En çok kullanılan ilk 5

Besin destekleri sağlığımızı koruyup güçlendiren doğal yardımcılarımızdır. Besinleri doğal halleri ile tüketemiyoruz.

Depolanma, taşınma ve işlenmelerinde besin niteliklerinden pek çoğunu kaybettikleri biliniyor. Diğer taraftan çevresel kirlenme, toksinler, alkol, sigara ve daha pek çok zararlı etken, bedenimizin bu ‘doğal mucizeler’e ihtiyacını artırıyor. Bu desteklerin en önemlilerine ‘ilk beş’te yer vermek istedik. Onlarla tanışmak istiyorsanız bu yazıyı dikkatle okumalısınız!

OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİ

Damarları korur, cildi gerginleştirir

Günlük destek olarak (EPA+DHA toplamı) 500-1500 mg alınması yeterlidir. Balık, ceviz, keten tohumu ve pearl tohumu doğal kaynaklarıdır. Haftada 2-3 kez balık tüketmeniz, 2-3 kez 50-100 gr kadar ceviz-fındık yemeniz ve günde 2-3 çay kaşığı taze öğütülmüş keten tohumunu salatalarınıza eklemenizde de yarar var!

Kanı inceltir, pıhtılaşmayı azaltır.

Damar duvarını korur, endotel adı verilen döşeyici iç yüzeyin bütünlüğünü destekler.

Trigliserid düzeyini azaltır, faydalı HDL kolesterolünü çoğaltır.

Tüm damar ve organlarda yangısal süreçleri baskılar, yangı önleyici / anti-enflamatuar bir rol oynar.

Bedensel yağ kaybını hızlandırır, kilo vermeyi kolaylaştırır.

Bağışıklık sistemini güçlendirir.

Kan şekerini dengeler.

Dikkat ve konsantrasyon yeteneğini destekler, belleği güçlendirir, unutkanlığı önler.

İyilik hissini güçlendirir, depresyonu önler.

Cilt yaşlanmasını geciktirir, cilde gerginlik ve parlaklık verir.

KONJÜGE LİNOLEİK ASİT (CLA)

Aşırı kilolara iyi gelir

Düzenli olarak susam çekirdeği ve süt ürünleri tüketenlerde, kandaki CLA seviyeleri artmaktadır. Et ve süt ürünleri en zengin kaynaklarıdır. Susam ve süt ürünlerinin birlikte kullanımı CLA etkinliğini (özellikle kilo kaybını) desteklemektedir.

Kilo fazlalığı sorununun çözümünde etkili olabileceğini gösteren kanıtlar vardır.

Etkili dozlarda (1.5-3 mg/gün) alındığında özellikle karın çevresinde biriken yağları azaltmaktadır.

Hücre membranı için güçlü bir koruyucudur. Yangı baskılayıcı ve önleyici güce sahiptir.

Çalışmalar, yağ ve şeker emilimini engellediğini göstermektedir.

Sellülit azaltıcı bir etkiye de sahip olabilir.

RESVERATOL

Kanı sulandırır

Üzüm suyu, kırmızı şarap ve siyah üzümde bulunan bu doğal antioksidandan yararlanmak için haftada 2-3 kez 100 cc (yarım su bardağı) üzüm suyu tüketebilirsiniz.

Üzüm kabuğu, gövdesi, içerik ve çekirdeğinde bulunan çok güçlü bir antioksidandır.

Kanı sulandırır, damar duvarını korur, endotel yatağını destekler, aterosklerotik plakaları önleyebilir.

Kırmızı şaraptaki gerçek güç, bu maddeden kaynaklanmaktadır.

Yaşam uzatıcı etkisi olduğu düşünülmektedir.

Belleği destekleyip güçlendirebilir.

Sinir sistemini güçlendirir.

DİMETİL AMİNOETANOL (DMAE)

Uykusuzluğa karşı

Özellikle somon ve sardunya balıklarında bulunan bu doğal maddenin destek olarak kullanılması halinde günde 50-100 mg kadar tüketilmesi yeterlidir.

Çok güçlü bir antienflamatuar-yangı baskılayıcı bir doğal maddedir.

Genel sağlık için önemli bir destektir.

Özellikle sinir sistemi işlevlerinde önemli görevler üstlenir. Kimyasal mesaj taşıyıcıların özellile Asetilkolin’in sinir, kas birleşme noktasındaki etkilerini düzenlemektedir. Kilo kaybını desteklediği belirtilmektedir.

Ağız yoluyla veya cilde dışarıdan tatbiki halinde cilt yaşlanması belirtilerini geciktirmektedir.

Ruhsal iyilik halini güçlendirdiği, depresyonu engelleyebildiği belirtilmektedir.

Uykusuzluk sorununun çözümünde özellikle kas gerginliği ve kramplarla birlikte olan uyku problemlerinin çözümünde tavsiye edilmektedir.

ALFA LİPOİK ASİT (ALA)

Çok güçlü bir antioksidan

Et ve diğer hayvansal gıdalarla doğal yollardan da alınabilir. Destek olarak 100-400 mg’lık günlük alım yeterlidir. Şeker hastalıkları 600-1200 mg’lık dozlarda kullanabilirler.

Hem yağda hem suda eriyebilen tek antioksidandır, C ve E vitaminlerinden daha güçlüdür.

Hücrenin içinde de, duvarında da güçlü bir antioksidan koruma sağlar.

Mitokondrial DNA’nın bütünlüğünü koruduğundan yaşlanmayı geciktirir.

Şeker hastalığının birçok komplikasyonuna engel olur. Özellikle şeker hastalığı ile ilişkili sinir hasarlanmasını (diyabetik nöropati) geciktirir.

Alkol ve diğer sebeplerden kaynaklanan nöropatilerde de sinir zararlanmasını geciktirebilir.

Hem ağız hem de dışarıdan kullanıldığında cilt kırışıklıklarını azalttığı, cilde genç, parlak ve ipeksi bir kıvam sağladığı kabul edilir.

Anti-enflamatuar/yangı önleyici bir güce sahiptir. Glikoz ve insülin etkisi ile oluşan yangısal süreçleri engeller.

E ve C vitaminleri, CoQ10, L-carnitine ve Acetyl-L carnitine ve Gluthation ile kullanıldığında etkisi daha da artmaktadır.

ÖNEMLİ NOT: Sağlığa yararlı olduğunu düşündüğümüz bu doğal besin desteklerini kullanmadan önce mutlaka doktorunuzla konuşmalısınız. Bu desteklerin reçeteli ilaçların yerini tutmadığını, yalnız başlarına herhangi bir hastalığı iyileştirici etkilerinin bulunmadığını unutmamalısınız.

NASIL YAŞIYORLAR?

HÜLYA EKŞİGİL (Yemek programcısı)

46 yaşındayım. 1.59 boyunda ve 55.5 kiloyum. Maalesef düzenli, iyi bir kahvaltı edemiyorum. Fazlası zararlı olan un, tuz ve şeker gibi besinlerden uzak duruyorum. Kırmızı et ve tavuk etini sevmiyorum. Et olarak sadece balık eti tüketiyorum. Sebzeyi, meyveyi çok seviyorum ve bol bol yiyorum. Özellikle son zamanlarda çorbaya çok düşkünüm. Tatlı olarak çikolatayı tercih ediyorum. 16 yıl önce sigarayı bıraktım. Haftada 3-4 gece, 2-3 kadeh şarap içiyorum. Yaz aylarında tercihimi rakıdan yana kullanıyorum. Vitamin takviyesi almayı gerekli bulmuyorum ve almıyorum. Günümün sadece 7 saatini uykuya ayırabiliyorum. Haftada üç gün birer saat yüzüyorum. İşim stresli olmadığı için de sağlığıma verdiği bir zarar yok. Ailemdeki tek ırsi hastalık kolesterol. Mide asiti düzenleyicisinden başka kullandığım düzenli bir ilaç da yok.

PROF. MÜFTÜOĞLU’NUN YORUMU

Sayın Hülya Ekşigil eğer güne daha zinde başlamak istiyorsa, kahvaltı yapmayı ihmal etmemeli. Sadece balık eti ile yetinmemesini, daha çok demir ve B12 vitamini temin edebilmek için hiç olmazsa haftada 1-2 kez tavuk ve kırmızı ete yer vermesini öneririm. Yemeğe çorba ile başlamak mükemmel bir fikir. Özellikle sebze çorbaları, tahıl ve bakliyat karışımı kış çorbalarının dengeli beslenme ve sağlıklı kiloyu korumak bakımından çok önemli olduklarını düşünüyorum. Çorba deyip geçmeyin! Balık, tavuk ya da kırmızı et kıyması kullanarak da çorba ile çok değişik lezzetler üretilebilir. Aynı zamanda daha az kalori ile daha çok kaliteli besin unsuruna ulaşabilirsiniz. Çorba özellikle çalışanlar ve zamanı kısıtlı olanlar için sağlıklı bir besin seçimi olarak her zaman düşünülmelidir. Yeri gelmişken belirtelim. Hazır çorbalara karşı anlamsız ve doğru olmayan bir çekingenliğimiz var ve bu pek doğru değil. Eğer içeriğinde trans yağ asidi bulundurmadığından ve katkı maddelerinin kontrolsüz kullanılmadığından eminseniz hazır çorbaları özellikle zaman darlığı sorunu yaşıyorsanız rahatlıkla tercih edebilirsiniz. Çorba kış aylarının vazgeçilmez bir besini olmalıdır. İçki olarak tercihini rakıdan yana kullanması -ölçülü olduğu sürece- pek önemli değil. Rakı, alkol oranı yüksek ve bu nedenle de kalori miktarı çok olan bir içkidir. Bütün alkollü içkiler gibi sağlık zararları nedeni ile tüketimini sınırlı tutması gerekir. Sayın Hülya Ekşigil’in genelde olumlu olan yaşam biçimi seçimleri için teşekkür ediyor, sağlıklı, mutlu, huzurlu günler diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları