Emin Çölaşan: Fethullah ve devlet

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Fethullah kıyameti devam ediyor. Fethullah'ın kasetleri işportaya düştü, birbiri ardına yayınlanıyor. Ortaya çıkan görünüm şu:

Bunlar devleti çaktırmadan ele geçirmenin peşinde. Bu amaçla uzun vadeli planlar yapmışlar. Ortalıkta fazla görünmeden, saman altından su yürüterek ve sinsice götürüyorlar. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demeye karar vermişler.

Bunların geçmişini biliyorum. Bir zamanlar atıp tutarlardı. Sonra emir geldi, sessizlik taktiğini uygulamaya başladılar.

Fethullah, aslında Nurculuğun bir kolu. Nurcularla bizim klasik yobazlar arasında sürekli bir tartışma ve fikir ayrılığı var. Örneğin Nurcular seçimde DYP'yi destekler. Fethullah da öyle. Bu seçimde de Tansu'ya oy verdiler, hatta bunu broşürlerle açıkladılar. Bu yüzden, Fethullah kasetleri patlayınca, DYP şimdi Fethullah'a arka çıkıyor.

Bizim MSP, Refah, Fazilet çizgisindeki klasik yobazların taktiği ise bağırıp çağırmak, olay yaratmak ve devleti daha keskin yöntemlerle ele geçirmek. İşte burada Fethullah takımıyla ayrı düşüyorlar.

Ama şimdi, kasetler patladıktan sonra, Fazilet takımı Fethullah'a sahip çıkıyor! Amaçları, Fethullah kadrolarını kendi saflarına çekmek. Herkes kendi oyununu oynuyor.

***

Peki bütün bunlar olurken, Fethullah Türkiye ve yurtdışında yüz milyarlarca dolarlık bir imparatorluk kurarken, bizim devlet ne yapmış? Öyle ya, adamların yüzlerce okulu, dershaneleri, gazeteleri, televizyonları, haber ajansları, dergileri, radyoları, üniversiteleri, hastaneleri, finans kurumları, sigorta şirketleri, vakıfları, holdingleri var.

Fethullah'ın da belirttiği gibi, özellikle mülkiye ve adliye'ye sızmışlar. Polis, kaymakam, vali, hákim, savcı...

Yetenekli, çalışkan ve parlak öğrencileri piyasadan cımbızla tek tek toplayıp kendi okullarına alıp eğitiyorlar. Açtıkları dershanelerde bu çocukları ücretsiz olarak üniversiteye hazırlıyorlar.

Okullarında bu işi çaktırmadan yapıyorlar... Çünkü kuralları belli. Bunu Fethullah kendi ağzıyla söylüyor:

‘‘Fazla sivri olmayın, sonra sizi Cezayir'de olduğu gibi ezerler.’’

***

Bütün bunların devletin hiç değilse belli bir kesiminin bilgisi dışında yapılması mümkün mü? Elbette değil. Bugün bütün partilerde, yani Meclis'te bile adamları var. Hatta DSP'de var. Ecevit boşuna mı konuşmuyor!

Oy uğruna neler yapmışız!

Fethullah takımı bırakın Türkiye'yi de bir yana, sadece yurtdışında, inanmayacaksınız ama 1997 yılı resmi rakamlarına göre 207 okul açmış. Nerelerde mi?

Fas, Senegal, Sudan, Nijerya, Yemen, Güney Afrika, Tanzanya, Kenya, Uganda, Pakistan, Hindistan, Bangladeş, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Nahcivan, Tataristan, Tacikistan, Gürcistan, Çeçenistan, Dağıstan, Afganistan, Batı Rusya, Moğolistan, Sibirya, Başkurdistan, Abhazya, Çerkezki, Almanya, İngiltere, Danimarka, Belçika, Hollanda, Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Romanya, Moldova, Japonya, Güney Kore, Kamboçya, Tayland, Tayvan, Filipinler, Singapur, Endonezya, Papua Yeni Gine, ABD, Avustralya.

***

Bir yerde okul niçin açılır? Ya para kazanırsınız, ya da belli bir amaca hizmet için devleti arkanıza alıp eğitim verirsiniz.

İmam Fethullah gidiyor ve taaa Singapur, Papua Yeni Gine, Uganda, Güney Afrika, Kamboçya, Sibirya, Tayvan gibi ülkelerde okullar açıyor. Buralarda ‘‘Türk’’ yok, ‘‘Müslüman’’ yok.

Buralardan para kazandığını da hiç sanmıyorum. O halde ne oluyor?

Fethullah'ın arkasında büyük bir güç var. Ya bizim devlet, ya Amerika, ya da ikisi birden.

Bizim devletin oralara tek başına uzanacağını hiç sanmam. O halde benim mantığım ‘‘Bu işin arkasında Amerika var ve Fethullah'ı o kullanıyor’’ diyor.

Bunun adı ‘‘Yeşil Kuşak Teorisi’’... Amerika, komünist yayılmayı önlemek için ‘‘ılımlı İslam’’ yöntemini geliştirdi. Bunu temsil eden Fethullah'ın foyası ise patlayan kasetlerle ortaya saçıldı!

Ama kesin gerçek, bu imamı bizim devletimiz de şu veya bu biçimde kullanmış. Zaten Fethullah'ın bizim Baba'ya bile iki yıl önce ödül vermesi, Baba'nın da bunu kabul etmesi, bu gerçeğin göstergesi değil mi?

Onunla el ele tutuşup resim çektiren, yakın zamana kadar yazılarında övgüler düzen bizim medya mensupları ile entel-liboş tayfasını da unutmayalım!

***

Bir insan, hele Fethullah düzeyine gelmiş bir insan, sözünün arkasında durmak zorundadır... Çünkü şeref ve haysiyet bunu gerektirir. Oysa rezalet belgelenince, halen Amerika'da bulunan Fethullah korktu ve açıklama yapmaya başladı:

‘‘Kasetler montaj.’’

İnsaf baba, insaf! O kasetlerin montaj falan olmadığını beş yaşında çocuk bile anlar. O sözleri aynen söylemişsin.

Mert ol, yürekli ol, adamlarına örnek ol. Ya korkma, ya da korkacağın işi yapma. Ayıptır, hem de günahtır.

Eğer sözlerinin arkasında dursaydı, inkár etmeseydi, belki kişisel olarak Fethullah'a saygı duyar ve ‘‘Aferin, mert adammış. Hiç değilse kıvırtmıyor’’ derdim. Ama bu kıvırtıyor!

Unutmayalım, Apo da İmralı'da Türk Devleti'ne büyük saygı duyduğunu, barıştan yana olduğunu belirtip şehit analarından özür diliyordu! Yaaaa!

***

Açıklama: Cumartesi günkü ‘‘Kendileri Bilir’’ başlıklı yazımla ilgili olarak Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu bir açıklama gönderdi. Merkezi sınav konusunda DSP ile aralarında hiçbir görüş ayrılığı olmadığını, MHP'nin devlette kadrolaşma gibi bir amacı bulunmadığını belirtiyor. Teşekkür ediyorum.



Yazarın Tüm Yazıları