Enis Berberoğlu: Dipten gelen dalga

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Altında kaldığımız enkaz 7.4 şiddetinde tek darbenin eseri olsa canımız bu kadar yanmazdı inanın... Ama üstümüzdeki ağırlık belki düzinelerce öncü depremin birikimidir... Gündelik siyasi, ekonomik, hatta etnik darbelerle zayıflayan sistemin kolonlarına güvenmek zaten abesti... İşin hazini, hepimizin yaraları sarmak için ‘‘Devlet nerede?’’ diye aranmamız... Oysa sadece kafamızı kaldırmamız devleti bulmamıza yeterli.

Çünkü devlet tepemizdeki enkazdan başkası değil.

Susurluk devleti... Vergi toplayamayan devlet... Güneydoğu'da vatandaşını koruyamayan devlet... Arazi mafyası-hırsız belediye ikilisinin ortağı devlet. Partili müteahhitleri zengin etmek için çürük binaları görmezden gelen devlet...

Yıkılası devlet...

* * *

Dün bu köşede deprem için ‘‘doğanın kahpeliği’’ diye bir ifade kullandık.

Yanıtı Dr. Eray Aybar'dan geldi:

‘‘Yanılıyorsunuz. Doğa kahpelik yapmıyor. Kahpelik hakkı insanoğluna aittir. Ve bu hakkını kimseyle paylaşmak istemez. Aklı fikri doğayı emri altına almak, hayatın kurallarını kendi kendine koymaktır. Doğa isyan eder:

- Fay hatları üzerine yerleşmeyin. Dere yataklarına ev yapmayın.

- Benimle barışık yaşayın. Bitki örtüsünü hırpalamayın, şuursuzca ağaç kesmeyin.

Ama kim dinler doğayı. Hem o da kim oluyormuş ki insanoğlunun karşısında konuşacak. Bazen Toprak Dede'ler, erozyonla mücadele grupları, namuslu mimar ve mühendisler çıkar, ‘Durun, doğayla barışık yaşayalım' der. Ama onlar da doğanın işbirlikçileri oldukları için sözleri dinlenmeyecek hainlerdir. Hatta sesleri kısılmalıdır ki başkaları da onlar gibi olmasın.’’

* * *

ABD’den Ahmet Vatansever'in elektronik postası da, Hürriyet'in yıkılan binaların müteahhitleri için kullandığı ‘‘Katiller’’ manşetini teyit etmekle kalmayıp aynı yöndeki yayınların devamının gelmesi talebini de içeriyor:

‘‘...Türkiye'de Batı ülkelerinde olduğu gibi konut yapımının güvenilirliğini kontrol edecek bir mekanizma yoktur. Sizden ricam, böyle bir mekanizmanın oluşmasını engelleyen sebeplerin bulunması için bir yazı dizisi veya araştırmanın başlatılmasıdır. Meclis, hükümetler, hatta Cumhurbaşkanlığı'na kadar uzanan geniş bir çıkar grubunun böyle bir mekanizmayı nasıl engellediğini araştırmak kanımca üzerinde çalışılması imkánsız bir konu değildir.’’

* * *

Okur tepkileri tahmin edeceğiniz gibi bu iki mesajla sınırlı değil. Telefon hatlarındaki soruna rağmen çok sayıda okur bize ulaşmayı başardı. İnce farkları bir yana bırakırsak soru aynıydı:

- Ne yapabiliriz, nasıl yardımcı olabiliriz?

Son nefesinde üstümüze yıkılan devletin ardından okunan Fatiha anlamına gelen bu soru çok önemli...

Ve sizin de bildiğiniz gibi yanıtı bizde saklı değil...

Birlikte bulacağız.

Daha doğrusu siz söyleyeceksiniz, biz yazacağız, başkaları okuyacak.



Yazarın Tüm Yazıları