurunu yükselterek Fazilet'in kapatılmasını engelleyebilir mi? Veya bonoda bileşik faizler yüzde 100'ü görürse Derviş muhalifleri susar mı? Ayrıca piyasalar Derviş'in celladı mı?

Bu ülkedeki siyasi üslubun bir gecede değişmesini beklemek hayaldir. Kemal Derviş de, rakipleri de eşit platformda konuşacak, piyasalar siyasi risk primini göz önünde tutarak işleyecektir. Piyasaların İntikam Tanrısı gibi Derviş muhaliflerine ceza kesmesi olsa olsa ekonomik programın ve yaratılan fırsatların (takas gibi) altını oyar, başka işe yaramaz...

* * *

Bu satırları fazla soyut bulanlar, geçen haftaki piyasa dedikodusunu hatırlasınlar: Sadettin Tantan'ın istifa ettiği gün kurun artmasını istemeyen bir banka, iktidarın küçük ortağına yaranmak için döviz sattı mı? Piyasanın en büyük meziyeti hatadan dönmek değil midir?

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘1996 yılında konu yargıya intikal ettiği halde; ‘Söylemez kardeşlerden rüşvet alan müdürler', ‘Müdürler yakalanırsa Susurluk aydınlanacak', ‘Müdürler neden yakalanmıyor', ‘Müdürlerin villaları', ‘Müdürler 72 yıldan yargılanıyor' gibi zaman zaman sürmanşet verdiğiniz haberlerle bizleri kamuoyu önünde suçlu ilan ettiniz. Her vesile ile de gündeme getirdiniz. İfadelerimizin bütün cümlelerini mahkemede takip edip kaydettiğiniz halde hiçbirini yayınlamadığınız gibi ispatlandığını da duyurmadınız. Yıl 2001, muhakeme sonuçlandı. Beraat. Ve kararı Yargıtay da onayladı. Ama bu haberi medya, suçladığı manşet büyüklüğünde vermesi gerekirdi. Böyle meslek içi çekişmelerden kaynaklanan suçlamalar sükûnet içinde takip edilmeli ve sonucu beklenmeliydi. Kişileri kamuoyu önünde mahkûm edip, muhakeme sonucu temiz oldukları ispatlandığında; insan haklarına saygılı, hukuka saygılı, doğru, tarafsız, dürüst haber vermeyi ilke edinen medya özür dilemesini de bilmelidir. Bu özellikleri taşıyan medyanın ve büyük devlet olmanın özelliği de sanırım budur.’’ (Deniz GÖKÇETİN, Emekli Emniyet Müdürü)

Yazarın Tüm Yazıları