Enflasyon durur

Ege CANSEN
Haberin Devamı

Geçen perşembe günü, Aks Menkul Değerler tarafından ülkemize davet edilen Arjantin eski Maliye Bakanı, Harvard'dan doktoralı iktisatçı Domingo Cavallo'nun bir konferansını dinledik. Cavallo, kendi ülkesinde 45 yıldır süren enflasyonu durduran adam. Diyebilirim ki; hayatımda bu kadar zevkle dinlediğim başka bir iktisat konferansı olmamıştı. Size, tadı damağımda kalan bu konuşmadan, aklımın erdiği, dilimin döndüğü kadar ‘‘nokta’’lar aktaracağım.

1. Yapışkan enflasyon çok uzun yıllar sürebilir. Latin Amerika'da 50 yıl çok rastlanan bir süre. (Bizde enflasyon, bir hesaba göre 20 yılını doldurdu. Demek ki, süre bakımından sınıra dayanmış değiliz. Eğer Arjantin veya diğer Latin Amerika ülkelerinin izinden gideceksek, daha yolumuz var.)

2. Enflasyon, belli bir yüzde dolayında yıllarca devam edebiliyor. Enflasyonu ‘‘patlatan’’; onu daha yüksek bir düzleme oturtan, hatta ‘‘hiper’’ hale getiren şey, ‘‘başarısız kalmış, enflasyonla mücadele seferberlikleri’’. Benim için, konferansın en can alıcı mesajı buydu. Demek ki enflasyonun, yüksek seviyede de ‘‘stabilize olması’’ mümkün. Bu kararlılık noktasını bozan dış olay ‘‘istikrar tedbirleri’’ oluyor. Tabii, başarısız olmak şartıyla. Bu saptamayı, 1994 krizi öncesinde, Çiller'in faizleri zora düşürme ve bu yolla enflasyonu aşağı çekme gayretlerini hatırlayarak yorumlayın. Hatta günümüzde Güneş Taner'in müellifi olduğu, enflasyonu ‘‘önce üflet-sonra gümlet’’ stratejisini de bu bağlamda bir kez daha irdeleyin. Bu saptama bana, hekimliğin temel bir kuralını hatırlattı. Hipokrat, tabiplere, hasta üzerinde herhangi bir tedavi işlemine girişmeden ‘‘önce zararlı olma’’ ilkesini koymuş.

3. Enflasyon, son tahlilde ‘‘parasal’’ bir olay. İş, dönüyor, dolaşıyor ülkedeki ulusal para biriminin ‘‘para’’ olmaktan çıkmasına müncer oluyor. Ulusal para, para olmaktan çıkınca, o zaman ‘‘yeni bir para birimi’’ yaratmadan, enflasyonla mücadele etmek imkânsız hale geliyor. Bu husus, kısa süreyle devam eden veya en çok yüzde 20 yıllık enflasyona tabi ekonomilerde geçerli değil. Yeni para birimi ihtiyacı, yıllarca devam ve en az yüzde 30'lar ve daha yukarı seviyelerde seyreden enflasyonun hüküm sürdüğü ülkelerde bir zaruret oluyor.

4. Yeni para birimi, Merkez Bankası'nca değil, ‘‘Para Birimi Kurumu’’ tarafından çıkartılıyor. Arjantin'de çıkartılan ‘‘peso’’, ‘‘dolar’’ karşılığı basılmış. Halka, istediğiniz gün, istediğiniz kadar pesoyu bankaya götürün, aynı miktarda dolar alabilirsiniz denmiş. Çünkü, karşılığı dolar olmayan tek bir peso, piyasaya çıkmamış. Halkın, yerli para birimine güveni sağlanınca, ekonomi kendi parasıyla yürümeye başlamış. Pek tabii, bu operasyon için IMF ve Dünya Bankası desteği almışlar.

5. En önemlisi devlet, müsrifliğe son vermiş. Parasını bulamadığı hiçbir harcamayı ‘‘yapamaz’’ hale gelmiş. Kamu açıkları, bir bakıma kendiliğinden düşmüş. Şimdilerde, yani bu operasyonun yapıldığı 1991'den 6 yıl sonra, kamu açıkları milli gelirin yüzde 1.5 mertebesinde ve borçla finanse ediliyor. Karşılıksız para basılmıyor.

6. Halkın refahının ancak üretim ve verimlilik artışıyla, artacağına artık inanılmış. Halkın dikkati, ücret politikalarıyla ‘‘gelir dağılımını’’ değiştirmekten, daha çok ve daha verimli üretim yapalım ilkesine yönelince, ekonomiyi ‘‘daralmaya’’ (resesyona) sokmadan fiyat istikrarını sağlamak mümkün olmuş. Bu da halk desteğini sürekli hale getirmiş.

Son Söz: Parasını idare edemeyen, ülkesini idare edemez.













Yazarın Tüm Yazıları