Emin Çölaşan: Na'ber Tansu!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Dünkü Hürriyet'in Ankara nüshasındaki ilanı görünce birdenbire aklım karıştı.

‘‘TANSU'DAN SATILIK. Mesa Koru'da 140 metrekare 36 milyar. Çankaya Pembeköşk civarında 180 metrekare 70 milyar. Çankaya'da 200 metrekare birinci kat 40 milyar...’’

Allah Allah, seçimde aldığı nasihat sonrasında Tansu acaba malını mülkünü satışa mı çıkardı?

Yoksa paraları alıp Amerika'ya falan mı gidecek?

Araştırdım, meğer bu Tansu bizimki değil, emlakçı Tansu imiş. Bir rahatladım ki, valla sormayın gitsin!

Zaten bizim Tansu işini bilir. Malını bu kadar çabuk satmaz. Satacak olsa bile ilanı ‘‘Özer'den satılık’’ diye verir.

***

Seçimden sonra iki gün geçmiş, Tansu'nun ‘‘gazete’’ diye çıkarttığı káğıt parçasında dün birinci sayfadan verilen haber:

‘‘Çirkin oyunu tersine çeviren ve hazırlanan tezgahı yıkan DYP lideri Tansu Çiller, sandıktan oy oranını düşürmeden çıkmasını bildi...’’

Abooovvvv! Demek ki iki günden beri birileri ‘‘Tansu hezimete uğradı’’ diye bizi işletiyormuş!

Aynı káğıt parçasının dünkü nüshasında bir de resimaltı yazısı:

‘‘Meydanlar oyuna gelmedi. DYP lideri Çiller kartele ve güç odaklarına karşı başlattığı savaşı aynı kararlılıkla sürdüreceği müjdesini verdi.’’

Yav kardeşim, bu müjdeyi veren Tansu seçim gecesinden beri Boğaz'daki yalısına kapandı, hiç kimseyle konuşmadı. Sinir sistemi fena halde bozuk.

Acaba Tansu bu demeci kime vermiş? Kartele ve güç odaklarına karşı mücadelesini sürdüreceğini kime söylemiş?

***

Kadının tetikçiliğini yapan ve parasını Jet-Pa Fadıl'dan alan televizyon kanalı iki günden bu yana süt dökmüş kediye döndü. Herkese 24 saat boyunca tehdit, hakaret, şantaj, yalan ve iftira yağdırır, bu yolla oy elde edeceklerini zannederlerdi.

Bir káğıt parçasından oluşan gazeteleri de öyleydi. Devreye bazen kocası Özer bile girer, faksladığı ‘‘yazıları’’ ve seçmece cümleleri bu televizyonla káğıt parçasında isimsiz olarak yayınlatırdı.

İnsanlara dümdüz gidilirdi.

Tansu dolamıştı diline ‘‘kartel medyası’’ diye, başına kartel medyası kadar taş düştü. Seçim sandığında sanki diğer partilerle değil, ‘‘kartel medyası’’ ile yarışacaktı! Dünya siyasetinde böyle bir gülünçlük ilk kez Türkiye'de görülüyordu.

Tansu seçimi kazanacak, birinci parti olacak, sonra da Allah'ın izniyle ‘‘kartel medyasının’’ tepesine binecekti.

Canım benim!

Aynı Tansu birkaç günden bu yana süt dökmüş kedi gibi oldu.

***

Bundan sonra çevresinde ‘‘el köftesi’’ yapacağı kimse kalmadı. Artık borusu ötmeyecek. Milletten dersini ve nasihatini aldı.

Boynu bükük oturuyor.

Kürsülere çıkıp attığı nutukların fos çıktığı anlaşıldı. ‘‘Allah’’ diyordu, ‘‘Kuran-ı Kerim’’ diyordu. Oysa bu işin ustası olan Fazilet vardı. Onun tarlasına girip yemlenmeye, onun seçmenini kafakola almaya kalkışıyordu.

Ömrünün yarısını Amerika'da geçiren, orada apartman, villa, iş merkezi ve otel sahibi olan ‘‘milliyetçi mukaddesatçı Tansu’’ bir yandan da o mallarını satıp parasını şehit ailelerine vereceğini söylüyordu.

İş sıkıya binince tık çıkmıyordu.

Değil şehit ailelerine, hiç kimseye günahını bile vermezdi.

Onun için varsa yoksa kendi parasıydı.

Elektrik parası ödemeyen şirketinin borcunun silinmesini bile başbakan olmadan sadece bir ay önce kendi imzasıyla Enerji Bakanı Ersin Faralyalı'dan isteyen bu iş takipçisi kadından başka ne beklenebilirdi?

Özer isimli kocası banka batırmış, günümüzün değeriyle trilyonlara ulaşan batık paraları devlete ödetmişti. Genel müdür olduğu dönemde verdiği krediler karşılığında, işadamlarından yüzde 15 avanta alıp cebine atan da bu adamdı.

Ne acıdır ki bu aile bir süre Türkiye'yi yönetti. Devletin örtülü ödenek parası bile Tansu'ya teslim edildi! Sonucu hepimiz biliyoruz. Ortadan kaybolan paralar, dolandırıcılara kaptırılan paralar!..

***

Şimdi dersini aldı. Söyleyecek bir tek sözü yok. Bence yapması gereken en akıllıca iş, derhal istifasını verip Amerika'ya gitmesidir. Orada milyonlarca dolarlık mal varlığına sahip. İki oğlu da Amerikan vatandaşı olmanın onuruyla yaşıyor!

Kendisi zaten bitikti de, partisini de bitirdi. Yılların misyonunu sona erdirdi.

CHP'ye dua etsin. Bay Baykal bunca hata yapmayıp da barajı aşabilseydi, Tansu son seçimde milletvekili bile seçilemiyordu.

***

Seçim öncesinde onu ekranlarda izledik. Karşısına hep ‘‘seçmece’’ gazetecilerini alıyor, şike sorular sorduruyordu. Kendisine ne sorulacağını, ne sorulmayacağını önceden bildiriyordu. Bizim karşımıza çıkacak yüreğe sahip değildi... Çünkü iki tane adam gibi soru sorsak, pelte gibi olacağını biliyordu.

Bizim Tansu çok fos çıktı.

Bir görsem ‘‘Na'ber Tansu, nassın, eymisin’’ diye soracağım ama ortada yok ki!

TEKİN ARAL

Türkiye, değerli bir evladını daha yitirdi. Yazarımız, çizerimiz ve dostumuz Tekin Aral'a Allah'tan rahmet diliyorum. Oğuz Aral abimize, ailesine ve bütün sevenlerine başsağlığı diliyorum.



Yazarın Tüm Yazıları