Enis Berberoğlu: Özelleştirmede merkezi yapıya veto

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

MHP'nin mevcut özelleştirme sürecine itirazı iş dünyası ve bürokrasi çevrelerinde ilgiyle izleniyor... Kamuoyu MHP'ye ‘‘Değiştiniz mi?’’ diye sorarken, kanaat liderleri özelleştirmeyi merak ediyor.

Nitekim başkentten gelen ilk haberlere göre bizzat özelleştirme bürokratları MHP'nin kapısını çalarak rakam ve bilgi desteği vermeye çalışıyor, geçmiş icraatı savunuyor.

* * *

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin kullandığı özelleştirme rakamları birkaç gün önce bu köşede tartışıldı. Bahçeli'nin ifade ettiği gider rakamının çok yüksek olduğu vurgulandı. MHP Parti Sözcüsü, Ankara Milletvekili Şevket Bülent Yahnici imzasıyla gelen yanıtta, önceki teknik bir detaya dikkat çekildi: ‘‘Öncelikle belirtmek gerekir ki; yazınızda özelleştirme giderleri olarak sadece denetim/danışman, ilan, reklam, sosyal yardım zammı, tazminatlar ve erken emeklilik priminin esas alındığı, ancak kuruluşların özelleştirme kapsamına alınmasından satışına kadar olan süreçte kuruluşlara yapılan bu harcamaların yanı sıra, borç ve sermaye ödemeleri ile idari ve diğer giderlerin dikkate alınmadığı görülmektedir.’’

Bu itiraz doğrudur... Ne var ki söz konusu giderler de eklendiğinde özelleştirme hesabı yine 958 milyon dolar artıdadır.

* * *

MHP açıklamasının devamında ise özelleştirme politikasında ciddi değişimin ipuçları veriliyor... Birlikte göz atalım:

‘‘* Özelleştirme uygulamalarının bir süre için durdurulacağına ilişkin görüşümüz ise; bahsedilen yüksek maliyetlere sebebiyet vermeyecek şekilde halihazırda kapsamdaki kuruluşların özelleştirilmelerinde mesafe alınmadan 1999 yılı sonuna kadar kapsama kuruluş alınmayacağı yönündedir.

MHP'nin görüşü, bu dönemde hazırlık işlemleri tamamlanarak satış aşamasına gelmiş kuruluşların satışlarının yapılması bundan sonra da şaibesiz, şeffaf ve hızlı bir özelleştirme için yoğun bir hazırlık döneminin geçilerek mevzuata ilişkin gerekli düzenlemelerin yapılmasıdır.

Bugüne kadar yapılan uygulamalarda büyük ölçekli birçok kuruluşun (THY, TÜPRAŞ, POAŞ, Sümer Holding gibi) 10 yılı aşkın özelleştirme kapsamında tutulmasının getirdiği verimsizlik ve kaynak kaybının sorumluluğunu üstelen olmamıştır.

MHP için esas olan ülke birikimlerinin heba edilmemesi amacıyla bundan sonraki özelleştirmelerde her bir kuruluş için öngörülecek termin programları çerçevesinde işlemlerin sonuçlandırılmasıdır. Ayrıca MHP özelleştirmeyi salt bir gelir aracı değil, sosyal ve ekonomik hedeflere ulaşmanın bir aracı olarak görmektedir. ’’

* * *

Bu metnin tercümesini parti kurmayları ile birlikte yaparsak:

1) MHP KİT'lerde 1980 öncesi şikáyet edilen partizanlığın, bu kuruluşların Başbakanlık Özelleştirme İdaresi'ne bağlanması sonucunda tekele geçtiğini vurguluyor... Hatta mevcut durumu, ‘‘Dükalıkların (KİT'ler) başına özelleştirme baronluğu kuruldu’’ diye tarif ediyor.

Çok haksız sayılmazlar.

Çünkü hatırlarsınız, bu ülkenin başbakanı bile, THY yönetimine atadığı akrabasını, ‘‘Güvenecek başka adam bulamadığı’’ gerekçesine bağlamıştı.

2) MHP, Özelleştirme İdaresi'nde görev alan genç personelin bağlı KİT'lerin yönetim kurullarına atanması sayesinde kavuştukları imkánlara da dikkati çekiyor... Örneğin lojman, makam aracı gibi... Bu memurların ek avantajlarını kaybetmemek için özelleştirme sürecini geciktirme eğilimine girebilecekleri kuşkusunu taşıyor.

3) Bu yüzden satılacak her kuruluşun kendi özelleştirme işlemlerini yapması gerektiğine inanıyor.

* * *

Anlaşılan MHP'nin asıl tartışmak istediği özelleştirmedeki merkezi yapıdır... Bu yapının siyasi nüfuz ve istismara açık olduğu kuşkusu zaten toplumun hemen her kesiminde yaygındır. Umut ederiz ki reform süreci zaten geciken özelleştirmede yeni rötarlara yol açmasın.



Yazarın Tüm Yazıları