Enis Berberoğlu: Pazar, pazar günü sandığa gitmezse

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Sabahın ilk ışıklarıyla geldiler... Kamyonların kasaları açıldı, pikaplar boşaldı... Domatesler, sivri biberler, kazaklar, fantezi iç çamaşırları, yazlık ayakkabılar tahta tezgáhlara yayıldı. Yeşilköy'ün geniş ve bakımlı caddeleri halkla buluştu.

Yeşilköy Pazarı, İstanbul'da her hafta kurulan 256 pazardan sadece birisi. İstanbul'da Pazarcılar Odası'nın kayıtlı 30 bin üyesi var. Ama kayıtsız esnafla birlikte toplam 50 bin kişinin pazarcılıktan ekmek yediği tahmin ediliyor. Her tezgahı*n en az 2-3 kişiye iş sağladığı göz önüne alınırsa İstanbul pazarları 100-150 bin kişilik istihdam yaratıyor.

Pazarcılar genellikle göçmen hemşeriler...

Giyim tezgáhlarına Sıvaslılar hákim... Meyve-sebze işi Bitlis ve Siirtlilerden soruluyor.

* * *

Malumdur, pazarlar hafta günleriyle anılır...

Kadıköy'ün salı, Fatih'in çarşamba, Akatlar'ın perşembe, Fındıkzade'nin cuma ve Bakırköy'ün cumartesi pazarları ünlüdür. 2 bin 400 tezgáhlık Yeşilköy pazarı da çarşamba günleri kurulur.

Demle suyun karıştığı devasa çaydanlıktan akan ılık çayı yudumlarken pazarcı esnafının ortak korkusunu dinliyoruz:

- Bizi buradan kaldıracaklar... Seçimi bekliyorlar. Yeni yerimizde tezgáh sayısı 1600'e düşecek. Yerimiz yarı yarıya daralacak...

Tezgáh deyip geçmeyin...

Bugün pazarda bir tezgáh 2-3 milyar liraya el değiştiriyor. Pazarda tezgáh sınırlarının daralması, sermayenin elden gitmesi anlamına geliyor.

* * *

İstanbul halkının káhir ekseriyeti pazardan yiyip içiyor, pazardan giyiniyor, hediyelik eşya, çanta seçiyor...

Ama ekonomik durgunluk pazara bile yansımış...

İşine kahverengi takım elbise ve kravatla gelen iç çamaşırı satıcısının anlattıkları, ekonomi dersi gibi:

- Halkta zaten para suyunu çekti. Olan da harcamıyor. Çünkü faizler çok yüksek, bankaya gidip repo yapıyor. Şimdi zengin harcamayınca ne oluyor? İnşaatlar duruyor. Amele de gelip yevmiyesiyle benden fanila-don alamıyor.

* * *

Pazarcılar taksi şoförü gibi... Her gün her çeşit müşteriye hizmet veriyor, diyalog kuruyorlar. O yüzden seçim tahminlerini almakta yarar var.

Gezdiğimiz tezgáhlardan çıkan ortak tahmin sürpriz değil: Pazara göre yarış Fazilet ile DSP arasında geçiyor. ANAP ve DYP iddialı değil.

Ama bu seçimin kazanacak partisi pusulada yazmıyor...

Umutsuzlar Partisi.

Son bir aydır kime oyunu sorsak, önce sitem dinliyoruz:

- Ne değişecek ki?

Yanıtı bizde de yok.

* * *

Seçkin çevrede son günlerde baş gösteren telaşı fark ettiniz mi bilmem. Seçim kuyruğu uzun olduğu için halkımızın sandığa gitmeyeceğinden korkuluyor. Kara mizah gibi. Sanki bu halk kuyruğa alışkın değil...

Emekli maaşı kuyruğu, halk ekmek kuyruğu, otobüs-minibüs kuyruğu, iş arama kuyruğu, köprü geçme kuyruğu başka hangi ülkenin kaderi?..

Necip milletimizin kuyruktan korkmadığını bilmem ki hazretlere nasıl anlatmalı. Zaten geçen seçim de Refah'ın gecekondulardan oy istemesine, seçim sandığının başında nöbet tutmasına pek hayret etmişlerdi. Demek ki bu seçimin mazereti kuyruklar olacak.

Kuyruklar, yaşlıları, özürlüleri korkutuyor kuşkusuz. Ama bu pazar günü pazarcı esnafı ve müşterileri sandığa gitmezse, bilin ki tembellikten değil umutsuzluk ölçüsünde kayıtsızlıktandır.

Bu arada asıl sevindiren gelişme, bu kez aydınların sandığa gitme arzusudur. Son birkaç seçimde moda, oy kullanmamaktı.

Bu kez anlaşılan sandık ‘‘in’’.



Yazarın Tüm Yazıları